 |
T.C.
YARGITAY
15. Hukuk Dairesi
E: 2007/85
K: 2007/95
T: 16.1.2007
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki muterizler Semra P., Selahattin P. ve İhsan Tekin G. vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
Maliye Bakanlığı, borçlu P... Sanayi Ticaret ve İnşaat A.Ş. aleyhinde dava açtığını ve lehine hüküm aldığını, ancak borçlu şirketin malvarlığının bulunmadığını, mal kaçırma ihtimalinin bulunduğunu ileri sürerek TTK.nun 336/md.5 fıkrası uyarınca borçlu şirketin yönetim kurulu üyelerinin taşınır, taşınmaz malları ile üçüncü kişilerdeki haklarının üzerine ihtiyati haciz kararı verilmesini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece istem kabul olunarak, borçlu şirketin yönetim kurulu üyeleri için ihtiyati haciz kararı verilmiştir.
Borçlu şirketin yönetim kurulu üyeleri olduklarını ileri süren Semra ve Selahattin P... ile İhsan Tekin G..., verilen karara itiraz etmişler ise de mahkemece itirazları reddedilmiş, karar adı geçen kişilerce temyiz edilmiştir.
İcra İflas Kanunu'nun 257/1 maddesi gereğince ihtiyati haciz istenebilmesi, alacağın muaccel olmasına, rehinle temin edilmemiş bulunmasına, muaccel vadeli alacaklarda ise borçlunun belli bir yerleşim yerinin mevcut olmamasına, malın gizlenmesi, kaçırma hazırlığına girişilmesi, borçlunun kaçmaya hazırlanması, kaçması yada alacaklının haklarını ihlal eden hileli işlemlerde bulunması şartlarına bağlıdır.
Temyize konu olayda; davacı Bakanlık, borçlu anonim şirket hakkında dava açarak alacağını hüküm altına almış ise de şirketin yönetim kurulu üyeleri olan mümeyyiz davalılar hakkında alınmış bir mahkeme kararı bulunmamaktadır. Bilindiği gibi anonim şirketler birer sermaye şirketi olup şirketin borçlarından dolayı ortakların haklarında takip yapılamaz. Anonim şirketin yönetim kurulu üyeleri haklarında şirket alacaklılarınca TTK.nun 366 ncı maddesine dayanılarak dava açılması mümkündür. Ancak bu davanın açılabilmesi, 3 üncü kişilerin şirket hakkında takip yapıp sonuç alamamaları halinde mümkün olmalıdır.
TTK.nun 336 ncı maddesinde kusurlu sorumluluk ilkesi kabul edilmiştir. TTK.nun 338 nci maddesinde ise mesuliyetten kurtulma hali düzenlenmiş olup, kusuru olmadığını ispat eden yönetim kurulu başkan ve üyelerinin mesul olmayacakları açıklanmıştır. Şu durumda yönetim kurulu üyelerinin sorumlu tutulabilmesi bir mahkeme kararına ihtiyaç gösterecektir. Bu hale göre ortada muaccel bir borç yoktur. Vadesi gelmeyen bir borç olarak kabul edilse bile, yönetim kurulu üyeleri hakkında alınmış bir mahkeme kararı bulunmadığından ve İİK.nun 257 nci maddesinde muaccel bir borç için ihtiyati haciz şartları oluşmadığından mahkemenin yönetim kurulu üyeleri hakkında ihtiyati haciz kararı vermesinde bir isabet bulunmamaktadır. Esasen yönetim kurulu üyeleri hakkında ayrıca dava açılacağı ileri sürülmediği gibi, borçlu şirketin mal varlığının mevcut olduğuna dair tapu kayıtları da ibraz olunmuştur.
Belirtilen nedenlerle mahkemece itirazın kabulüne karar verilip ihtiyati haciz kararı kaldırılmalıdır.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden muterizler Semra P..., Selahattin P... ve İhsan Tekin G... yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden muterizler Semra P..., Selahattin P... ve İhsan Tekin G.'e geri verilmesine, 16.01.2007 gününde oybirliğiyle karar verildi.