 |
T.C.
YARGITAY
3. Hukuk Dairesi
E. 1993/2032
K. 1993/5692
T. 6.4.1993
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
GENEL SULAR
GENEL SULARDAN YARARLANMA HAKKI
TAHSİS KARARI
KARAR ÖZETİ Genel sulardan; kadim ya da öncelikli kullanım haklarını engellememek koşuluyla, herkes faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir.
Genel sulardan yararlanmaya ilişkin tahsis kararı idari nitelikte olup, iptal edilmedikçe adlî yargıda davaya bakılıp sonuçlandırılamaz.
(167 s. YSK.)
Dava dilekçesinde, suya ve taşınmaz mala elatmanın önlenmesi istenilmiştir. Mahkemece, davanın reddine dair verilen hükmün temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması davacı vekili tarafından istenilmekle; dosyadaki bütün kağıtlar okunarak, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, gereği düşünüldü:
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve Özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak, dava konusu kaynak sularının, Özellikle çıkış yeri bakımından genel sulardan olduğu hususu kuşkusuzdur.
Genel sulardan ise herkes, kadim ya da Öncelikli, kullanım haklarını engellememek koşuluyla faydalı ihtiyacı oranında yararlanabilir.
Söz konusu sulardan davalı köyün öteden beri sulamada yararlandığı, davacı köyün ise içme suyu olarak kullanmak üzere götürme teşebbüsünün ise yeni olduğu anlaşılmaktadır.
Bu duruma göre; söz konusu suların davacı köye içme suyu olarak tahsisi yolunda Köy Hizmetlerince bir takım işlemlerin yapılmakta olduğu, dosyadaki buna dair belge ve yazışmalardan anlaşıldığından, Öncelikle bu hususta davacı köy lehine alınmış tahsis kararı bulunup bulunmadığının araştırılarak eğer böyle bir kararın varlığı saptanır ve bu sulara aidiyeti, yapılacak inceleme ile belirlenirse o zaman konunun idari nitelik taşıdığı gözetilerek tahsis kararı usulünce iptal ettirilmedikçe davaya bakılamayacağından davanın o nedenle reddedilmesi, aksi takdirde ise, uzman bilirkişiler aracılığıyla uygun bir dönemde yeniden keşif yapılarak, anılan suların debisinin ölçülüp taraf köylerin bu sulara olan ihtiyaçlarının (yararlandıkları başka sular varsa onların miktarı da dikkate alınarak)belirlenmesi ve ondan sonra (davacı köyün içme suyu ihtiyacının öncelik taşıyacağı hususuna da önem verilerek) her iki tarafın ihtiyacına yetip yetmeyeceğinin usulünce saptanması, yetmemesi halinde davalı köyün öncelikli ihtiyacından artan bir su bulunduğu tesbit edilirse bundan davacı, köyün yararlanmasının sağlanması gerekir.
o halde, belirtilen şekilde işlem ve incelemeler yapılarak sonuçlarına uygun bir karar verilmesi icab ederken bu yönlerden eksik inceleme ile yazılı olduğu gibi hüküm kurulması doğru değildir.
Bu itibarla, yukarıda açıklanan esaslar göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince (BOZULMASINA) ve Yargıtay duruşmasınca vekille temsil edilen davacı taraf için yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret tarifesi hükümlerine göre takdir edilen 250.000 lira vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacı tarafa verilmesine ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6.4.1993 gününde oybirliğiyle karar verildi.