Ergenekon Notları

Alıntı:

---

Harun Gür rumuzlu üyeden alıntı

Vallahi Birgün'ün ifşaatı içerisinde şurası çok önemli, linke tıklamayanlar için:
"Bakın, adı Ergenekon ya da başka bir şey olsun bilemem ama ben bu tür bir yapılanma olduğuna kesinlikle inanıyorum."

"ABD DESTEĞİNİ ÇEKTİ

ABD kontrol dışına çıkan Ergenekon’u destekleyemeyeceği bir duruma geldi. Daha önceden de biliniyordu. Neden şimdi? Çünkü artık kendi çıkarlarına uygun değildi bu yapı. Bu nedenle kendisine uygun yeni bir Ergenekon’u kurdu ve eskisinin tasfiyesi için düğmeye bastı."



Allah ABD'den razı olsun...

---

Sayın Harun Gur'un yukarıdaki açıklamasına aynen katılırken
İSMİ; ERGENEKON YADA MER-GENE-KON YADA SER-GENE-KON, VS…
AMA..!
Türkiye’de Hükümetleri anti Cumhuriyeti bir şekilde yıkan….
Yıkamadığı zamanlar dada darbeleri göreve çağıran…
Bir taraftan “Cumhuriyet” derken diğer taraftan “asker göreve” derken…
Emellere ulaşmak için ülkede bunca faili meçhul cinayet, çoğu ortaya çıkarken..
Hukuk devletinde yasal bir şekilde kurulan halkın çoğunluğu tarafından seçilmiş-
bir partiye “terörist” derken… Bu aslında, Cumhur’a saygısızlık Cumhuriyet’e de ihanetken…
Hukukun işlemesine, fail’lerin bulunmasına taraflarca engel teşkil eden hal ve hareketler ortadayken…vs..vs..vs...! İken… Söz konusu amaçlara her türlü hizmet ederken…
Bir örgüt yok demek…Bana göre en hafif anlatımla, kesinlikle akilli işi değildir… Yada nefsine göre konuşmaktadır…Diye düşünüyorum…
-------------------
EKŞİ

Alıntı:

---

Av.Erol EKŞİ rumuzlu üyeden alıntı

Sayın harun Gur'un yukarıdaki açıklamasına aynen katılırken
İSMİ; ERGENEKON YADA MER-GENE-KON YADA SER-GENE-KON, VS…
AMA..!
Türkiye’de Hükümetleri anti Cumhuriyeti bir şekilde yıkan….
Yıkamadığı zamanlar dada darbeleri göreve çağıran…
Bir taraftan “Cumhuriyet” derken diğer taraftan “asker göreve” derken…
Emellere ulaşmak için ülkede bunca faili meçhul cinayet, çoğu ortaya çıkarken..
Hukuk devletinde yasal bir şekilde kurulan halkın çoğunluğu tarafından seçilmiş-
bir partiye “terörist” derken… Bu aslında, Cumhur’a saygısızlık Cumhuriyet’e de ihanetken…
Hukukun işlemesine, fail’lerin bulunmasına taraflarca engel teşkil eden hal ve hareketler ortadayken…vs..vs..vs...! İken… Söz konusu amaçlara her türlü hizmet ederken…
Bir örgüt yok demek…Bana göre en hafif anlatımla, kesinlikle akilli işi değildir… Yada nefsine göre konuşmaktadır…Diye düşünüyorum…
-------------------
EKŞİ

---

haklısınız efendim

bu millete yıllarca gerçek diye yutturulan bir yığın yalanın ardından herkes gerçeğin içinde bile gerçek arar oldu.

paranoyaklık amansız bir ruh durumudur .

insan en yakınlarını bile kendisine zarar vereceğini sanarak saçmalar durur.

ne diyelim.allah şifanızı versin........

ayazoglum

Birgün'den alıntıyı özellikle yaptım ve bence önemli olan bölümlerini koyulaştırdım.

Ülkemizde ABD'nin kurdurduğu Gladyo'nun varlığı su götürmez bir gerçektir. Ardından Susurluk kazası ile ortaya çıkan siyasetçi, mafya, polis üçgeni oluşumun devam ettiğini göstermiştir.

Bugün Ergenekon olarak adlandırılan ve yakın zamanda davaya bakan Mahkemenin kararı ile "varlığına dair herhangi bir kanıt" henüz bulunamamış olan yapılanma resmin neresine oturmaktadır?

Yargılananların önemli bir kısmı ABD karşıtıdır.

Gladyo'yu ortaya çıkarmayacaksınız, "bizim çocuklar başardı" denilen darbeci 12 Eylülcülere ilişmeyeceksiniz, Susurluk'u deşmeyecek, ardındaki siyasi iradeyi sorgulamayacaksınız. Ancak varlığı halen tartışmalı Ergenekon dolayısıyla ABD karşıtlarını, Kemalistleri sindireceksiniz.

Birgün'ün sözleri o nedenle önemli. Her türlü darbeye, çetelere, mafyaya, demokrasiyi kesintiye uğratmaya kalkanlara, masum insanları öldürenlere karşıyız, hepsine topyekün hayır.

Ama amaç, geçmişte suça karışmışları masumlarla bir potada eritip, toplumsal muhalefeti sindirip, kendi Ergenekonunu tesis etmek ise işte ona daha çok karşıyız, ona da koca bir hayır...

ESKİ PKK'LIDAN İLGİNÇ AÇIKLAMALAR
http://www.haberler.com/eski-pkk-lid...amalar-haberi/

'ASİT KUYULARINI AÇIN' DİLEKÇELERİ
http://www.haberler.com/asit-kuyular...Ana_Menu_Mouse

Bu iddia gerçekse yazık bize!

İddia gerçekten kafa karıştırıcı. Zaten tüm Türkiye bir kişinin söyledikleriyle düğüm oldu. Bu iddia doğruysa geçen vakte yazık!
Tuncay Güney’in ifadelerinin video kayıtları yankılanmaya devam ediyor. Mahkeme kayıtları söz konusu ifadenin 2001 yılında alındığını söylüyor ama görüntüler sanılanın aksine 2001’de değil, 2008 yılında çekilmiş. Bu iddianın kanıtları ise yine Tuncay Güney kasetinin içinde gizli...

İFADE ASLINDA 2008 YILINDA MI ALINDI?

Sorguyu yapan kişin Tuncay Güney'e, bir gazetenin adını vererek, “Neydi o reklam müdürünün adı?” diye soruyor. Güney bu soruya, “Çok iyi hatırlamıyorum. Genç bir çocuktu. Benden 3 yaş küçük. Şimdi 33 yaşındadır” yanıtını veriyor. Buradan Güney'in mülakat esnasında 36 yaşında olduğu anlaşılıyor ancak mahkeme dosyasındaki kimlik bilgilerine göre, 1972 doğumlu Güney'in 2001'de 29 yaşında olması gerekirdi. Uzmanlar, buradan yola çıkarak Güney'le mülakatın 2008'de yapılmış olabileceği sonucuna vardıklarını ifade ediyorlar. Yani 1972 + 36 = 2008.

2001 YILINDA KONUŞURKEN '2005 YILINDA' OLDU DİYOR

Güney'in 2001'de yapıldığı belirtilen mülakatın dökümünün 68 ve 69. sayfalarında 2005'te geçen olaylardan söz ettiği, bunun dijital kamera ortamda da aynı şekilde ifade edildiği ortaya çıkıyor. Tuncay Güney mülakatında Veli Küçük'ün, 2005'te bir yerel yönetimle yaşadığı heykel uyuşmazlığı anlatılıyor. Güney, bu olayın 2005 yılında yaşandığını söylüyor. Yani Güney'in ağzından 2001 yılında verildiği söylenen ifade sırasında "O olay 2005'te oldu" diye bir cümle dökülüyor.

RUŞEN ÇAKIR 2001'DE ABD'YE GİTMEMİŞ

Tuncay Güney, ifadesinde gazeteci Ruşen Çakır için, “Şimdi Amerika'da” ifadesini kullanıyor. NTV'de dün açıklama yapan Çakır ise kendisinin 2001'de değil 2005 yılında Vatan gazetesi adına ABD'de bulunduğunu söyledi.

Bu gül lalesi Tuncay'ın tanık olarak anlattığı olaylar, kendisi kısa pantolonlara gezerken hiç de tanık olmadığı olamayacağı yaşananlardır aslında ve bu laleyi bazı laleler adam yerine koyup ciddiye alıyorlar ya. Hani deveye sormuşlar çölde bu kadar ağır yükle, kızgın güneş,kum fırtınası,açlık, susuzluk, zor olmuyor mu diye. Deve cevaplamış hiç bir şey zoruma gitmiyor da şu eşeğin arkasında gitmek var yaa...


İşte böyle sevgili dostlar

Var yaaaa......

Çeşitli süpekilasyonlarla geçmişte sıkıntılar oluşturan, kitleleri provoke eden çoğunluğu çocuklara uç beş/ / uşla sokağa dökmek sureti ile finans kapitalden beslendiği ortaya çıkan, bu şekilde de amacının sadece çıkarlarını korumaya çalıştığı anlaşılan, Sayın… Zat. Eline mikrofonu aldığında, yalan yanlış ama en kral politikacıya taş çıkarttıracak şekilde sağa sola kın, nefret yayıyordu..! / / Ci! diye hakaretler yağdırırken, biz aval aval bakıyorduk ve özellikle inançlı insanları rencide ediyorlardı, ediyorlardı diyorum sebepse birden çok kişi olduklarını söyleyebilirim.

Hiç kimse kalkıpta kendilerine, sen’de /… / t’sin demiyordu çünkü en cahil insan bile amacının her hangi bir ideolojiyi savunduğunu düşünmüyordu anlaşılan, finans kapitalin bu en bağnaz unsurlarının yalnızca küçük bir topluluğunun ileri karakolunu temsil ediyorlardı meğerki!

Çok tatlı olmalıydı alın teri dökmeden kazanılan o imkânlar o servet tabiî ki gazetelerde nerelerden geldiği belgelerle açıklandığı için söylüyoruz! Yoksa müneccim filan değiliz Allah korusun!

Öte taraftan sendika ağaları tanıdık! Aman Allah’ım o da ne! Spiker gökdelenleri saymakla bitiremiyor, bense yazmakla bitiremiyorum. Ya onlarca çok birim hektar tarla eden sayfiye arsalar. Allah rahmet etsin. Barış Manço geldi aklıma! Şöyle derdi ya “daha daha neleeeri vaaar ben biliriiim benbi lirim” evet, fakır tanır mı, hiç görmüş mü? Acaba!

Ömrü boyunca ağası bulunduğu sendika üyelerinin mağışlar inin kaç para olduğunu biliyor mu acaba, gökdelenler dikerken garip’in alın terinden bu zevat üyesinin yediği yemeğin soğan ekmek olduğunu düşünmezde… Vede!

Ağası olduğu sendikanın üyesi olan fakirlerin ilkokula giden çocuklarının yırtık pabuçları ile ekmek fırınının önünden titrek titrek geçerken vitrine takılan gözlerini görmezde...!

Anadolunun her karışının Ceddinin kanı ile yoğrulmuş toprarakların üzerinde bin yılı aşkın bir süre üzerine dalgalanan rengini kanından alan her evde mutlak en az bir tane olan ve gönüllerden hiç eskimeyen Bayrak’ı düşünür sanki tanımayıp gören öyle anlar!

Yine alın teri dökerek hiçbir karşılık beklemeden Nöbet tuttuğu bu memleketin savunmasında katkısı küçümsenemeyen alın teri ile ödediği advalören, spesifik, katma değer vb vergiler ile mağış alan ücretli memurlar ücretlerini hak etmesi iken. Aman Allah’ım o silahlar mühimmat ne öyle kimin o cephaneler..!

Rahmetli Uğur Mumcu’nun uçurulduğu C–4 türü plastik patlayıcılar adamın neredeyse cebinden çıkıyor hala görevden bahis ediliyor.
Gözlerime inanamıyorum kulaklarıma inanamıyorum ne koruyacaksın sen onlarla hangi karışık emellerinizi uygulamaya koyacaksınız bunlarla. Babanız mı? Para verdi aldınız yoksa bunları! Tüyü bitmemiş yetimin malı onlar tabiî ki eğer ordudan çalınmışlarsa ki çoğu MKE Bu kabul edilebilir değil efendim..!

Paralar sizin! / / / / Silahlar onlarda sizin! Sözde korumaya çalıştığınız değerlerde sızın mı? İtirafçı Aygan: “/…../gözlerimin önünde birçok adam öldürdü mermiler ensemin üzerinden geçiyordu. Amerikalı birisi bir çuval dolusu C-4 plastık patlayıcı verdi ona bu patlayıcıların Uğur Mumcu cinayetinde kullanıldığını düşünüyorum.”Bababbbba!

Bunları görüyoruz, duyuyoruz, söylüyoruz adam bize hasta diyor. Bizde düşünüyoruz ilk defa birkaç kelimemizi okudu teşhisi koydu ya dururmuyuz doğru Nöroloji polikliniğine nereden bilelim arkadaş yazı yazıp ileten birisi yanlış söylesin.-Dr. bey adam bize böyle teşhis koydu tedavisi’de yokmuş! –Dr. “Be adam sen hastaysan Türkiye de sağlam adam yoktur”! Der “hemde Nörolojik yönden”! Hi hiii

Böylece hasta olmadığım tescillenmiş oldu. Ben kurtarmış oldum ya doktor ya da adam yanlış anlamanın ötesinde. Müfteri olmuş oldu… Dr olmayacağına göre çünkü bilimsel, görsel, teknik muayenelerini yaptı röntgen, tomgrafı fılan gerek görmedi Saygılar
-----------------------
EKŞİ

Ergenekon davasında çapraz sorgusu tamamlanan Doğu Perinçek, Muzaffer Tekin’le görüştüğünü, halk ihtilalinden kastının silahlı isyan olmadığını, AKP’nin hukuk ve ayak oyunları ile indirilmesinin çözüm olmayacağını söyledi.

Eski PKK'lı, PKK itirafçısı, eski JİTEM elemanı ve JİTEM itirafçısı Abdülkadir Aygan, 7 ay önce yayınladığım "Gerçekler bilinsin yeter" isimli filmimde yaptığı 3,5 saatlik itiraflarını geçen hafta Taraf gazetesinde yayınlanan Neşe Düzel imzalı seri röportajda yineledi. Ben de filmimi ve o zamanlar yayinladigim basin bulteni ile belgeleri blogumda yeniden yayinladim.

Hala izlemeyen varsa izlemek isteyebilir diye:

http://open-flux.blogspot.com/

"Gercekler bilinsin yeter"
(Uc ayri kimligiyle Abdulkadir Aygan'in ya da Turkiye'nin karanlik 22 yıilinin portresi)
Hakan Akcura
210.35 dakika
Stockholm, Haziran 2008

Devrim’e devrim yapan bu zevat, finans kapital’in kardı anları, / jandarması bu terime yazık ama / bu anlatıma uyan bir görev üstlenmişler diye o şekilde dursun / durumundayken peki, devrim’ciler nerede..! Anlaşılan bedel ödedi ve gittiler mi? Neyin bedelini ödesinler ortada bedeli ödenmiş her şeye değecek önceden iyi bir şey gözükmezken, neyin bedelini ödemiş gitmiş olabilirler? Soran nereye gittiler? Cevap olarak verilebilecek; herhalde kullanılmanın bedelini ödemişlerdir! Ve on iki eylül dede gittikleri yer belli, uyuyanlar için söylemek lazım, obur tarafa gittiler tabii...!

Hala görüyorum on iki eylülü savunanlar var olduğu gibi, altmış darbesine bilmem /…/ ti diyenleri okuyoruz ya da ben anlamakta biraz zorlanıyorum. Açıkça çok şeyi anlamıyorum çok yazıda yazmadım, kendileri gibi piyasadaki bütün olaylar ide yapıştırmıyorum, çoğu zaman siteden okuduklarımı haber diye yazmaya kalkıyorum, meşgul’üm işlerim çok, yorgun’um dosyalar, dosyalar işler yoğun anlayacağınız..!

Yerlerini alanlar sahte ama sermaye ajanları kaldı görünen, ya da meyhanede, devrimden dem vuranlar öteden beri! Zavallı fakır Marx duymaz ki, kalkıp bir şeyler söylese, burjuva sınıfının önderleri gibi! Bizimde devrimciliğimiz Atalarımızın dinine yanmak olur olsa olsa! Saf… Deniz... Saf… Çayan /…../ mi gittiler ne? Yoksa onlarda anlamıyorlar mı idi Marxi?

O darbelere karşı idiler de neden hep darbeee diye çağırıyorlardı o zaman? Lafa bak bizde hemen o günü unutuyoruz. Neden deniyor “hukuk hepimize lazım” ya gördünüz mü? Şimdi hukuk size de lazım ama sizin şu düşündüğünüz gibi değil. Benim tahakkümüm yürümezse; Cumhuriyet yok, demokraside elden gitmiş tir demektir. Böyle ise siz desenize burjuva demokratik devrimi istiyorsunuz, başka bir şey diyemezsiniz devrim öyle / layıklık / gibi elastiki bir şey değildir bunu istediğiniz tarafa çekemezsiniz çünkü sahibi var, ilkeleri var hatırınız için bukalemun olur her renk’e girer sizin için!

Meclis’te Erkan Mumcu birlen değişmişti, şaşırıp kalmıştım. “Gül un Cumhurbaşkanı olması hayırlı olmayacak” diyordu hayret ediyordum eğer halk istediği halde ben cumhurbaşkanı olmam mümkün olmayacaksa, bana ne senin hükümranlığından, sözde Cumhuriyetinden.burada bir haber yakışır!

Genel kurmay eski başkanı Karadayı’nın,ANAP’in o dönemki başkanı Mumcu’yu arayarak baskı yaptığı ses kaydının ortaya çıktığını müteakiben bir takım Hukuk’çular harekete geçti; siyasete müdahale olarak değerlendirip hukuki işlem başlatacaklarını bildirdiler!

Şöyle diyordu / ilave ses kaydında /……/yı o zaman Erkan Mumcuya “/…..enk, hükümete Cumhur Başkanı seçimi için halka gitmesini önermiş” bababbbba. Bunlar Cumhuriyetçi, Demokratik hukuk devleti yanlıları mı?
-------------------
EKŞİ