 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2003/4-58
K : 2003/46
T : 29.01.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 7.Hukuk Mahkemesi'nce davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 08.02.2001 gün ve 2000/832 E- 2001/59 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi'nin 26.11.2001 gün ve 2001/6889-11779 sayılı ilamiyle; (... Kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil den eylem ve olayın özelliği yanındta tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal veekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hak ve nisfetle hüküm vereceği Medeni Kanunun 4.maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edilmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.
Davaya konu olan işte davacı tarafından açılan dava üzerine daha önce mahkemece hüküm altına alınan on milyar lira manevi tazminatın çok fazla olduğu belirtilmiştir. Gerekçe olarak da yukarıdaki ilkeler ve kitapta yazılan konuların içeriği gösterilmiştir. Mahkemece bozmaya uyulduktan sonra yedi milyar lira tazminata karar verilmiştir. Davacı için davaya konu edilen yazıların pek çoğunun görünürdeki ve bu bağlamda davacının daha önce yürüttüğü görevi sırasındaki söz ve davranışlarına uygunluk taşımaktadır. Yazarın bunun dışında kalan ve davacının fiziksel özelliklerinin kitapta yer alıp değerlendirme yapılmasında kamu yararı bulunmadığ için tazminatın gerekliliği düşünülmüştür. Davacı daha önce asker kişi olmasına karşın sonradan politikacı kimliği ile eleştirilerinde hedefi olması doğaldır. Bir kimsenin politik bir kimlik taşıması o kimseningeçmişteki veiçinde bulunduğu durumunun topluma sunulması ve eleştirilmesinde kamu yararı bulunmaktadır. Bu bakımdan daha önce verilen ve yerel mahkemece uyulan bozma kararında hüküm altına alınan tazminatın çok fazla olduğu belirtildiğine ve bozmaya da uluşmuş olmasına karşın eski miktara yakın bir tazminata karar verilmesi bozmaya uymanın amacına uygun olmadığı sonucuna varılmalıdır. Bu nedenle somut olayın özelliği ve yukarıda ilkelerde tekrar değerlendirerek daha alt düzeyde tazminata hükmetmek üzere kararın yeniden bozulması gerekir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme karrının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle "Bir dönemin Türk büyükleri" isimli kitabın "ŞAK-TAK-PAŞA başlıklı bölümünde yazılar "Paşa, Meclis'de bir garip tipti... Prusyalı General kişiliği fışkırıp yayılıyordu Havada uçankuşları seyretmekle meşgulmuşcasına,bastığ yerlere asla bakma tenezzülümlü bulunmadan ve asasını yutmuş yada göcdesinin üst kısmı alçı kalıbına alınmış gibi dümdüz gidiyordu Paşa ağzı açık gülümsediği halde, dişlerini sıkıyor sandılar... Paşa'nın duruşu ve nazarlarıyla sivillerini korkutması değildi..." tarzındaki değerlendirmelerin hukuka aykırı ve ağır saldırı teşkil etmesine yazılan davacının fiziksel özelliklerinin gülünç ve korkutucu bir tasvirle değerlendirilmiş olmasınn tecavuzun ağırlığını artırmasına yine davacının önce Genelkurmay Başkanlığ ve daha sonra milletvekilliği yaparak tanınmasının tecavüzün ağırlığını oluşturmada bir diğer önemli faktör olmasına, davalıların sosyal çevre ve ekonomik durumu itibarıyla zarurete düşmeden hükmedilen tazminatı ödeme gücüne saklı olduklarınının anlaşılmasına göre davacı yararına hükmedilen 7.000.000.000 TL. manevi tazminat miktarı makuldür. Usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı (373.040.000) lira bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına 29.01.2003 gününde oyçokluğu ile karar verildi.