Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2003/19-261
K: 2003/266
T: 02.04.2003

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


Taraflar arasındaki "menfi tespit ve senet iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ula Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 9.3.2000 gün ve 1999/156-2000/29 sayılı kararın incelenmesi davalı vasisi tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 13.2.2001 gün ve 2000/6501- 2001/1126 sayılı ilamı ile ,(Davacı, davaya konu senet bedelini ödediğini ve davalı lehdarın da bu nedenle senedi yırttığını ileri sürerek borçlu olmadığının tespitini istemiştir. Senet halen davalı elinde bulunduğuna göre, davacı ödeme defini HUMK'nun 290.maddesi uyarınca kanıtlaması gerekir. Davacı yazılı bir belgeye dayanmadığına göre dava dilekçesinde "v.s delil" denmek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya, davalıya yemin teklifinde hakkj olduğu hatırlatılıp sonucuna göre bir hüküm tesisi gerekirken, bu yön düşünülmeden eksik incelemeye dayalı karar verilmiş olması doğru değildir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, bedelinin ödendiği ve bu ödeme üzerine yırtılıp atıldığı ileri sürülen bonodan dolayı borçsuzluğun tespiti ve bononun iptali istemine ilişkindir.
Davacılar vekili,, davacıların davalıdan 2.250.000.000 TL. bedelle taşınmaz satın aldıklarını, ödemenin tapudaki işlemden 15 gün sonra yapılmasının kararlaştırıldığını, satış bedeli karşılığında davalıya ikisi birer milyar TL. biri 250 milyon TL. bedelli üç ade:: tarihsiz bono verildiğini, bilahare satış bedelinin davalıya ödendiğini, davalının da bu senetleri cebinden çıkarıp şahitler huzurunda yırtarak çöpe attığını, aradan iki yıldan fazla bir süre geçtikten sonra senetlerden birinin bedellerinin ödenmesi istemiyle davacılara noter aracılığıyla 9.7.1999 günlü ihtarnamenin tebliğ edildiğini, davacıların bu ihtarnameye cevap verip, ayrıca davalı hakkında suç duyurusunda bulunduklarını; böylece, davacıların ve tanıkların önünde yırtılan senetlerin, davacılar tarafından verilen senetler olmadığının anlaşıldığını, davalının elinde bulunan bonoların karşılıksız kaldıklarını ileri sürerek, ihbarnameye konu 8.7.1999 tarihli bir milyar TL. bedelli bononun karşılıksız olduğunun tespitiyle iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davaya cevap verilmemiştir. .
Yerel mahkemece verilen, davalıya ait taşınmazın davacılardan Dudu Ç...'ya satılıp, satış bedeli karşılığında davalıya üç adet bono verildiğinin, sonradan saös bedelinin elden ve kısmen de banka havalesiyle ödenmesi üzerine, davalının cebinden çıkardığı senetleri yırtıp çöpe attığının dinlenen davacı tanık beyanlarından anlaşıldığı; senetlerin yırtıldığına ilişkin davacı iddiasının tanıkla kanıtlanmasının mümkün bulunduğu, böylece, davaya konu bononun bedelsiz olduğuna ilişkin iddianın kanıtlandığı gerekçesine dayalı; davanın kabulüne, davacılann 8.7.1999 tarihli ve bir milyar TL. bedelli bonodan dolayı davalıya borçlu olmadıklarının tespitine, bononun iptaline dair karar, Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuştur.
Davaya cevap vermeyen davalı vasisi, yerel mahkemenin önceki kararının temyizine ilişkin 29.5.2000 havale günlü dilekçesinde, taraflar arasında taşınmaz satım akdi bulunduğunu, bedelin bilahare ödeneceğinin kararlaştırılması nedeniyle, davacılar tarafından satış bedeli karşılığında davalıya üç adet bono verildiğini, bunlardan ikisinin bedellerinin ödenmesi üzerine davacıların ileri sürdüğü şekilde yırtılıp atıldıklarını, ancak davaya konu bono bedelinin ödenmediğini savunmuş; böylece, cavacıların temel ilişki olarak bildirdikleri taşınmaz satım sözleşmesini ve davaya konu bononun bu sözleşme çerçevesinde satış bedeli karsrlığınca verilmiş olduğunu kab.ul ve teyid etmiştir.
Yerel mahkeme ile özel daire arasındaki uyuşmazlık, somut olayda davacı iddiasının tanıkla kanıtlanmasına usulen olanak bulunup, bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Hemen belirtilmelidir ki, davacılar vekili, dava dilekçesindeki beyan ve iddialarıyla, davacıların davalıya satım sözleşmesinden kaynaklanan bir borçlarının bulunduğunu ve davaya konu bononun bu sözleşmeden kaynaklanan saaş bedeli karşılığında verildiğini kabul etmiş; ancak, bono bedelinin ödendiğini, bu ödeme üzerine yırtılıp atıldığının davalı tarafından bildirilmesine rağmen, sonradan bu bonoya dayalı talepte bulunulduğunu ileri sürmüştür.
O halde, davadaki talepler, bono bedelinin ödendiği iddiasına dayalıdır. Özel Dairenin bozma kararında belirtildiği üzere, davaya konu bono davalının elinde bulunduğuna göre, onun bedelinin ödenmiş olduğunu kanıtlama yükümlülüğü, davacılara aittir.
Yazılı bir belgeye (senede) bağlanmış oian ve varlığı borçlusunca kabul edilen bir borcun ödendiğine ilişkin savunma, kural olarak, senede karşı senetle ispat zorunluluğu kuralı çerçevesinde (HUMK. madde 290), ancak yazılı delille ispatlanabilir.
Somut olayda, bu kuralın istisnalarının varlığı da (HUMK. Madde 292, 293) iddia ve ispat olunmamıştır.
Öyleyse, davacıların, ödeme savunmalarını yazılı delille ispat etmeleri zorunludur. Eş söyleyişle, somut olayda ödeme savunmasının tanıkla kanıtlanmasına hukuken olanak yoktur. Yine, somut olayda, davacıların ödemeye ilişkin bir yazılı delillerinin bulunmadığı da çekişmesizdir.
Davaya konu senedin, ödeme üzerine davalı tarafından yırtıldığına ilişkin iddianın tanıkla kanıtlanıp kanıtlanamayacağına gelince:
Senede bağlanmış bir borcunu söndürmeyi amaçlayan borçlu, yapacağı ödeme karşılığında o senedi (borç belgesini) alacaklıdan almalı; verilmediği takdirde ödemeyi yapmamalıdır.
Görülmekte olan davada ileri sürüldüğü şekilde, alacaklı senedi borçluya geri vermez, (yine somut olayda ileri sürüldüğü gibi, yırttığını ya da sonradan geri vereceğini veya benzer nitelikte başka bir hususu bildirir) ise, borçluya düşen, TTK 558 ve bonolar hakkında da uygulama olanağı bulunan aynı Yasanın 621.maddesi uyarınca Kıymetli Evrak borçlusu ancak senedin teslimi mukabilinde ödeme ile mükellef olduğu gibi bir bono, hamilin elinde bulunduğu sürece borcun ödenmemiş olması asıldır. Borçlu ödemede bulunurken, hamil tarafından senedin metnine bir ibra şerhi yazılmasını veya ödediği bononun tarih ve numarası yazılı bir makbuz verilmesini istemek zorundadır. Bunları yapmayan borçlu HUMK.nun 288 ve 290.madde uyarınca ödeme defini ancak yazılı delil ile kanıtlamak zorundadır. Somut olayda HUMK.nun 292 ve 293.madde şartian bulunmadığından tanık dinlenemez.
Şu husus asla gözden kaçırılmamalıdır: Bir belgenin, o belgeyle yükümlülük alüna giren tarafça, kendi yararına ve diğerinin zararına olarak, yırtılma veya benzeri bir eylemle maddeten ortadan kaldırılmasının maddi bir vakıa niteliğinde bulunduğu, dolayısıyla buna ilişkin iddianın tanık dahil, her türlü delille kanıtlanabileceği kuşkusuzdur.
Ancak, somut olayda ileri sürüldüğü gibi, alacağın varlığını gösteren bir belgenin bizzat alacaklı tarafından bu tür bir yolla maddeten ortadan kaldırılması veya kaldırıldığının ileri sürülmesi (dolayısıyla belgenin borçluya iadesinin olanaksız olduğunun kendisine beyan edilmesi) halinde, yukarıda değinildiği üzere, borçlunun yükümlülüğü, yapacağı ödemeyi ortaya koyan bir belge (makbuz) kendisine verilmediği sürece, o ödemeyi yapmaktan kaçınmaktır. Aksi takdirde, sonradan, belgenin yırtıldığı şeklindeki bir maddi vakıaya dayanıp, bunu yazılı delil dışındaki delillerle kanıtlama olanağına sahip değildir.
Aksinin kabulü, borcunu ödemeyen kötü niyetli borçluların, borç belgesinin ödemeye rağmen geri verilmeyip yırtıldığını ileri sürmek suretiyle, hemen her olayda tanık dinletmelerine ve böylece, HUMK.nun 290. maddesindeki senede karsı senetle ispat kuralının fiilen bertaraf edilmesine yol açar. Böyle bir sonucun kabul edilemeyeceği ise çok açıktır.
Somut olayda, davacı ödeme savunmasına ilişkin yazılı delil sunamamıstır. Yukarıda açıklanan yasal ilke ve kurallar karşısında, tanık dinlenmesine usulen olanak bulunmadığından, dinlenen davacı tanıklarının beyanları da delil oiarak kabul edilemez. Ancak, dava dilekçesinde "vs deliller" sözüyle, yemin deliline de dayanılmış olduğundan, davacılara, dava konusu senet bedelinin ödendiğine ilişkin iddia bakımından davalıya yemin teklif etme haklarının bulunduğu hatırlatılarak, ortaya çıkacak uygun hukukse sonuç çerçevesinde hüküm kurulması gerekir.
Yerel mahkemece, aynı gerekçeye dayalı Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, direnme kararı verilmesi usule ve yasaya aykındır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında belirtilen nedenlerle H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 2.4.2003 gününde, oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini