 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E: 2007/2264
K: 2007/2630
T: 26.2.2007
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Dava dilekçesinde 130.750.000.000 lira alacağın faiz ve masraflarla birlikte davalı taraftan tahsili istenilmiştir. Mahkemece davanın reddi cihetine gidilmiş, hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı TEDAŞ İdaresi, davalının balkonda oynayan çocuğunun teknik şartname kurallarına uymadan tesis ettiği yüksek gerilim teline dokunmak suretiyle yaralandığından bahisle açtığı dava sonucu verilen karar gereğince icra dosyasına 02.07.2003 tarihinde 323.621.000.000 TL. yatırdığını, kararın Yargıtay'ca bozulması üzerine mahkemenin verdiği direnme kararının Yargıtay Hukuk Genel Kurulu tarafından bozulduğunu, bozma sonrası mahkemenin daha az tazminata hükmettiğini, bu kararın onanarak kesinleştiğini öne sürerek, fazla ödenen 130.750.000.000 TL.'nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, hukuki yararı olmadığından davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, İİK'nın 40. maddesi gereğince bu tür iade taleplerinin alacağın takibe konulduğu icra dosyası üzerinden yapılması gerektiğinden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
İİK'nın 40. maddesinde "Bir ilamın nakzı icra muamelelerini olduğu yerde durdurur.
Bir ilam hükmü icra edildikten sonra nakzedilip de aleyhinde icra yapılmış olan kimsenin hiç veya o kadar borcu olmadığı kati bir ilamla tahakkuk ederse, ayrıca hükme hacet kalmaksızın icra tamamen veya kısmen eski haline iade olunur" denilmektedir.
Bu maddenin hükmü haksız yere para ödemiş olanların geri alma haklarını kolayca kullanabilmelerini sağlamak üzere konulmuştur. Bu maddenin verdiği hakkın, sebepsiz mal edinme esasları gereğince mahkemeye başvurularak kullanılması da mümkündür. Böyle bir davaya İİK'nın 40. maddesindeki hüküm engel teşkil etmez. İİK'nın 40. maddesi hükmü emredici nitelikte değildir (Yargıtay HGK 05.10.1960 tarih, Esas 3/12, Karar 12).
Davacı, bir mahkemece hüküm altına alınan ilama konu alacağın tahsili amacıyla yapılan icra takibi sırasında takibe konu kararın Yargıtay'ca bozulması ve yeniden yapılan yargılama sonrasında önceki miktardan daha düşük bir miktara hükmedilmesi nedeniyle önceki ilama dayalı olarak ödenen paranın, sonraki ilam ile arasındaki farkın iadesini istemektedir. Sebepsiz zenginleşme esasları gereğince dava açma hakkı bulunmaktadır. Böyle bir dava açılmasına İİK'nın 40. maddesi engel değildir. Mahkemece işin esasına girilerek ortaya çıkacak sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.
SONUÇ : Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK'nın 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 26.02.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.