Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2003/ 13-174
K: 2003/181
T: 19.3.2003

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 7.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 4.2.2002 gün ve 2001/10 E. 2002/72 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 9.7.2002 gün ve 6238-8553 sayılı ilamı ile; (...Davacı,davalının kardeşi olduğunu,ortak murisleri babalarının sağlığında ona vekaleten bir kısım işlerini yürüttüğünü, muristen ve murisin şirketinden tahsil ettiği paralan kendi hesabına aktardığını, murisin itimadını kötüye kullandığını, bu şekilde murise 1.500.000.000.000 TL.zarar verdiğini ileri sürerek hissesine düsen 300.000.000.000 TL.nın tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, murisle aralarında vekalet ilişkisi bulunmadığını, davacının iddialarının hiçbir somut veriye dayanmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, verilen sürelere rağmen davacının iddialarını somutlaştırmadığı, murisle davalı arasındaki vekalet ilişkisinin varlığı ispat edemediği gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara,karann dayandığı delillerle yasaya uygun gerektiriri nedenlere ve özellikle yargılama sürecinde ileri sürülmeyen hususiann temyiz aşamasında ileri sürülmesine yasal olanak bulunmamasına göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, ortak murisleri babaları Hasan Y... ile davalı arasındaki vekalet ilişkisine dayanarak talepte bulunmuş, davalı ise bu ilişkiyi inkar etmiştir. Davacı, murisin külli halefi olarak bu davayı açtığına göre murisin davasını hangi delillerle ispat etmesi gerekiyor ise davacının da aynı delillerle davasını ispat etmesi gerekir.HUMK. 293/l.maddesinde baba ile evlat arasındaki ilişkilerde hukuki işlemlerin değeri ne olursa olsun tanıkla ispat edileceği öngörülmüştür. Öyleyse mahkemece,davacının 9.4.2001 tarihli delil listesinin 8.sırasında gösterdiği tanıkları dinlenilmesi, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmelidir.Bu hususun gözardı edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, vekalet görevinin kötüye kullanıldığı ve vekilin hesap verme yükümlülüğünü yerine getirmediği iddialarına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Davacı, kardeşi olan davalının,babalannın sağlığında ona vekaleten bir takım islerini yürüttüğünü,ortak muris babalanna ait paraların davalı tarafından kendi hesabına geçirildiğini; davalının vekalet görevini ve kendisine duyulan itimadı kötüye kullandığını ileri sürerek, hissesine düşen 300.000.000.000 TL.nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı,vekaieten is görmediğini, tüm işlemlerin murisin bilgi ve talimatı ile yapıldığını, diğer mirasçıların böyle bir iddiası olmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemenin, "Davacının iddialarını somutlaştırmadtğı,vekalet- ilişkisi ve vekaletin kötüye kullanıldığının kanıtlanamadın!" gerekçesi ile davanın reddine dair verilen karar Özel Dairece yukarıda yazılı gerekçe ile bozulmuştur.
Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık;Taraflann ortak murisi Hasan Yavaş ile davalı arasındaki vekalet ilişkisi ve yapılan işlemlerin değeri ne olursa olsun tanık ile kanıtlanıp kanıtlanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Vekillik sözleşmesinin kapsamı sözleşme ile açıkça belirlenmemiş ise, ait olduğu isin niteliğine göre belirlenir. (MK.m.388/1) Vekilin göreceği isin kapsamının sözleşme ile belirlenmesi esas ise de,geneilikle vekilin göreceği is ve yapacağı işlemlerin tümünü ve sınırını kesinlikle önceden belirlemek mümkün değildir.Bu sebepledir kj,vekilliğin kapsamı genel biçimde isin niteliğine bağlı tutulmuştur. Vekil, işin niteliğine göre neleri yapıp neleri yapmaması gerektiğini özen ve sadakat borcu çerçevesinde kendisi belirleyecektir.
Bu noktada vekilin sorumluğu,genel olarak işçinin sorumluluğuna ilişkin kurallara bağlanmıştır. (BK.m.390/11). Buna göre vekil, işçi gibi özenle davranmak zorunda olup, hafif kusurundan dahi sorumludur. BK.nun 389.maddesi hükmü gereğince vekil, iş görmeyi vekil edenin iradesine uygun yapmakla yükümlü olduğu gibi,anılan yasanın 392/1.maddesi uyarınca da vekil edenin istemi üzerine gördüğü işin hesabını vermekle yükümlüdür.Hesap verme borcu, bir yapma borcu niteliğindedir.Bu borç genel anlamda genel bilgi vermeyi de kapsar.Vekil,yalnızca işin sonunda değil, yürütülmesi evresinde de durumdan vekil edene bilgi vermekle yükümlüdür. (Mustafa Reşit Karabasan, Türk Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri C:2, S:1028)
Bunun yanında,vekilin aldıklarını ve müvekkil adına 3. kişilerden tahsil ettiklerini verme borcu mevcuttur.Bu borç, vekilin iş görme borcu gibi bir yapma borcu değil, bir verme borcu niteliğindedir.Eş deyişle, müvekkilin alınanları teslimine ilişkin alacağı,ifaya yönelen sözleşmesiz bir alacaktır.
İlke olarak vekillik sözleşmesinin geçerliliği, hiçbir biçim koşuluna bağlanmış değildir. (Zevklidir/Aydoğdu/Petek. Borçlar Hukuku Özel Borç İlişkileri, 1998 S:606 ve Hukuk Genel Kurulu'nun 26.1.1983 gün, E: 981/11-1069, K:26 sayılı karan) Bununla beraber,özellikle hukuksal işlem olmasından dolayı,vekillik sözleşmesinin kanıtlanması yönünden Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 288 ve devamı maddeleri uygulama alanı bulmaktadır.
Daha açık bir ifade ile, vekillik sözleşmesinin Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 288.maddesindeki 40.000.000 TL. miktan esas alınarak yazılı belge ile kanıtlanması zorunludur.Yargıta/ın içtihadı da bu yöndedir (13.Hukuk Dairesinin 2.5.1978 gün, E.1934, 2030 sayılı karan).
Hemen ifade etmek gerekir ki, vekillik sözleşmesinde kanıt yükünün kime ait olduğu Medeni Kanunun 6.maddesindeki kurala göre belirlenecektir.
Ne varki,kural böyle olmakla birlikte,Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 293/1.maddesinde yazılı yakın hısımlar arasındaki hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilebileceği kabul edilmiştir.Anılan maddede yazılı yakın hısımlar arasında senet alınmasındaki manevi imkansızlık kanun ile varsayılmış ve böyle bir istisnai düzenlemeye gerek görülmüştür.
Yakın hısımlar arasındaki hukuki işlemlerin tanıkla ispat edilebilmesi için miktar ve değer bakımından bir sınırlama getirilmediği gibi, manevi imkansızlığın ayrıca iddia ve ispat edilmesine de gerek yoktur.
Ancak, yargısal uygulamada yakın hısımlar arasındaki bir hukuki işlem senede bağlanmış veya yazılı delil sözleşmesi yapılmış ise,artık manevi imkansızlıktan söz edilemeyeceğinden, senedin aksinin tanıkla ispatlanmasına imkan tanınmamaktadır.Bunun dışında, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 293/1.maddesinde belirtilen-yakjn. hısımlar arasındaki hukuki işlemlerin miktar ve değeri ne olursa olsun tanıkla ispatı olanaklıdır.
Somut olayda davacı, davalının,ortak mirasbırakanlan Hasan'a ait işleri vekaleten gördüğünü,ancak tahsil ettiği paralan vekalet görevini kötüye kullanarak zimmetine geçirdiğini ileri sürmüş, bu iddiasını kanıtlamak için banka kayıtlarına, doktor raporlarına, noterden gelecek cevabi yazılara, tanık anlatımlanna ve bilirkişi incelemesine dayanmıştır. Taraflar kardeş olduğu gibi, külli halefiyet ilkelerine göre açılan davada, şayet baba vefat etmeseydi, böyle bir iddiayı ve davayı hangi deliller ile kanıtlayabilecek idi ise, onun külli halefi olarak davacıda aynı delillere dayanarak iddiasını kanıtlayabilir.
Az yukarıda açıklandığı üzere Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 293/1.maddesinde tanıkla ispatlanmasına olanak verilen hukuki işlemin miktar ve değeri ile ilgili hiçbir sınırlama getirilmemiştir. Davacı, hangi hususların tanıkla ispatlanacağını yeterince açıklamıştır.
O halde mahkemece, davacının bildirdiği Noterlerden muris Hasan'ın davacıya verdiği yazılı bir vekaletname bulunup bulunmadığının araştırılarak, böyle pir vekaletname varsa vekaletin kapsamının belirlenmesi;Bankalardan murise ait hesap hareketlerinin dayanakiarıyia birlikte getirtilmesi, davacının bildirdiği diğer deliller toplandıktan sonra delil listesinde gösterilen tanıkların dinlenilmesi ve tüm delillerin yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde değerlendirilerek elde edilecek sonuca uygun bir karar verilmesi gerekirken, ö n çeki kararda direnilmesi doğru değildir.Usul ve yasaya uygun bulunmayan direnme karan bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 19.3.2003 oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Suçlar] Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı 
  • 25.04.2024 13:09
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43
  • Beraat sonrası yurtdışı çıkış yasağı kaldırma sorunu 
  • 16.04.2024 15:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini