 |
T.C
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E: 2004/9-400
K: 2004/400
T: 23.06.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ÜCRETİN EKSİK ÖDENMESİ
- KANUNİ FAİZ
- TEMERRÜT FAİZİ
1475 s. IşK/26
2822 s. TİSGLK/61
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 3. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 23.12.2003 gün ve 1778-2047 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 1.3.2004 gün ve 3487-3754 sayılı ilamı ile; (1- Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz İtirazları yerinde değildir.
2- Dava konusu edilen alacak, davacı işçinin ücretinden yapılan kesinti alacağı olup, Toplu İş Sözleşmesi'nden kaynaklanmadığından yasal faiz yerine en yüksek işletme kredisi faizine karar verilmesi hatalıdır. ..) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü:
Dava, işletme toplu iş sözleşmesine (İTES) aykırı olarak verildiği iddiası ile ücretinden yapılan, koruyucu giyim eşyası bedelleri kesintisinin en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte tahsili istemine ilişkindir.
Mahkemenin, istemin kabulüne dair verdiği karar, yukarıda belirtilen nedenle Özel Dairece bozulmuş, yerel Mahkemece; "yapılan kesintinin toplu iş sözleşmesinden kaynaklanması nedeniyle, 2822 sayılı Yasa'nın 61. maddesinin açık hükmü karşısında, alacağa en yüksek işletme kredisi faizi yürütülmesinde yasaya aykırı yön bulunmadığı" gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Davaya konu somut olayda; davalı işveren TEİAŞ, İşletme Toplu İş Sözleşmesi'ne bağlı, İşçi Koruyucu Giyim Eşyası Dağıtım Esaslannı belirleyen cetvelin 19. bendinde belirtilen; "Giyim ve koruma malzemeleri çalışanların kadro unvanlarına göre değil, fiilen yapılan işe göre verilir." Hükmüne aykırı olarak koruyucu giyim eşyası dağıtıldığı yönündeki müfettiş raporu uyarınca, verilen eşyaların bedellerini, davacı işçinin ücretinden keserek tahsil etmiştir.
Uyuşmazlık, davacı işçi ücretinden yapılan kesinti nedeniyle oluşan alacağa yasal faiz mi, yoksa, 2822 sayılı Toplu İş Sözleşmesi, Grev ve Lokavt Yasa'nm 61. maddesinde belirtildiği üzere, en yüksek işletme kredi faizi mi uygulanacağı noktasında toplanmaktadır.
2822 sayılı Yasa'nm 61. maddesi, toplu iş sözleşmelerine dayanan eda davaları için özel düzenleme öngörmüştür. Bu davaların konusunu, toplu iş sözleşmesine dayanan parasal haklar yada ayni yükümlülükler oluşturmaktadır. Toplu iş sözleşmesi uygulanmasında çoğu kez işverenin sözleşmeye aykırı davranışını ifaya zorlama düşüncesinden kaynaklanmış olup, amaçlanan, toplu iş sözleşmesinde yer alan hükümlerin, karşı tarafça ifasının sağlanması, TİS'den doğan hak ve alacakların, ucuz kredi olarak kullanılmasını engellemektir. Bu doğrultuda olmak üzere anılan maddede; asıl alacağın temerrüt tarihinden itibaren en yüksek işletme kredisi faizi ile birlikte ödenmesi hükmüne yer verilmiştir.
İşletme toplu iş sözleşmesi ve eki dağıtım prosedüründe yer alan koruyucu giyim eşyalarının, İTİŞ. doğrultusunda işçilere dağıtıldığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmaması karşısında, işvereni ifaya zorlamayı amaçlayacak bir eda davasının varlığından, dolayısıyla temerrüt faizi olarak, anılan maddede belirtilen "en yüksek işletme kredisi faizi" uygulamasından sözedilemez.
Dava konusu alacak, işverence davacı işçinin ücretinden yapılan kesintiden oluşmaktadır. Genel anlamda ücret, bir kimseye bir iş karşılığında işveren veya üçüncü kimseler tarafından sağlanan ve nakden ödenen meblağı içermekte olup, kural olarak işçiye tam olarak ödenmesi gerekir.
Davacının ücret alacağının yasal dayanağını toplu iş sözleşmesi değil, 1475 sayılı Yasa'nm 26. maddesi hükmü oluşturmaktadır. Ücretin, somut olayda olduğu gibi eksik ödenmesi anılan yasaya aykırılık oluşturmaktadır. Yasadan kaynaklanan alacakların tahsilinde ayrıca özel nitelikte bir temerrüt faizi öngörülmemişse, diğer unsurların da oluşması halinde yasal faize hükme-dilmesi zorunludur.
Belirtilen bu maddi ve hukuksal olgular karşısında, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi doğru değildir.
O halde usul ve yasaya aykırı bulunan direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 23.06.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.