Sıfırın Mezopotamya’da matematik sistemine katılmasi nasıl olmuş? 25205 rakamini ele alalim. Bu 7 x 3600 + 5’ e eşittir, yani Sümer matematik sistemine göre 75’tir. 425 in de 75 e eşit oldugunu yukarıda anlatmıştım. Bu karışıklık 25205 sayısınnda 60’lar basamağının olmayışından kaynaklanır. Aslında 25205 = 7 x 3600 + 0 X 60 + 5 olması gerekir. Sümerler 60’ lar basamağının yoklugunu göstermek için, 7 ile 5’in arasina bir aralık bırakıp 7 5 yazarlarmış. Böylece sıfır, yoklugu, iki sembol arasındaki aralığı belirtmek icin ortaya çıkmış.. Ve rakamlar arasına konan aralık nedeniyle 705 ve 7005 muhtemelen biribirleriyle karıştırilacagı için, en sonunda Mezopotamyalılar bu aralık için (sıfır için) bir sembol düşünmüşler.
Rakamlar sisteminde sıfıra karşılık bir sembolün gelistirilmesi, hepsi bir arada yaklasik bin bes yüz yıl sürmüş. Aslında sıfıra denk düşen işareti ilk ortaya çıkaran Sümerler degildir. Sıfırı, milattan önce yaklasık 500 yılında Sümerlerin takipcisi olan Babilliler ortaya çıkarmıştır. Bir kac yüz yıl sonra Babil’in Büyük İskender tarafından ele gecirilmesiyle de, Mezopotamya medeniyeti sona ermistir. Bunun Yunan kültürü üzerindeki etkisi acık ve net göruülüyor ise de, sıfırn Avrupa’ya ulasabilmesi bin sekiz yüz yıl sürmüştür.( Gerçi mitolojide yunan mitolojisinde özellikle Zeus ile ilgili efsanelerde sıfır çok kullanılmıştır ama genede sürece böyle etki yapmıştır. ) Sıfır Avrupa’ya Maya kültüründen gecmemistir. Cünkü Kristof Colomb Amerika’ya ayak bastığınnda, Maya kültürü, böyle bir seye hazırlıklı olmalariıa ragmen, felaketlerin zamansız ve esrarengiz bir sekilde bir araya gelmesi sonucu yok olmustu. Ve Azteklerin caniliklerinden fena halde ürkmüs olan İspanyollar da, yerlilere ait yok edilebilecek ne varsa yok etmisler, ve boylece Mayalarin ölüm tanrısı Ah Puch’a katkıda bulunmuslardır.
Sıfır Avrupa’ya, tutucuların bir sürü engellerini aşıp, bir sürü dolambaclı yollardan gectikten sonra dünyanın bir başka yerinden, Hindistan’dan gelmis. Sıfır Hindistan’da, milattan sonra besinci yuzyiıda, ayni bizim simdiki sistemdeki gibi 10 rakamına dayalı bir matematik sisteminde kullanılıyormus. Tarihciler Hindistanda sıfırın nasil ortaya çıktığı konusunda hala anlaşmış degiller.
Büyük İskender’in. milattan once 326 yılında, imparatorlugunun sınırlarını Hindistan’a kadar genisletmesiyle, Babil matematik metodunun bir bölümünün(sıfırsız olarak!) Uzak Dogu’ya ulasmıs oldugu kesindir. Hindistanlıların rakam sisteminin, Çin’le olan iliskiler icerisinde gelismis oldugu da bir gercektir.
Hindistanlilarin sıfırı her halükarda, rüzgarin hangi yönden olursa olsun alıp getirdigi, hava ile iliskili. Sıfıra verilen isimler şöyle bir tablo ciziyor:
Ambara (atmosfer), kha (uzaydaki hava) ananta (sonsuzluk), akasha ( eter), ve en cok kullanılan shunya (boşluk). Aynı Maya’larda - günü harekete gecirmesi gereken, gözlerini havaya dikmis adamı hatırlayın- ve Sümerlerdeki gibi- 60 Anu’nun rakamı, Hava tanrısı- Hindistanlılar da hesap sistemlerinin temelini havanın görüntüsünü yansıtan hice dayandırmışlar. Ama o (hava) gercekten hic miydi? Hindistan felsefesine göre degildi: madde kaybolamaz, olsa olsa sekil degistirir. Sözcüğün mutlak anlamıa göre, cevremizi saran alan boş degildir, tam tersine yaşamı mümkün kiıan elementlerle doludur.
Bu bilimsel mi?