Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2003/1-63
K : 2003/48
T : 05.02.2003

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Manavgat Asliye 1.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 2/10/2001 gün ve 2001/322-454 sayılı kararın incelenmesi davacı hazine vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin gün ve 4/2/2002 gün ve 2002/13-1234 sayılı ilamı ile; (...Davacı Hazine vekili, dava konusu taşınmazın devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan tescil harici yerlerden iken; köy yerleşim alanı tespit komisyonunun 03.05.1988 tarih ve 1 nolu kararıyla, 3367 sayılı yasaya göre köy yerleşim alanına dahil edilip köy tüzel kişiliği adına kayıt oluşturulduğunun ihbarı üzerine yaptırılan idari tahkikat sonucunda, davalı adına yönetmeliğin 12/b maddesine aykırı olarak kayıt oluşturulduğunun saptandığını ileri sürerek iptal ve tescil istemiştir. Mahkemece, ilk oturumda, dağıtımın yapıldığı köyün 1999 yılında belediye haline geldiğinden ve davacı hazinenin dava açma sıfatı bulunmadığından bahisle davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Toplanan kanıtlara ve tüm dosya içeriğine göre; çekişmeli yerin evveliyatının tescil harici bırakılan devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden iken 3367 sayılı yasaya göre oluşturulan komisyon kararıyla köy yerleşim alanına dalih edilerek haritaya bağlandığı, köy tüzel kişiliği adına kayıt oluşturulduktan sonra şahıslara tahsis edildiği ve 1999 yılında Kızılot köyünde belediye teşkilatı kurulduğu, şikayet üzerine yaptırılan idari tahkikat sonucu davalıya uygulama yönetmeliğinin 12/b maddesine aykırı olarak çekişmeli taşınmazın tahsis edildiğinin saptanarak eldeki davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda değinildiği üzere dava konusu taşınmaz; 3367 sayılı yasanın amacına uygun olarak kullanılmak üzere köy tüzel kişiliği adına kayıt oluşturulduktan başka bir anlatımla mülkiyet köy tüzel kişiliğine geçtikten sonra davalıya tahsis edilmiş ise de taşınmazın öncesinin devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yer olması ilgili köy veya belediyenin dava açmaması göz önünde tutularak Hazinenin, köy tüzel kişiliğinin usulsüz yaptığı iddia edilen dağıtımın düzeltilmesini ve amacına uygun olarak kullanılmak üzere köy/belediye adına tekrar tescilini isteme hakkı ve yetkisinin bulunduğunun kabulü zorunludur.
Hal böyle olunca, işin esasına girilerek, tarafların tüm delillerinin toplanması, idari tahkikat evrak ve eklerinin noksansız onaylı ve okunaklı suret yada fotokopilerinin getirilmesi, davalının söz konusu yerden yararlanma olanağının bulunup bulunmadığının araştırılması ve hasıl olarak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken; yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu üzere hüküm kurulması isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı Hazine vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü.
Dava, tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Davacı Hazine, çekişmeli taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki, tescil harici yerlerden iken; 3367 sayılı yasa uyarınca köy yerleşin alanı tesbit komisyonunun 9/5/1988 tarih 1 sayılı kararıyla köy yerleşin alanına dahil edilip köy tüzel kişiliği adına kayıt oluşturulduğunu, ancak; uygulama yönetmeliğine göre yapılan tahsislerde bir takım usulsüzlükler bulunduğunu, yönetmeliğine göre yapılan tahsislerde bir kısım usulsüzlükler bulunduğnu, bu arada davalı adına yönetmeliğin 12/b maddesine aykırı olarak kayıt oluşturulduğnun yapılan idari tahkikat sonucu anlaşıldığını ileri sürerek bu tapunun iptali ve hazine adına tescilini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu taşınmazın öncesinin Kızılot Köyü Tüzel Kişiliği adına kayıtlı olduğu köyün 1999 yılında Belediye haline geldiği, bu nedenle davacı hazinenin dava açma sıfatının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki görüş ayrılığının, eldeki davada hazinenin sıfatı bulunup bulunmadığı noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere, davada "sıfat" dava konusu subjektif hak ile taraflar arasındaki ilişkidir. Bir subjektif hakkı dava etme yetkisi, kural olarak o hakkın sahibine aittir. Bu nedenle, o hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da o hakkın sahibine ait olmak gerekir. Hakkın bulunduğu yerde sıfatın varlığı da kuşkusuzdur. Subjektif hakkın sahibinin ve o hakka uymakla yükümlü olan kişinin kimler olduğu maddi hukuka ilişkin bir sorundur. Diğer bir anlatımla sıfat maddi hukuka göre belirlenir.
Değinilen kurallar gözetilmek suretiyle somut olay irdelendiğinde; çekişme konusu taşınmaz tapu kaydının, 442 sayılı Köy Kanununa bazı hükümler ilave edilmesine dair 3367 sayılı yasa hükümlerince oluşturulduğu anlaşılmaktadır.
Sözü edilen yasa düzenlemelerine gööre; oluşturulan komisyon tarafından, ilgili köyün halihazır ve gelişme durumu ile konut ve genel ihtiyaçları dikkate alınarak köy yerleşim planının düzenleneceği, anılan planın valının onayı ile kesinleşeceği, planda belirlenen yerlerden, Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan, mera, yaylak, seyrangah, yol, haram ve panayır yerleri gibi alanlar ile hazinenin mülkiyetinde olup kamu hizmetine tahsis edilmemiş taşınmaz malların, onayla birlikte bu vasıflarını kaybederek köy tüzel kişiliği adına resen tapuya tescil edileceği ifarde edildikten sonra; özellikle yasanın Ek.13.maddesinde "Köy Tüzel Kişiliği adına, köy yerleşme planına göre en çok 2000 m2 olmak üzere tescil edilen parseller köyde ikamet eden ve köy nüfusuna kayıtlı olup, evi bulunmayan ihtiyaç sahiplerine ihtiyar meclisi kararı ile rayiç bedel üzerinden satılır" hükümlerine yer verilmiş; satılan parsellere satış tarihinden itibaren en geç 5 yıl içinde bina yapılması zorunluluğu getirilmiş; 10 yıl süre ile devir ve temlik yasağı konulmuştur.
Yasa gereği çıkarılan "Uygulama Yönetmeliği"nden de aynı hususlara yer verilmiştir.
Dava konusu taşınmazın da bulunduğu köy yerleşim alanının, İl Özel İdaresi ile Devletin Hüküm ve Tasarrufu Altındaki yerlerden iken tapuya bağlanmış taşınmazlardan oluştuğu da sabittir.
Diğer taraftan dava konusu taşınmazın öncesi devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden iken 3367 yasa ve buna göre çıkarılan yönetmelik uyarınca köyde oturan, köy nüfusuna katıylı, evi bulunmayan ihtiyaç sahiplerine dağıtılmak şartıyla köy tüzel kişiliği adına tescil edilmiş ve daha sonra da satıştan ziyade tahsis amaçlı olarak köy tüzel kişiliği tarafından ihtiyaç sahiplerine verilmiştir.
O halde tüm köyün ve köy halkının yaşam düzenini, yerleşimini yakından ilgilendiren, öncesi köylünün kullanımına açık bir yer iken ihtiyar meclisi kararı ile yasal düzenlemeye aykırı şekilde hak sahibi olmayan kişilere verilmesi olasılığının her zaman bulunması ihtimali karşısında öncesi kamusal nitelikli bu taşınmazların yasanın konuluş amacı dışında yapılmış işlemlerinin yargı merciileri önüne getirilip tartışılmasında hazinenin hukuki yararının bulunduğunun kabulü gerekir.
Uygulamada genel kabul gören görüşe göre, dava hakkının sözleşmenin taraflarına ve bir subjektif hakkı dava etme yetkisinin o hakkın sahibine ait olduğu, 3. kişilerin dava hakkının bulunmadığı kabul edilmektedir.
Bu kuralın kesin olmadığı ve ayrık durumların yasa ve yerleşmiş Yargıtay uygulaması ile belirlendiği gözlenmektedir. Anayasanın "hak arama hürriyeti" başlıklı 36.maddesinde, herkesin gerekli araç öe yollardan yararlanarak yargı organları önünde davacı yada davalı olarak sav ve savunma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir. Bu hak temel haklardan olup, yine anayasa'nın 13.maddesinde yer alan özel haller dairesinde yasayla sınırlandırılabilir. Oysa yasalarımızda (BK.111) iki tarafın niyeti, BKnun 18 ve MK.nun maddesindeki objektif iyiniyet kurallarının ışığı altında yasalarımızda da açık hüküm bulunmasa bile sınırlı sayıda da olsa 3. şahsın aktif husumute yetkisine (davacı olma sıfatına) sahip olduğu hukukumuzun kaynaklarından olan yargı içtihatları ile kabul edilmektedir. (Bkz.Y.H.G.K 7/11/1962 gün E: T/35 K.41, 31/1/1996 gün E:1995/11-980 K:1996/8).
Hal böyle olunca; yukarıda değinilen hakka sahip hazinenin davada sıfatının varlığı da kabul edilmelidir. Bu nedenlerle Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Belirtilen sebeple direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı Hazine vekilinin temyizi tirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 5/2/2003 gününde yapılan ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini