-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
erdem53 rumuzlu üyeden alıntı
Bende Kuran'ı yorumluyorum ve başörtüsü örtünmek gerektiğine inanıyorum(tabii ki siyasi simge olarak görülmesine de şiddetle karşıyım).Benim gibi düşünen bir sürü de insan var.Peki neden saygı gösterilmiyor.Bu şekilde düşünen insanlar çoğunlukta da olsa azınlıkta da saygı duyulması gerekmez mi.
Diyelim ki insanlar yanlış biliyor; Yeni bir inanç, yeni bir din ortaya çıktı ve o dine inananlara baş örtüsünü emrediyor.Ateizme saygılı oluyoruz da diğerlerine neden olamıyoruz?..
Lütfen herkesin inancına saygılı olalım.
sizinle aynı görüşteyim sayın erdem 53.
elinize sağlık duygularıma düşüncelerime tercüman olmuşsunuz. :iyi:
türbana eleştiri getirenlerin, sizin bu sorulara ne yanıt vereceklerini merakla bekliyorum.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
erdem53 rumuzlu üyeden alıntı
Sayın commodore1tr;
Aslında bu forumda konuyu İslamiyette başörtüsü var mıdır-yokmudur tartışmasına yönlendirmenizin yerine, baş örtüsü sorununun hukuksal boyutuna yönlendirmenizin daha faydalı olacağı kanaatindeyim.
HUKUKİ.NET sitesine yakışacak baş örtüsü konusu; hukuksal açıdan başörtüsünün üniversitelerde, devlet kurumlarında, toplumsal alanlarda takılıp takılamayacağının tartışılıp yorumlanması olmalıydı bence.
''don ve kurufasulye..'' içerikli başlık hem tartışılıp yazılan yazılara hemde bu siteye yakışmıyor.
bende aynı görüşteyim. sizi destekliyorum :iyi:
ancak şunu bilmeniz lazım sayın erdem 53,
türbanı islama uygun olup olmadığını tartışmak en rehat tartışılıcak ve yorum farkı sebebi ile istenilen yerlere çekilebilecek bir konu.
ama eğer laikçiler bahsettiğiniz hukuki, sosyal ve toplumsal konular bağlamında türbanı tartışırlarsa duvara toslayacaklarını ve sonuçta karşı tarafın haklı çıkma ihtimali olduğunu bizden daha iyi biliyorlar. çünkü onlarda insan haklarına inanıyor, çünkü onlarda demokrat ... ama görünen o ki sadece sözde...
buradan tüm laikçilere sesleniyorum,
yüksek öğrenimde türban takılırsa laiklik nasıl elden gider? sorusunun cevabını olarak bekliyorum.
bana sakın avrupa insan hakları mahkemesi demeyin!!!
ahim'in böyle bir düşüncesi olsaydı avrupanın hiç bir ülkesinde dini semboller ile üniversiteye girilemezdi ?
ahim'in kararı şudur:
sizin yüksek yargı kararlarınıza göre türban ile üniversiteye girilmesinin yasaklanması doğrudur. bu yüzden türbanlı kızalrın bana gelen itirazlarını geri çeviriyorum.
yani eğer sizin yüksek yargı kararlarınız , yorumlarınız üniversitede türbana imkan tanısaydı , o zaman üniversitede türban giymek isteyipte giyemeyen kişilerin bana gelen itirazlarını değerlendirir ve türkiyeyi suçlu bulurdum.
demek istiyor.
ama laikçi kesim ve medya bu yorumu yapmıyor.
ahim türbanın üniversitelerde yasaklanmasının doğru bir karar olduğuna karar verdi diye yorumluyor.
bugün yüksek yargı kararlarını değiştirsin, yorumlarını değiştirsin, türbana yeşil ışık yaksın, siz ondan sonra bazı üniversitelerde yasak getirin. bunun üzerinide türbanlı kızlar ahim'e baş vursun. bakın ahim deki aynı yargıçlar ne karar verecek ?
artık türkiye eskiye göre daha eğitimli, heşeyi daha iyi anlıyor ve algılıyabiliyor, eskisien göre dünyada neler oluyor bitiyor farkında , internet ve görsel medya sayesinde herşeyden anında haberdar oluyor. dolayısı ile eskisi gibi yanlış yönlendirmeler ile, tahrik ile , korku senaryoları ile insanları kitleleri etkilemeniz, baskı altında tutmanız, beğenmediğiniz siyasi oluşumları yok etmeniz çok zor. en azından eskiye göre zor. ama görülüyorki imkansız diye bir şey yok !!!
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
Av.Abbas Bilgili rumuzlu üyeden alıntı
Sayın commodore1tr;
Karabük Belediye Başkanı'nın yasakçılığının benim savunduğum "özgür düşünce" ile bir ilgisi yok. Daha önce de defalaeca belirttim, AKP ile bir ilgim yok, yakınlık da duymuyorum. Benim düşüncelerime uygun düştüğü ölçüde savunurum, ters düştükleri ölçüde de eleştirirm. AKP'nin tutumu başörtüsü konusunu çözümsüzlüğe sürüklediğinden yanlış yaptıklarını düşünüyorum. Ben baş örtüsünün üniversitelerde serbestliğini savunuyorum. Dünyanın hangi üniversitesinde böyle bir yasak olduğunu da siz yüksek bilgilerinizle izah ederseniz memnun oluruz.
Aslında AKP'li belediye başkanının yazar Latife Tekin'e uyguladığı yasakçılık ile bazılarının bir başka yazar Elif Şafak'a söyledikleri yasakçılığın bir başka versiyonu değil mi? Yasakçılık bir zihniyet problemidir. Bunu uygulayan aktörler; ulusalcı, islamcı, faşist, komunist, kemalist vs olabilir.
Diğer ideolojilerin radikalleri ile aynı çizgide (yasakçılıkta) buluşmak istemiyorsak bizim gibi düşünmeyenlere ve bizim gibi giyinmeyenlere de biraz hoş görü gösterelim derim.
bu konuda başka bir forumda yazdığım görşümü burada da tekrarlamak istiyorum,
akp'ye düşmansınız ya, olayları sadece taraf gözüyle değerlendiriyorsunuz. tarafsız olamıyorsunuz.
ben size daha tarafsız bir yorum yapayım ;
kültürel bir etkinlikte davet edilen yazarlar oturmuşlar, kültürel ve sanatsal konular hakkında görüşlerini bildiriyorlar. daha sonra bir yazar çıkıp , gayet saldırgan bir biçimde akp yi ve politikalarını eleştirmeye başlamış. başbakan ve cumhurbaşkanı hakkında ön isimleri ile hitap ederek ortamı daha da gerginleştirmeye başlamış.
ben size soruyorum; kültürel bir etkinlikte bu tip siyasi tartışmalar yapmak, hele bu tartışmaları akp ye yönelik saldırgan bir tutum ile yapmak, bazı devlet büyüklerine ön isimleri ile hitap etmek doğru bir hareketmidir ?
eğer bu soruma evet yazarın yaptığı gayet doğrudur diyorsanız, sizinle tartışacak bir şeyim yok. ayrı dünyaların insanlarıyız zaten. siz militan düşünceli , kendinize göre her şeyi mübah sanan bir düşüncenin insanız.
gelelim akp'li başkanın tavrına, bu tip provakatif bir durum karşısında kontrolünü kaybederek, gereksiz yere provakatör olduğu belli olan o an için sözde bir yazar durumunda olan kişi ile tartışmaya başlıyor. yapıkları söyledikleri yanlış ve gerkesiz. demokratlığa sığmayan bir davranış. eleştirilmeli.
peki bu tip provakatif bir durumda başkan ne yapmalıydı? o seviyesiz lafları ve eleştirileri sonuna kadar dinlemeli idi. provakatörün lafı bitince , kürsüye gelip başkan olarak mikrofonu eline almalıydı ve
"sayın misafirler , belediyemiz adına sizden özür diliyorum, yazar sıfatıyla çağırıdığımız bu şahıs kültür şenliğimizde provakatif amaçla siyasi konulara girmiş, hiç yeri ve zamanı değilken bu tip konuşmalarda bulunmuştur. burası yeri olmadığı için bu şahsa şu an cevap vermeyi uygun bulmuyorum. ancak belediyemiz adına yazar zannetitğimiz bu provakatörü kültür şenliğmize çağırma gafleti içine düştüğümüz için sizlerden tekrar özür diyorum"
demeli idi...
sizlere sesleniyorum, ey akp düşmanı insanlar ve medya,
birilerini sevmeye bilirsiniz ama bu kadar taraflı ve çarpıtılmış haberler yapmayın. sadece başkanı suçlamak kendinizi kandırmaktan başka bir şey değildir. insanları yanlış yönlendiriyorsunuz, kültür şenliğine provakatif amaçla geldiği belli olan bu şahıs gibi amacınız ortalığı karıştırmak, toplum içinde gerginlik yaratmak ve akp yi köşeye sıkıştırmak.
ama yanlış yoldasınız.
bu olayı madımak ile aynı kefeye koymak mı? tek kelimeyle yazık ki yazık...
orada belli bir amaç uğruna toplanmış bir grup insan vardı. ne söyleyecekleri ve ne hakkında konuşacakları belli idi. olay sonucundada kitlesel bir tepki olmuş ve sonucunda bu tepki eyleme ve son olarakta vahşete dönmüştü.
1- burada yazarın konuştuğu ortam siyasi değil kültürel bir ortamdı
2- tepki sadece başkandan gelmiş ve bireysel olmuştur. orada bulunan kitleler bu tip bir tepkide bulunmamıştır.
3- kişisel verilen tepki sadece tepkide kalmış , fiili bir olaya dönüşmemiş, eylem hele hele vahşet denecek bir olay olmamıştır.
bu olayı madımak olayına benzeten düşünce yapısına sahip insanların kendilerine iyice bir bakmaları ve nasıl böyle bir düşünce yapısında olduklarını iyice bir sorgulamalarını istiyorum. çok fazla uçtasınız. merkezden ve aklı selimden uzaklaşmışsınız. akp yi sevmemek bu kadar yanlış düşüncelere sahip olmanızı gerektirmiyor.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
cognis rumuzlu üyeden alıntı
Sn Bilgili, 'yasakçı' zihniyeti tanımlarken pekala 'emsal'leştirmişsiniz de, idealize ettiğiniz 'zihniyet'i de üç beş misal ile örneklerseniz daha iyi anlaşılacak.
türbanla yüksek öğrenim görmek doğru mu değilmi?
doğru değil diyorsanız , yasakçısınız demektir.
baş örtülü annelerin okul bahçelerine, mezuniyet törenlerine alınmasın diyorsanız, yasakçısınız demektir.
kızlar başını niye örtüyor , kuranda yokki diyorsanız, örtmesin diyorsanız yasakçısınız demektir.
herkezin kendi özgür iradesine karışmaya ne hakkınız var. o yada bu sebeple bir şeye inanmış
o bireyi yargılama hakkını size kim veriyor. inancına saygı göstermeniz gerekmiyormu ? illa herkes sizin düşündüğünüz gibi mi yaşamalı, öyle mi düşünmeli ? yasakçılığın en büyüğü bu değilmi ?
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
cognis rumuzlu üyeden alıntı
Demokrat olmak zorunda değilim,
Müslüman olmak zorunda değilim,
Laik olmak zorunda değilim,
Türban takanlara saygı göstermek zorunda değilim,
Velhasıl herkes kadar bende özgürüm,,,
Türban takanlar;
kimileri belki dini sebeplerle türban takıyorlar.., BANA NE??? Diyelim 'türban' takanlar cennetlik, takmayanlar cehennemlik...faraza böyle de bir 'farz' varmış diye gerçek dışı bir varsayım türetelim.., sahiden BANA NE??
"Türban takanlar irticai sebeplerle takıyorlar'sa" bu mühim bir hadisedir. Bunun kabulü/reddi aksi fikri dikte edenlerin 'demokratlığının, laikliğinin, müslümanlığının' yokluğunun ikrarına mı endeksli??? Vahim çooook vahim!!!!
Burda mevzuu başka....,
Türban TAKTIRANLAR'dan BAHSEDİYORUZ....
elbette hiç bir şey olmak zorunda değilsiniz.
ama olduğunu savunanların çelişkilerini yazmakda boyunumuzun borcu.
türban takıtranlardan bahsetmişsiniz, hemde irticai amaçla...
size bir sormak istiyorum;
siz fikir özgürlüğünün neresindesindesiniz ?
"her insan görüşü ne olursa olsun başkasının özgürlüğünü kısıtlamadan savunabilir" diye düşünenlerdenmisiniz ?
yoksa
"her hangi bir kuralla (toplumsal, ahlaki,hukuki vs..) uymayan hiç bir görüş savunulamaz, konuşulamaz" diyenlerdenmisiniz ?
varsayalım ki (velev ki) bazı insanlar irticai amaçla bu kızlara zorla türban taktırıyorlar.
1- o zaman bu kızlar türban yasak olan ünversiteye koşa koşa gitmek istemezlermi?
2- okula girer girmez türbanlarını çıkarmak istemezlermi?
3- irticai amaçla zorla türban taktıran aile hiç çocuklarını çağdaş bir yer olan üniversiteye göndermek ister mi?
ama ben hiçte öyle bir durum görmüyorum. türban yasağı yüzünden okuluna gidemeyen , ağlayan, isyan eden öğrencile rgörüyorum, peruk takan öğrenciler görüyorum, o türbanı çıkarmak zorunda olan kızalrın yüzlerindeki ifadeyi görüyorum.
hiçta bana zorla türban taktırılmış izlenimi vermiyorlar. hiçte siyasi bir parti uğruna türnban takmış birisi izlenmi vermiyorlar.
dolayısı ile türban takmada bir zorlama yok. ama inanış var... inançlar her zaman belli kuralları kendiliğinden otomatik olarak getirir.
siz laikçi olan arkadaşlar, sizinde kendi toplum hayatınızd farkında olmadan belli kurallara alışkanlıklara uymak zorunda olduğunuzun farkında değilmisiniz ?
bunları yapmadığınız zaman o toplumdan inanışlarından uzaklaşmış olmuyormusunuz?
mesela kravatı şık olduğu içinmi takıyorsunuz, işiniz gereğimi. bıyıklı ve sakallı işe alınmayan büyük şirketler olduğunu varsayarsak, neden sakal bırakıp o işe girmeyi düşünmüyorsunuz?
toplumsal kurallar , sosyal davranışlar , örf ve adetlerimiz olduğu gibi , dini inanış ve kurallarımız olamaz mı? bazı insanlar dini inanışlarına göre davranamaz öyle yaşayamaz mı? bu kurallara göre türban takan kızlara birileri zorlamı taktırmış oluyor? onların inancı böyle. zaten o inançta olmayan bir kzı zorla türban takmış olsa bir gün o türbanını çıkaracaktır. örnekleri var.
yazılarım hep bir noktada toplanıyor.
sayın erdem53 'ün de söylediği gibi , herkesin inancına saygı gösterin. yeterki sizin özgürlüğünüzü kısıtlamasınlar.
kısıtladıklarını ispat edin, bende burada sizin en büyük savunucunuz olacağım.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
cognis rumuzlu üyeden alıntı
Samimi olmak lazım ise;
AÇIKÇASI;
*İslami/dini/muhafazakar/türban vs. tüm kavramlardan SIKILDIM.
*İçinde bunların geçtiği tartışmalardan daha da SIKILDIM.
*Uzun zamandır T.C. Hükümetini temsil(!) eden kimliklerin beyanatlarını dahi dinlemek istemiyorum,,,
herkesin inancına eşit ölçüde saygılı olmayıp , inaçları uğruna eşittilik isteyenleri hor gören , yok sayan , öteleyen bir anlayış sürdükçe;
siz daha şok bu beyanatları , bu kavramları ve bu tartışmaları duyacaksınız...
eğer onların inancı benim özgürlüğümü kısıtlıyor diyenlerdenseniz,
lütfen bugün yaşadığınız bu kısıtlamarı açıklamanızı rica ediyorum.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Sayın sadivarol;
Ben yasakçı zihniyete olan tavrımı açıkça belli ederken, bu yasakçılığın AKP'den veya kimdem gelirse gelsin; bunların "yasakçılık" anlamında aynı çizgide buluştuklarını ifade etmeye çalışmıştım. Bu bağlamda Karabük Belediye Başkanı'nın yazar Latife Tekin'in konuşmasını engellemesini de "yasakçılık" olarak yorumlamıştım.
Analadığım kadarı ile "türban yasakçılığı" konusunda oldukça duyarlısınız ve türbanın yasaklanmasına karşısınız. Ben de başörtüsünün üniversitelerde serbest olmasını bir çok defa bu sitede savundum ve savunuyorum. Ama siz AKP'li belediye başkanının yasakçılığını pek de yasakçılık olarak kabul etmiyorsunuz. Üstelik bizim bu belediye başkanına "yasakçı" dememiz size dokunmuş görünüyor.
İşe bu tavrınız çifte standadınızı gösteriyor. Siz türbana özgürlük isterken, öbür taraftan bir yazarın konuşmasının engellenmesini "kerameti kendinden menkul" gerekçelerinizle savunursanız samimiyet sınavında notunuz düşük olur.
Gerçi, belediye başkanı, başka türlü davranmalıydı vs diyorsunuz ama bu yorumlarınız içinde de; anılan yazarın ifade özgürlüğünün kısıtlanmasının bir başka şekli görünüyor. Bir belediye başkanı bir yazarı oraya çağırdıysa, o yazarın konuşmalarına da müdahale etmemeli idi. Anılan yazar AKP politikalarını da eleştirebilir, orası bir kültürel toplantı da olsa, sonuç itibariyle belediyenin yaptığı bu "kültür festivali" de aslında bal gibi bir politikadır. Orada politika konuşmanın hiç bir sakıncası olmamalı.. Düşünce ve ifade özgürlüğü bunu gerektirir.
Fazla politik olmak, bir partiye angaje olmak bizi gereçekleri görmekten alıkoymamalı. AKP'ye toz kondurmayan satırlarınızı yeniden okuyup düşünmenizde yarar var. Nerede hata yaptık diye insanlar kendilerini sorgulayabilmeli.
Selamlar.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Okay Gönensin ogonensin@gazetevatan.com29.06.2008 Sen mecbursun o değil
http://www9.gazetevatan.com/pics/yazarlar/11.jpg.
Latife Tekin’in, boynunun kırılması tehlikesiyle karşı karşıya kalmasınKarabük’te küçük gibi görünen bir olay oldu. Belediye bir şenlik düzenlemiş ve bazı yazarları davet etmiş. Latife Tekin’in bir panelde konuşması AKP’li Belediye Başkanı’nın hoşuna gitmeyince de asıl şenlik başlamış. AKP’li Belediye Başkanı hemen Latife Tekin’e hücuma geçmiş, sonra mikrofonunu kapattırmış.
Belediye Başkanı’nın adamları hoşlarına gitmeyen şeyler söyleyen konuşmacılara “boynunuzu kırarız” diye saldırmış...
Bu şahıslar AKP’li, yani dini referanslarla yaşayan, mütedeyyin ve muhafazakâr kişilera neden olan sözleri ise bu şahısların kolay anlayamayacağı bir konuda. Tekin, mevcut hükümetin nükleer enerji yerine ülkemizdeki su, rüzgâr ve güneş gibi yenilenebilir enerji kaynaklarına yönelmesini öneren “çevreci” sözler söylemiş.
Demek ki Latife Tekin’in boynunu kırmaya sıvanan şahıslar herhangi bir çevreci duyarlılığa sahip değil. Boyun kırma tehdidine davranmadan önce biraz durup o sözleri dinleseydiler belki de anlayabilecek ve böylece kendileri için bir aşama kaydetmiş olacaklardı.
***
Bu şahıslar herhalde türban yasağının kalkması için de çalışıyorlardır. O yolda da boyun kırmaya hazır olduklarını, bu kadar basit bir eleştiri üzerine giriştikleri saldırı gösteriyor.
Türban meselesini basit bir özgürlük olayı olarak almak, Türkiye’de Müslümanların dinlerini yaşamakta zorlukları olduğunu iddia etmek, bu Karabüklü belediye başkanı ve boyun kırıcı arkadaşlarının temel insan haklarını savunmak mümkün. Bu çifte standardı Karabüklü AKP’liler ve ülkemizde niceleri yaşıyor ve dayatıyor.
Öyle bir dayatma ki, sen eğer kendine demokrat diyorsan, her ne istiyorsa onun yanında olacaksın. Farklı bir görüşte olamazsın, eğer farklı bir görüş ileri sürersen demokratlığın düşüverir.
Ama onlar en küçük bir çevreci eleştiriye bile tahammül etmeme hakkını kendilerine görüyor ve bir insanın fikirleri dolayısıyla boynunu kırmaya kalkabiliyorlar.
***
AKP’nin üstündeki her şahıs sürekli olarak “demokrasi” deyip duruyor. AKP’nin altı ise anlamadığı bir fikir dolayısıyla boyun kırmaya kalkıyor.
AKP’nin üstünden bu olayla ilgili bir ses dün çıkmadı. Hatta CHP de bu olayı önemsemedi. Karabüklü belediye başkanı ve adamları aynı şekilde yaşamaya devam edecek, başka boyun kırma olaylarına hazırlanacaklar, çünkü kimse çıkıp kendilerine “nasıl böyle bir hıyarlık yaparsın” bile demeyecek. Kimse bu olayın bir demokrasi dersi olduğunu onlara ve bütün ülkeye anlatmayacak.
Ne demişti bir önemli siyasi kişi: “Ne demokrasisi ulan...”
Hak Eylemlerimiz'de Erdoğan toplumun diyer kesimlerine seslenip
"Bunlar verilen haklarıda beğenmez...
İş olmadığı için evde oturan milyonlarca insan var, bunlar yıllar sonraki emeklilik haklarındaki değişikliği bahane edip önümüzü kesiyorlar...
(Bizim Gemi paramız yok çocuklarımız matap alaçak)
Aslında halkın önünü kesiyorlar" diye çıkışa bilir.
Unutmamalıki toplumun bir keşimine uygulanan olumsuzluk bilesik kaplar yasası örneği her alana yansır.
Hükümet kayıt dışından besleniyor
Onlara el atmak iştemiyor
Çalışanın
Emeklinin Haklarına yöneliyor.
Örnek: İş Kazasıyla sakat kalan bir kişiye daha önce 420 YTL Aylık bağlanırken AKP Deformuyla bu 175 YTL ye indiriliyor.
Bir sakatın hakkına göz dikmekten daha Sakat durum varmıdır?
Ortada hem yalancılık hemde Sakatlık var!
Maustafa Balbay Cumhuriyet Mart 2008
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Türk halkı kurtuluş savaşı mücadelesi ile toplumsal anlaşmasını imzalamıştır. Hem de kanıyla!
Şimdi atalarının, dedelerinin, ninelerinin, hatta anne ve babanız kanı ile sulanmış bu topraklarda, Atatürk'ü de laikliği de tartışmak "abovo"dur, abesle iştigaldir, gafletin dik alasıdır.
FRANSA'da; Din adamları tarafından devletin yönetilemeyeceğine UYANAN halk Bastil isyanı çıkardı, ardından FRANSIZ İHTİLALİ geldi. Sene kaç mı? 1789-1799
Biz kaç senesindeyiz? 2008
İŞTE bu kadar geride kalınmış!
Sonra da Gutenberg’in 1454’teki icadından 273 yıl sonra, 1727’de ülkeye gelen matbaa için hayıflanıp durmayın.
NE KADAR GERİYE BAKARSANIZ O KADAR İLERİYİ GÖRÜRSÜNÜZ.
-
Re: Din, İman, Türban, Don, Kadın ve Kurufasülye İşte AKP İşte Öykü...
Alıntı:
Av.Feyz Pazarbaşı rumuzlu üyeden alıntı
Türk halkı kurtuluş savaşı mücadelesi ile toplumsal anlaşmasını imzalamıştır. Hem de kanıyla!
Şimdi atalarının, dedelerinin, ninelerinin, hatta anne ve babanız kanı ile sulanmış bu topraklarda, Atatürk'ü de laikliği de tartışmak "abovo"dur, abesle iştigaldir, gafletin dik alasıdır.
FRANSA'da; Din adamları tarafından devletin yönetilemeyeceğine UYANAN halk Bastil isyanı çıkardı, ardından FRANSIZ İHTİLALİ geldi. Sene kaç mı? 1789-1799
Biz kaç senesindeyiz? 2008
İŞTE bu kadar geride kalınmış!
Sonra da Gutenberg’in 1454’teki icadından 273 yıl sonra, 1727’de ülkeye gelen matbaa için hayıflanıp durmayın.
NE KADAR GERİYE BAKARSANIZ O KADAR İLERİYİ GÖRÜRSÜNÜZ.
Bu yazının altına imzamı atıyorum, Feyz bey..
Teşekkürler..