 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2003/21-602
K: 2003/571
T: 15.10.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "tesbif' davasından dolayı yapılan yargılama sonunda;Trabzon İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 12.12.2002 gün ve 2001/275 E. 2002/427 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili. tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 6.2.2003 gün ve -857 sayılı ilamı ile; ( Mahkemece davacının SSK'na tabi olarak davalı işyerinde hizmetinin tesbitine ilişkin isteği tesbitini istediği dönemlerde 1479 sayılı Yasa'ya göre Bağ-Kur sigortalısı olduğu gerekçesi ile reddedilmiş ise de bu sonuç dosyadaki bilgi ve belgelere uygun değildir.
Gerçekten, dosya içerisindeki belgelere göre davacının 01.01.1987-31.12.1990 tarihleri arasında fırıncılık işinden zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğu anlaşılmaktadır. Davacı 12.02.1998 tarihinden itibaren ise 1479 sayılı Yasa'nın 79.maddesine göre isteğe bağlı sigortalı olarak prim ödemektedir. Davacının tesbitini istediği süreler ise 01.01.1993 - 30.12.2000 tarihleri arasında geçmektedir. Davacının tesbitini istediği dönemde zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olmadığı ortadadır. Öte yandan davacı 12.02.1998 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa'nın 79.maddesine göre isteğe bağlı Bağ-Kur sigortalı ise de Dairemizin ve giderek Yargıtay'ın yerleşmiş görüşlerine göre zorunlu ve isteğe bağlı sigortalılığın çakışması halinde zorunlu sigortalılığa geçerlilik tanınır. Davacının Bağ-Kur sigortalısı olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
Mahkemece yapıl.acakişı davalı işverenin 01.10.1988 tarihinden itibaren ayakkabı satışı içinden vergide kayıtlı olduğu göz önünde tutularak işin esasına. girmek dosyadaki bilgi ve belgelere göre davacının davalı işyerinde 506 sayılı Yasa kapsamında çalışıp çalışmadığını belirlemek, gerektiğinde bu tür hizmet tesbitine ilişkin davaların Kamu düzenine ilişkin olduğu ve özenle yürütülmesi gerektiği göz önünde tutularak resen delil toplamak, komşu işyerlerinde çalışan ve bordrolar geçmiş diğer tanıkların bilgilerine başvurmak ve elde edilecek sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki o!gular göz önünde tutulmaksizın yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının suresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirid nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmaııdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 15.10.2003 gününde, oybirliği ile karar verildi.