Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2003/9-32
K: 2003/96
T: 26.2.2003

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


  • SENDİKA GENEL KURULUNUN İPTALİ
  • ASLİ MÜDAHALE
İçtihat Özeti: Genel Kurul Karannın iptali için bir ay içinde dava açılması ve bu silrenin lıak dilşürüeü süre olduğu, asli müdahil1erin de bu süre içinde davaya müdahale etmeleri ileri sürülebilir ise de; her hak gibi bu savunma hakkıoın da ileri sürülmesinin hakkın kötiiye kullanılması yasağı kapsamında bulunduğu kabul edilmelidir. Hakkın objektif iyi niyet kuralına aykın olarak kullanıldığı itinm kamu düzeni ile ilgili olduğundan MK. 2. m;zddesİ uyannca davanın her safhasında ileri sürülebilir ve mahkemece resen (kendiliğinden) dikkate alınır.
(1086 s. HUMK. m. 53-58)
Taraflar arasındaki "sendika genel kurulunun iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 1. Iş Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 9.7.2002 gün ve 2002/85 E- 312 K. sayılı kararın incelenmesi aslı müdahiller vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9. Hukuk Dairesinin 3.10.2002 ve 2002/16193-17896 sayılı ilamı ile; (...Dava davalı Sendikanın İzmir Üç No'lu Şubesinin 5.1.2002 tarihinde yapılan genel kurulunun tüm sonuçları ile iptaline ilişkindir.lstek kabul edilmiş, karar feri müdahillerce temyiz edilmiştir.
Davacı Can ve arkadaşları 5.1.2002 tarihinde yapılan şube genel kurulunun; oy kullanan delegelerden yarıdan fazlasının genel kurulun yapıldığı tarihte ızmir 3 No'lu şubeye bağlı üye olmadıkları; genel kurulun yeterli çoğunlukla yapılmadığı şube başkanlığının ve yönetim kurulu asil üyelikleri ile denetleme kuruluna seçilen kişilerin sendika üyeliğinden genel kurul kararı ile ihraç edildiklerinden söz ederek iptal isteminde bulunmuşlardır.
Zeki ve arkadaşları anılan şubenin 5.1.2002 tarihinde yapılan genel kurulunda Şube Yöneticiliğine seçildiklerini ileri sürerek 4.3.2002 günlü dilekçe ile asli müdahil talebinde bulunmuşlardır.
Mahkemece asli müdahil isteğinde bulunan kişiler feri müdahilolarak kabul edilmiştir.
Hukukumuzda müdahele (katılma) asli müdahale ve fer'i müdahale olarak iki şekilde olmaktadır. Feri müdahale Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 53-58. maddelerinde düzenlenmiştir. Asli müdahale kanunlarımızda düzenlenmemiş olup hukukumuza içtihat yoluyla girmiştir. Her iki kurumun koşulları davadaki konumu ve sonuçları farklıdır.
Özellikle fer'i müdahale de; müdahale talebinde bulunan, taraflardan birinin, başka bir anlatımla lehine müdahalede bulunulan kişinin yardımcısıdır. Asli müdahalede ise taraflardan bağımsız, dava konusu üzerinde hak talebinde bulunulur. İlk davadan bağımsızdır. Harç ödenir. Mahkemece asli müdahalenin kabulüne karar verilmesine gerek yoktur. Ancak, asli müdahale istemi hakkında karar verilmesi gerekir.
Asli müdahale talebinde bulunanlar, iptali istenen 5.1.2002 tarihinde yapılan Genel Kurulda Şube Yöneticiliğine seçilmişlerdir.
Davalı Genel İş Sendikası cevap dilekçesi ile davayı kabul etmiştir. Şu durumda asli müdahillerin davanın tarafların bağımsız bir haklarının ve menfaatlerinin olduğu açıkca görülmektedir.
Mahkemece yapılacak iş; asli müdahillerin istemleri ve sundukları delillerle diğer taraf delillerini birlikte değerlendirmek; davacı ve asli müdahillerin istekleri hakkında (ayrı veya birlikte) karar vermektir.
Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ve Yargıtay'ın kökleşmiş içtihatlarına aykırı olarak farklı hukuki sonuçlara yol açacak bir uygulama ile asli müdahalenin feri müdahale olarak kabulü şeklinde oluşturulan karar isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Temyiz Eden: Asli Müdahiller vekili
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, davalı Sendikanın ızmir Üç No'lu Şubesinin 5.1.2002 tarihinde yapılan genel kurulunun tüm sonuçları ile iptaline ilişkindir.
Davacı Can ve arkadaşları, İzmir Üç No'lu Şube Genel Kurul delegeleri ve üyesi
olduklarını, 5.1.2002 tarihinde yapılan Şube Genel Kurulunun; oy kullanan delegelerden yarısından fazlasının genel kurulun yapıldığı tarihte İzmir 3 No'lu şubeye bağlı üye olmadıklarını, genel kurulun yeterli çoğunlukla yapılmadığını, şube başkanlığı, yönetim kurulu asıl üyelikleri ile denetleme kuruluna seçilen kişilerin sendika üyeliğinden genel kurul kararı ile ihraç edildiklerini ileri sürerek İzmir 3 No'lu şubesinin 5.1.2002 tarihinde yapılan genel kurulunun tüm sonuçları ile iptalini istemişlerdir.
Davalı Genel-İş Sendikası cevap dilekçesi ile davayı kabul etmiştir.
Zeki ve arkadaşları 4.3.2002 havale ve harç tarihli dilekçe ile, anılan şubenin 5.1.2002 tarihinde yapılan genel kurulunda şubeyöneticiliklerine seçildiklerini, genel kurulun kesinleşmiş mahkeme kararları ile kayyım heyeti tarafından yapıldığını, Genel-İş Sendikası Genel Merkezinin genel kurul yapılmasını engelleyemediğini, davacıların genel merkezin yönlendirmesi ile dava açtıklarını, davalının kötü niyetli olarak davayı kabul ettiğini, davanın muvazaaya dayandığını, dava sonucundan kişiselolarak etkileneceklerinden davaya asil müdahilolarak katılmakta hukuki ve fiili yararları bulunduğunu ileri sürerek asli müdahale talebinde bulunmuşlar ve davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece "asli müdahilolmak isteyenlerin sendika üyesi ve şube yetkilisi sıfatıyla, tüzel kişiliği olan Genel Başkanlık aleyhine açılan bu davada davalı yanında hukuki haklarını savunabilecekleri belirtilerek asli müdahil isteğinde bulunan kişiler feri müdahilolarak kabul edilmiş, davalının davayı kabul ettiği ve toplanan deliilere göre, Genel Kurulun yeterli çoğunlukla yapılmadığı" gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Müdahillerin temyizi üzerine karar yukarıda belirtilen nedenlerle Özel Dairece bozulmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Müdahale istemi reddedilen kişi veya kişilerin bu kararı temyize hakkı olduğu öğreti ve uygulamada yerleşmiş bir içimde kabul edilmektedir (Bkz. YHGK. 11.11.1981 gün ve Esas: 1980/11-2571 K: 1981/733, Y.11.HD.nin 13.10.1982 gün E: 1982/3701 K: 1982/3867).
Diğer taraftan bir davaya müdahale için sadece o tarafın hukuki yararı olması yeterli olmayıp, hakkı veya borcu davanın neticesine bağlı olması lazımdır (HUMK.md.53). Bu ilkeler doğrultusunda asli müdahale talebinde bulunanların davadan doğrudan etkilendikleri sonucuna varıldığından asli müdahilierin kararı temyiz edebileceklerinin kabulüne karar verilmiştir. İşin esasının incelenmesine geline;
Hukukumuzda davaya müdahale (katılma) iki türlü olur. Feri müdahale ve Asli müdahale, Bunlardan fer'i müdahale kanun tarafından düzenlendiği halde (HUMK. 53-58) asli müdahale doktrin ve Yargıtay tarafından geliştirilmiş ve kabul edilmiştir. Her iki kurumun davadaki konumu ve sonuçları farklıdır.
Feri müdahalede; 3. kişi hukuki yararı olduğu gerekçesiyle görülmekte olan davaya ancak, taraflardan birinin yanında ve onun yardımcısı olarak katılır. Mahkeme, feri müdahale dilekçesi üzerine müdahale talebinin kabulüne veya reddine karar verir. Müdahale talebinin kabulüne ilişkin karar yalnız başına temyiz edilemeyeceği gibi müdahale talebinin reddine ilişkin kararı fer'i müdahil, asıl hüküm verildikten sonra lehine müdahale etmek istediği taraf aleyhine verilmiş olan hükme karşı temyiz yoluna başvurarak hükmün, müdahale talebinin haksız olarak reddedilmiş olması nedeniyle bozulmasını isteyebilir. Fer'i müdahil, lehine katıldığı tarafla birnkte hareket ederek davayı ancak bulunduğu noktadan itibaren takip eder. Hüküm lehine müdahale edilen taraf hakkında verilir. Müdahil hakkında karar verilemez. Müdahil hükmü lehine katıldığı tarafla birlikte temyiz edilebilir.
Hukukumuza içtihat yoluyla giren asli müdahalede ise; iki kişi arasında belli bir şey veya hak üzerinde dava devam ederken, 3. bir kişi, taraflardan bağımsız olarak bu dava konusu olan şey veya hak üzerinde bir hak sahibi olduğunu iddia ederek asli müdahale talebinde buiunur. Asli müdahale davası ilk davadan bağımsız olduğundan ayrı harç ödenir. Aslı müdahilin harç ödemesi ile asli müdahale tamamlanmış olur. Mahkemenin asli müdahale talebin kabulüne karar vermesine gerek yoktur. Asli müdahale (davası) bağımsız (ayrı) bir dava olduğundan bununla dava açılmasının bütün sonuçları doğar. Mahkeme asli müdahale davası hakkında ayrı bir hüküm verir ve asli müdahil verilen hükmü taraflar temyiz etmese bile onlardan bağmısız olarak yalnız başına temyiz edebilir. Görüldüğü gibi, fer'i müdahale ve asli müdahale kurumlarının davadaki konumu ve sonuçları farklıdır.
Genel Kurul Karanının iptali için bir ay içinde dava açılması ve bu sürenin hak düşürücü süre olduğu, asli müdahillerin de bu süre içinde davaya müdahale etmeleri ileri sürülebilir ise de; her hak gibi bu savunma hakkının da ileri sürülmesinin hakkın kötüye kullanılması yasağı kapsamında bulunduğu kabul edilmelidir. Hakkın objektif iyi niyet kuralına aykırı olarak kullanıldığı itirazı kamu düzeni ile ilgili olduğundan MK. 2. md'si uyarınca davanın her safhasında ileri sürülebilir ve mahkemece re'sen (kendiliğinden) dikkate alınır.
Bu ilkeler doğrultusunda somut olay değerlendirildiğinde; 4.3.2002 tarihli dilekçe ile asli müdahale talebinde bulunanlar iptali istenen 5.1.2002 tarihinde yapılan genel kurulda şube yöneticiliğine seçilmişlerdir. Taraflar arasında görülen g3nel kurul kararının iptali davasının asli müdahale talebinde bulunanların genel kurul kararı ile edindikleri haklarını ellerinden almak amacıyla davanın taraflarınca muvazaalı şekilde hareket ederek davayı kabul ettikleri ileri sürüldüğüne göre bu ciddi iddianın mahkemece incelenmesi gerekir.
Bu durumda mahkemece yapılacak iş; asli müdahillerin istemleri ve sundukları delillerle davacı ve davalı delilleri birlikte değerlendirilmek ve hasıl olacak sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
O halde, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
Sonuç : Asli müdahiller vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince (BOZULMASINA), istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 26.2.2003 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini