 |
T.C
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E: 2004/6-302
K: 2004/313
T: 05.05.2004
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- ÖNALIM HAKKI
- SÜRE İTİRAZININ İSPATI
743 s. MK/658
Taraflar arasındaki "Şuf a "davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin 2.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 18.12.2002 gün ve 2001/1295 E-2002/1184 K. sayılı kararın incelenmesi Davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 6. Hukuk Dairesi'nin 1.4.2003 gün ve 1045 E-2061 K. sayılı ilamı ile; (...Dava, onalım hakkı nedeniyle davalıya satılan payın iptali ve tesciline ilişkindir. Mahkeme davanın kabulüne karar vermiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, dava dilekçesinde, müvekkili şirketin onalım hakkına konu edilen payın ilişkin bulunduğu taşınmazda paydaş bulunduğunu, paydaşlardan E. İ. T.'nin payım 8/10/2001 tarihinde davalıya sattığını, 20/11/2001 tarihinde tapudan öğrendiklerini ileri sürerek 21/11/2001 tarihinde açmış olduğu iş bu dava ile 4/16 payın onalım hakkı nedeniyle iptali ile müvekkili adına tescilini istemiştir. Davalı vekili hak düşürücü sürenin geçirildiğini, davanın reddini savunmuştur.
Taşınmaz mal mülkiyetinin kanundan doğan kısıtlamalarından olan onalım hakkı paydaşlardan birinin payını tamamen veya kısmen üçüncü şahsa satması halinde diğer paydaşlara o payı öncelikle satm alma imkanını veren bir haktır. Bu hakkm satıma ıttıladan itibaren bir ay, herhalde sicile şerh verildiği tarihten itibaren on sene içinde kullanılması gerekir. Süre itirazında bulunan davalının bu savunmasını ispat etmesi icap eder.
Olayda davalının hak düşürücü sürenin geçirildiği savunmasını kanıtlama yönünden dinlettiği tanıklardan özellikle A. N. ve A. K. birbirlerini teyit eden ifadelerinde zaman ve mekan göstermek suretiyle davacı şirket temsilcisi T. C.'nin satışı 9 Ekim 2001 tarihinde öğrendiğini beyan etmişlerdir. Bu durumda davanın süresinde açıldığı kabul edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar tesisi hatalı olduğundan hükmün bozulması icabetmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K. 2494 Sayılı Yasa ile değişik 438/11. Fıkrası hükmü gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 05.05.2004 gününde oybirliği ile karar verildi.