Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2003/1-323
K: 2003/318
T: 30.4.2003

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


  • TAPU İPTALİ VE TESCİL ( Vekalet Görevinin Kötüye Kullanıldığı İddiasına Dayalı - Vekilin Dosyaya İbraz Ettiği Belge ve Delillerin İrdelenmesi ve Sonucuna Göre Hüküm Kurulması Gereği )
  • VEKİLİN YÜKÜMLÜLÜĞÜ ( Vekil Edenin Yararına ve İradesine Uygun Hareket Etmek - Vekalet Görevinin Kötüye Kullanıldığı İddiasına Dayalı Tapu İptali ve Tescil Davası/Değerin Altında Satış )
  • VEKALET GÖREVİNİN KÖTÜYE KULLANILDIĞI İDDİASI ( Dayalı Tapu İptali ve Tescil Davası/Değerin Altında Satış - Vekilin Dosyaya İbraz Ettiği Belge ve Delillerin İrdelenmesi ve Sonucuna Göre Hüküm Kurulması Gereği )
  • KÖTÜNİYET ( Malik Tarafından Vekilin Taşınmazın Satışında Dilediği Bedelle Dilediği Kimseye Satış Yapabileceğine Yetkili Kılınması - Tapu İptali ve Tescil Davası/Değerin Altında Satış )
  • TAŞINMAZIN DEĞERİNİN ALTINDA SATILDIĞI İDDİASI ( Tapu İptali ve Tescil Davası - Vekilin Sorumluluğu/Kötü ve İyiniyet )
818/m.390
4721/m.2,3
DAVA : Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kızılcahamam Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 24.5.2002 gün ve 2001/33 -2002/219 sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay l. Hukuk Dairesinin 17.10.2002 gün ve 2002/10068-11240 sayılı ilamı ile , ( ... Dava, vekalet görevinin kötüye kullanılması hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
Borçlar Kanununun temsil ve vekalet bağıtını düzenleyen hükümlerine göre, vekalet sözleşmesi büyük ölçüde tarafların karşılıklı güvenine dayanır. Vekilin borçlarının çoğu bu güven unsurundan, onun vekil edenin yararına ve iradesine uygun davranış yükümlülüğünden doğar. Borçlar Kanununda sadakat ve özen borcu, vekilin vekil edene karşı en önde gelen borcu kabul edilmiş ve 390/2 maddesinde "vekil, müvekkiline karşı vekaleti hüsnüniyetle ifa ile mükelleftir..." hükmüne yer verilmiştir. Bu itibarla vekil, vekil edenin yararına ve iradesine uygun hareket etme, onu zararlandırıcı davranışlardan kaçınma yükümlülüğü altındadır. Sözleşmede vekaletin nasıl yerine getirileceği hakkında açık bir hüküm bulunmasa veya yapılan işlem dış temsil yetkisinin sınırları içerisinde kalsa dahi vekilin bu yükümlülüğü daima mevcuttur. Hatta malik tarafından vekilin bir taşınmazın satışında, dilediği bedelle dilediği kimseye satış yapabileceği şeklinde yetkili kılınması, satacağı kimseyi dahi belirtmesi, ona dürüstlük kuralını, sadakat ve özen borcunu gözardı etmek suretiyle, makul sayılacak ölçüler dışına çıkarak satış yapma hakkını vermez. Vekil edenin yararı ile bağdaşmayacak bir eylem veya işlem yapan vekil değinilen maddenin 1. fıkrası uyarınca sorumlu olur.
Öte yandan, vekil ile sözleşme yapan kişi Medeni Kanunun 3. maddesi anlamında iyiniyetli ise yani vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını bilmiyor veya kendisinden beklenen özeni göstermesine rağmen bilmesine olanak yoksa, vekil ile yaptığı sözleşme geçerlidir ve vekil edeni bağlar. Vekil vekalet görevini kötüye kullansa dahi bu husus vekil ile vekalet veren arasında bir iç sorun olarak kalır, vekil ile sözleşme yapan kişinin kazandığı haklara etkili olamaz.
Ne var ki, 3. kişi vekil ile çıkar ve işbirliği içerisinde ise veya kötüniyetli olup vekilin vekalet görevini kötüye kullandığını biliyor veya bilmesi gerekiyorsa vekil edenin sözleşme ile bağlı sayılmaması, Medeni Kanunun 2. maddesinde yazılı dürüstlük kuralının doğal bir sonucu olarak kabul edilmelidir. Söz konusu yasa maddesi buyurucu nitelik taşıdığından hakim tarafından kendiliğinden ( resen )göz önünde tutulması zorunludur. Aksine düşünce kötüniyeti teşvik etmek en azından ona göz yummak olur. Oysa bütün çağdaş hukuk sistemlerinde kötüniyet korunmamış daima mahkum edilmiştir. Nitekim uygulama ve bilimsel görüşler bu yönde gelişmiş ve kararlılık kazanmıştır.
Somut olayda; vekilin 13 parsel üzerinde bulunan ipoteği kaldırdığını iddia ile dosyaya belge ibraz ettiği anlaşıldığına göre, yukarıdaki ilke ve olgularla birlikte, özellikle vekilin bu savunması göz önünde bulundurularak, delillerin irdelenmesi ve sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu üzere yanılgılı değerlendirme ile karar verilmesi isabetsizdir... )gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı iddiasına dayalı tapu iptali ve tescil; bu mümkün olmadığı takdirde satış bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davacının maliki olduğu 13 ve 157 parsel sayılı iki adet taşınmazın satımı konusunda davalılardan A.Y.'a 14.8.2000 günlü vekaletnameyi verdiğini, bu davalının 16.8.2000 tarihinde gerçek değerleri toplam 20 milyar TL. olan taşınmazları diğer davalılara değerlerinin çok altındaki 1.300.000.000 TL. bedelle satmak suretiyle vekalet görevini kötüye kullandığını, aldığı satış bedelini kendisine vermediğini; diğer davalıların da taşınmazların gerçek değerlerinin çok daha fazla olduğunu bilmelerine rağmen düşük bedelle satın aldıklarını, bu yüzden zarara uğradığını ileri sürerek, her iki taşınmaza ait tapu kayıtlarının iptali ile kendisi adına tesciline, bu mümkün olmazsa, vekalet görevinin kötüye kullanılmasından dolayı, iddia olunan satış bedeli 1.300.000.000 TL. nin ve ayrıca gerçek değerle bunun arasındaki fark olan 18.700.000.000 TL. ki toplam 20 milyar TL. nin, 16.8.2000 satış tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesinı istemiştir.
Davalılar vekili, davacının davalılardan A.Y.'a verdiği vekaletnamede taşınmazları dilediği kişiye dilediği bedelle satma yetkisi bulunduğunu, bu davalının taşınmazları diğer iki davalıya toplam 1.300.000.000 TL. bedelle satmak konusunda onlarla anlaşıp, aralarında 15.8.2000 günlü ön protokolü düzenlediklerini; her iki taşınmazın satışlarının yapılabilmesi için, alıcı durumundaki davalıların haklı olarak, bu protokole, 13 parsel üzerindeki Banka lehine konulmuş ipoteğin fekki konusunda ön şart koyduklarını, bunun üzerine davalı A.Y.'ın söz konusu ipotek bedeli 2.398.814.217 TL. yi bizzat ipotek alacaklısı bankaya ödeyip ipoteği kaldırttığını; satış ve ipotek bedelleri arasındaki fark olan 1.098.824.217 TL. nin bu davalı tarafından kendi cebinden karşılandığını, talebe rağmen davacının bu miktarı davalı A.Y.'a ödemediğini, bu parayı ödememek için de kötüniyetli olarak iş bu davayı açtığını davacının söz konusu taşınmazları satmak istemesinin ve davalı Ali'ye vekaletname vermesinin zaten kendi oğlunun ipotek borcunu ödemek amacına yönelik olduğunu, dava dilekçesinde taşınmazların gerçek değeri olarak bildirilen 20 milyar TL. nin de fahiş bulunduğunu, alıcı durumundaki davalılar Mahir ve Murat'ın iyiniyetli 3. kişiler olarak taşınmazları gerçek değerleri üzerinden satın aldıklarını savunarak davanın reddini istemiştir.
Yerel mahkemece verilen, davalı A.Y.'ın, davacı tarafından verilen vekaletnameye dayanarak, ona ait iki taşınmazı diğer iki davalıya 16.8.2000 tarihinde toplam 1.300.000.000 TL. bedelle sattığı, taşınmazların o tarihteki gerçek değerlerinin 4.620.000.000 TL. olduğunun bilirkişi raporuyla saptandığı, böylece davalı vekilin, taşınmazları gerçek değerlerinin çok altındaki bir bedelle sattığının sabit bulunduğu, onları satın alan diğer iki davalının da iyiniyetli kabul edilemeyecekleri gerekçesine dayalı, davanın kabulüne taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescillerine dair karar, Özel Dairesince yukarıdaki gerekçeyle bozulmuştur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle, vekil durumundaki davalı A.Y. cevap dilekçesinde ve yargılama aşamalarında, 13 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydına davacının dava dışı oğlu E.K.'in, yine dava dışı Türkiye Halk Bankasına olan borcu nedeniyle konulmuş bulunan ipoteğin kaldırılması için, satıştan önce ipotek bedeli 2.398.814.217 TL. yi ödediğini ileri sürüp, buna ilişkin banka dekontunu sunduğu ve anılan bankanın 12.2.2002 günlü yazı cevabında da bu ödemenin varlığı teyid edildiği halde, mahkemece, Özel Dairenin bozmasına konu 24.5.2002 günlü kararın gerekçesinde bu savunma üzerinde durulmamış ve anılan yönden herhangi bir değerlendirme yapılmamış olmasına; dolayısıyla, davalı A.Y.'ın vekalet görevıni kötüye kullanmış olup olmadığı konusunda yargıya varılırken, toplanan delillerin bu savunma çerçevesinde takdir edilmemiş bulunmasına; değinilen yönün sonradan direnme kararında tartışılıp değerlendirilmesinin sonuca etkili olmamasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 30.4.2003 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18
  • [İcra takipleri] Icrada borçlunun yaptiği işlem zamanaşimini keser mi? 
  • 16.04.2024 14:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini