 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2003/18-105
K : 2003/122
T : 26.02.2003
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "kamulaştırma bedelinin artırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Menderes Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 17.5.2001 gün ve 1999/300 E. 2001/301 K. sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk Dairesinin 4.12.2001 gün ve 2001/10128 E. 11131 K. sayılı ilamı ile; (...Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektiriri sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Ancak;
Taşınmaz arazi niteliğinde olduğuna göre, yasa gereği taşınmazın değerinin olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri dikkate alınarak hesap edilmesi gerekir.
Kamulaştırma Kanununun 11.maddesinin (f) bendine göre arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştrma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net geliri esas tutularak değerlendirilir. Aynı maddedeki (i) bendine göre de, bedelin tesbitinde etkisi olacak diğer objektif ölçüler de bu değerin tesbitinde dikkate alınır. Doğaldır ki bu objektif ölçülerin neler oldukları taşınmazın niteliği dikkate alınarak ve değerlendirme esasları gözönünde bulundurulmak suretiyle belirlenir.Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre tarım arazisinde değer, taşınmazın yıllık tarımsal gelirinin kapitalizasyon faizine, oranlanması suretiyle bulunmaktadır. Kapitalizasyon faizi ise %3-%15 arasında değişmekte olup faiz oranı, aynı zamanda arazinin rantı ile satış değeri arasındaki oranını belirlediğinden uygulanacak faiz oranı belirlenirken arazinin verimine etkili olan (sulu, taban ; arazisi,toprağın terkibi,ekilebilecek ürünler) faktörler yanında, satış değerine etkili olabilecek faktörler de (önemli yerleşim birimlerine yakınlığı tarımsal amaçlı alt yapı. olanakları vs) dikkate alınır. İşte sözü edilen (i) bendi bu husus dışında olup arazinin değerine (artırım veya düşme) etkili olabilecek objektif ölçülere ilişkindir. Bunlar da, Yargıtay'ın yerleşmiş uygulamalarına göre, tanmsai faaliyet ve gerekleri ile ilgili niteliklerdir. Ürünün pazarlama olanaklarını arttırıp kolaylaştırılan, büyükşehirlere ve ana yollara yakınlık gibi unsurlarla, maliyeti düşüren, üretimi kolaylaştıran nitelikler bu faktörler arasındadır.
Bu nedenlerle kapitaüzasyon faizi oranının belirlenmesinde etkili olan faktörlerin (i) bendi kapsamında tekrar değerlendirilmesi caiz olmadığı gibi tanmsai faaliyet ve gerekler dışındaki nedenlerle (sosyal alt yapı, bizatihi belediye veya mücavir alan içinde olma gibi) bu bende göre arttırma yapılması doğru değildir.
Somut olayda, takdir komisyonu raporunda objektif nedene dayalı arttın m yapılabilecek nedenler
belirtiimediği gibi,sadece hükme esas alınan 3. bilirkişi kurulu raporunda "taşınmazın yerleşim yerinde olduğu" gerekçesiyle yetinilerek, diğer raporlarda ise gerekçesine hiç değinilmeden objektif nedene dayalı artırım yapılmıştır.
Bu durum karşısında mahkemece yapılacak iş; mahallinde yeniden bir keşif yapılarak taşınmazın konumunun ve özelliklerinin tespit edilmesi, yapılacak bu tespit doğrultusunda da bilirkişi kurullarından objektif nedene dayalı artırım yapılıp yapılamayacağı konusunda ek raporlar alınıp hasıl olacak sonuca göre karar vermek olmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve
dosyadaki sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karışılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve. kanıtlara, bozma kararında
açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle dava dilekçesinde objektif değer artırıcı neden olarak taşınmazın köy yerleşim alanına yakın olduğu iddia edilmesine karşın, hükme esas alınan raporda taşınmazın yerleşim yerinde bulunduğu gerekçesiyle objektif nedene dayalı artırım yapılmasına iddia vee tahkikat arasında çelişki bulunduğundan taşınmazın konumu ve özelliklerinin tespiti amacıyla araştırma yapılmasının zorunlu hale gelmiş bulunmasına göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 26.2.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.