Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2003/4-171
K: 2003/184
T: 19.03.2003

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


Taraftar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Sincanlı Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 22.09.2000 gün ve 1999/78 E- 2000/142 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Erhan Y... vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 04.12.2001 gün ve 2001/7767-12175 sayılı ilamı ile; (...l-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları reddedilmelidir.
2-Diğer temyiz itirazına gelince; dava kum ocağı işletilmek suretiyle meraya verilen zararın ödettirilmesi istemine ilişkindir. Davacı meranın eski haline getirilmesi bedelini istemiş' ve davalının nedensiz zenginleştiği biçiminde nitelendirme yapmıştır. Dava dilekçesinin yorumu ve hukuki nitelendirmenin yapılması her somut olayın özelliğine göre HUMK'nun 76.maddesi gereğince hakime aittir. Davacının dava dilekçesinde davayı nedensiz zenginleşme olarak nitelendirmesi ve mahkemenin de buna katılması doğru değildir. Somut olayın özelliği itibariyle davaa eski hale getirmeyi istediğine göre zararın haksız eylemden kaynaklandığının kabulü gerekir. Eski hale getirme istenildiği ve halen de kum alınıp bozulan yerin bu durumu giderilmediğine göre zamanaşımının başladığından da söz edilemez. Bu nedenle yerel mahkemenin zamanaşımı itirazını reddetmesi uygun bulunmuştur.
Mahkemece yapılan keşif sonucu alınan Ziraat Yüksek Mühendisi raporunda, meranın eski hale getirilmesi için yapılması gereken işlemlerin bedeli, mimar bilirkişi ise raporunda, alınan Bayındırlık Bakanlığı birim fıyatlanna göre alınan malzemenin makine ile hazırlanması bedeli, ek raporunda ise aynı malzemenin elle hazırlanması bedeli belirtilmiş, mahkeme ek rapor doğrultusunda karar vermiştir. Davacı bozulan meranın eski hale getirilmesi bedelini istediğine göre mahkemece yapılacak iş, meranın kum alınarak bozulmasından önceki haline getirilmesi için ne miktar kum gerektiği ve bunun bedeli ile yapılması gereken diğer giderlerin bilirkişiye hesaplattınlarak belirlenen miktara hükmetmektir. Bu yön gözetilmeden alınan malzemenin çıkarılma bedeline karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı Erhan Y... vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava; meranın kum alınarak tahrip edilmesi nedenine dayalı eski hale getirme tazminatından ibarettir.
Davacı, dava konusu taşınmazın. mera vasfında olduğunun ve davalının buraya müdahalede bulunduğunun mahkeme kararı ile kesinleştiğini, davalının bu yerden kum alarak merayı tahrip ettiğinden sebepsiz zenginleşme ve haksız fıil kurallarına göre meranın eski hale getirme bedeli olarak 5.898.150.000.TL.nin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın zamanaşımına uğradığını, Özel İdarece verilen ruhsata dayalı olarak bu yerden kum aldığını, kaldı ki başka kişilerin de buradan kum aldığını, bu yerin mera niteliğinde bir yer olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, bu yerin mera niteliğinde olduğunun kesinleşmiş ilamla sabit olduğu, bu nedenle taşınmazın niteliği gereği Özel İdarenin verdiği ruhsatın Hazineyi bağlamayacağı davalının kum alarak Hazineyi zarara uğrattığı ve meraya zarar verdiğinin saptandığı, davacı Hazinenin bu zararının sebepsiz zenginleşmeden kaynaklandığı ve meradan alınan kum bedeli ile meranın tesis giderinden oluştuğu bilirkişi raporuna göre alınan kum bedelinin 5.898.150.000.TL. olduğunun saptandığı her ne kadar davacının istemi mera tesis giderini de kapsıyorsa da dava dilekçesindeki talep edilen miktarla bağlı olunduğundan, istenen miktar üzerinden davanın kabulüne dair kurulan hüküm Özel dairece yukarıda açıklanan gerekçe ile bozulmuştur.
Bilindiği üzere mera; bir veya birden fazla köy halkına tek başına yada birlikte kullanmak üzere yetkili makamlar tarafından tahsis edilmiş olan veya böyle bir tahsis kararı olmamasına rağmen kadimden beri ilgili köy tarafından mera olarak kullanıla gelen ve hak sahiplerinin, mevcut intifa hakları dışında üzerinde fiili ve hukuki tasarrufta bulamadıkları arazidir.
Bu tariften de anlaşılacağı üzere bir yerin mera olarak kabul edilebilmesi için o yerin doğal özellikleri itibarıyla hayvan atlatmaya müsait olması yetmez, aynı zamanda buna bir hukuki unsurun da eklenmesi gerekir. Bu hukuki unsuru tahsis veya kadimden beri kullanma olarak ifade edebiliriz. Tahsis, bir devlet malını genelin yararlanmasına veya herhangi bir kamu hizmetine .arzetmek, bağlamak anlamına gelir. (Ord.Prof.Dr.Sıddık Sami Onar İdare Hukukunun Umumi Esasları İstanbul 4.Basl s: 1340-1341) Buna göre tahsis devletin özel emlakine dahil olan bir malı, kamu malı kategorisine sokan bir idari tasarruftur. Bu anlamda meralar konusundaki tahsis, devlete ait olan bir arazinin, bir veya birden fazla köyün ihtiyacını karşılamak için süresiz ve koşulsuz olarak terki anlamına gelir. Mera' olarak tahsis edilen arazi üzerinde arnk devlet mülkiyet ve tasarruf hakkını kullanamaz. Devlet mera olarak tahsis edilen arazi üzerinde sadece kontrol ve muhafaza hakkı sahibidir. Tahsisin geçerli olması için yetkili makamca yapılmış olması gerekir.
Mera Yasası tahsisi; çayır mera, yaylak ve kışlakların kullanımlarının verimlilik ve sosyal adalet ilkelerine uygun şekilde düzenlenerek, münferiden yada müştereken yararlanmak üzere bir veya birkaç köy ya da belediyeye bırakılması olarak tanımlamıştır (Mera Yasası m.3/2).
Bir yerin mera olduğu konusunda bir tahsis kararı yoksa kadimden beri mera olarak kullanıp kullanılmadığı araştırılmalıdır. Kadim kulanım, başlangıcı bilinmeyen bir zamandan beri mera olarak kullanım demektir. Ancak kadim mera olduğu söylenen yerin usulüne uygun olarak başka bir köye mera olarak tahsis edilmemiş olması, yararlanma hakkı olan köy veya belediyenin de kadim olması yani kuruluş tarihinin bilinmesi gerekir.
Mera, yaylak ve kışlaklar kamu mallarından olup devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Bu orada devlet sadece nezaret ve muhafaza yetkisine sahip olduğundan mera, yaylak ve kışlakların tahsis şeklini keyfi bir şekilde değiştiremez. Yani köy veya belediye halkının yararlanmasına tahsis edilen bu yerler müştereken yararlanma rejimine tabi olmaktan çıkarılamaz.
Meralar nitelikleri gereği, .alınıp satılamaz, bağışlanamaz, kuralalarak kiraya verilemezse de, ihtiyaç fazlası olması hali bu kuralın istisnasıdır. (Y.H.G.K'nlh 18.11.1964 t, 1964/1255-657 sayılı ilamı, Y.H.G.K.nın 7.1.1975 t. 1972/4-1625 E, 33K.sayllı ilamı, A.Arcak, T.İmsel Mera ve Yayla Davaları, Köy Orta Malları İdari Sınır anlaşmazlıkları; Ankara 1970 s:80, Prof.Dr.Halil Cin, M.Handan Surlu Türk
. Hukukunda Mera, Yaylak Kışlaklar ve Mera Kanunu Şerh i 2000 Baskı s:53-54). Aynı zamanda meralar zamanaşımı ile özel mülkiyete geçirilemezler, tescile tabi değillerdir, taksim edilemezler, cebri icraya konu olamazlar, mera, yaylak ve kışlak anlaşmazlıklarında sulh geçerli değildir(Prof.Dr.Ebul Ula Mardin Toprak Hukuku Dersleri İstanbul 1958 sh:81). Aynı şekilde, mera üzerine bina yapılamaz, ağaç dikilemez, tarla haline getirilemez, yüzölçümü değiştlrilemez.
Bu genel açıklamalardan sonra somut olaya dönersek, dava konusu arazi Tokuşlar Köyü Tüzel kişiliği adına tahsis edildiği gerekçesiyle Kadastro Tespiti sırasında mera olarak tespit görmüş ve bu tespit 20 Aralık 1977 tarihinde kesinleşmiştir. O halde dava konusu taşınmazın niteliği tahsisli bir meradır.
Davacıya il özel idaresince 17.5.1991 gün ve 1991/121 sayılı belge ile dava konusu yerde 3 yıl süreyle kum ocağı işletmek üzere izin ve ruhsat verildiği anlaşılmaktadır. Yukarıda genel çerçevesini çizdiğimiz meralarla ilgili açıklamalar gereğince, Tokuçlar Köyü halkının genel yararlanmasına mera olarak tahsis edilen ve bu niteliği kesinleşen dava konusu yerin sözü edilen tahsis amacının keyfi olarak değiştirmeye yönelik olarak İl Özel İdaresince verilen ruhsatın bir geçerliliği yoktur. Nitekim bu husus aynı yere ilişkin olarak açılan Sincanlı Asliye Hukuk Mahkemesinin 22.3.1994 gün ve 1993/132 E ve 1994/59 K.sayılı kararın temyizi üzerine Yargıtay 14.Hukuk Dairesince verilen 2.5.1995 gün ve 1995/3515 E ve 3868 K sayılı ilamda; "dava konusu 2460 nolu parselin mera olarak sınırlandırıldığı, mera niteliğindeki bu taşınmazin kuru mülkiyetinin Hazineye ve intifa hakkının Tokuşlar Köyü Tüzel Kişiliğine ait olduğu, özel idarenin çekişmeli taşınmazın hukuki durumundan dolayı bu yerde kum ocağı çalıştırılması hususunda ruhsat verme yetkisi bulunmadığı, sözü edilen ruhsatların Hazineyi ve Tokuşlar Köyü Tüzel Kişiliğini bağlamayacağı, meradan kum alınmasının müdahale oluşturacağı" şeklinde saptanmış, mahkemenin bozma ilamına uyarak verdiği karar aynı dairece onanmıştır.
Dolayısıyla koşulları mevcut olduğundan davacının meradan kum alarak tecavüzde bulunduğu kesin hüküm haline gelmiştir. Uyuşmazlık zararın kapsamı konusundadır.
Davacı Hazine dilekçesinde meranın kum alınarak tahrip edildiğini belirterek haksız fiil ve sebepsiz zenginleşme kurallarıyla eski hale getirme bedelini istemiş, bu isteminin nelerden oluştuğunu açıklamamıştır.
Davacının kum alma eylemi nedeniyle meranın üzerinde köyün hayvanlarının yararlanacağı verimli tabakanın yok edildiği anlaşılmaktadır. Öyleyse meranın eski hale getirme bedeli, buradan alınan kumun yeniden yerine konulması için yapılması gerekli olan kum, yükleme taşıma, yayma ve tesfiye bedeli ile, bu tabakanın üzerine mera otlannın yeniden yetiştirilebilmesi için gerekli olan toprak, yükleme, taşıma, yayma ve tesfiye, tohumluk, gübre ve ekim bedellerinden oluşmaktadır. Burada kum bedeli hesaplanırken Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Yüksek Fen İşleri Kurulu Başkanlığınca bildirilen ve Türkiye geneli için belirlenen ortalama satış bedeli değil, yörenin özellikleri göz önüne alınıp kumun ve toprağı temin edilebileceği yerler resmi yerlerden alınacak verilerle belirlenip, kumun işlenmiş bedeli yerine ham bedeli esas alınıp, yörenin özelliklerine göre toprağın çıkarılma ve yerine ikamede en uygun yöntemin ne olacağı bilirkişi aracılığıyla belirlenip, taleple bağlı kalınarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Hal böyle olunca, bu hususları içermeyen direnme kararının bozulması gerekir.
SONUÇ: Davalı Erhan Y... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının
yukarıda ve Özel Dairenin bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin haranın geri verilmesine 19.03.2003 gününde, oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini