 |
T.C
YARGITAY
HUKUK GENEL KURULU
E: 2003/12-790
K: 2003/769
T: 17.12.2003 Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İHALENİN FESHİ
- TELLAL BULUNDURULMASI GEREĞİ
- ARTIRMANIN ŞEKİL ŞARTI
ÖZETİ: Artırma icra müdürü veya yardımcısı, katibi tarafından yönetilir. Artırma yapılırken belediye tarafından görevlendirilmiş bir tellalın (münadinin) bulundurulması gerekir. Bu şekilde görevlendirilmiş bir tellalın satış yerinde hazır bulunmaması halinde de satış memurunun tellalın bulunmama ya da bulundurulmama nedenini tutanağa geçirdikten sonra tensip edeceği kişiyi tellal olarak görevlendirmesi de mümkündür. Satış memuru bu usulü seçmeksizin tellalın gelmediğinden bahisle onun görevini de üstlenerek tek başına satışı başlatamaz ve sonuçlandıramaz. Aksi takdirde usulüne uygun olarak gerçekleşmiş bir artırmadan söz edilemez. İhalenin yapılmasında tellalın bulundurulması şekil koşullarından olup, buna uyulmaması geçersizlik sonucunu doğurur.
1086 s. HUMK/571
2004 s. İİK/114,115,116
Taraflar arasındaki "ihalenin feshi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Üsküdar İcra Tetkik Merciince şikayetin reddine dair verilen 16.01.2003 gün ve 2002/1164-2003/65 sayılı kararın incelenmesi Davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12.Hukuk Dairesinin 09.06.2003 gün ve 2003/10742-13501 sayılı ilamı ile; ("İhalede tellalın bulunmaması halinde ihale işlemleri gerçekleşmiş sayılmaz ve bu ihale işlemleri yok hükmünde olacağından tayin edilen 2. ihale gününde ihale yapılamaz. Bu durumda menkullerin yeniden ihaleye çıkarılıp satış işlemlerinin tamamlanması gerekeceğinden şikayetin bu nedenle kabulü yerine reddi isabetsiz olduğundan merci kararının bozulması gerekirken onandığı anlaşıldığından karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir.") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir. HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, şikayet yoluyla menkul ihalesinin feshi istemine ilişkin olup, davacı/3. kişi ikinci haciz alacaklısı tarafından alacaklı, borçlu ve alıcı 3. kişi aleyhine açılmıştır.
Davacı vekili diğer fesih sebepleri yanında menkullerin ihalesinde 1. artırmada tellal bulundurulmadığına ifadeyle, yasaya aykırı bu işlem nedeniyle ihalenin feshini, şikayet yoluyla istemiştir.
Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece ikinci ihalenin usulüne uygun yapıldığı, 1.sinde tellal bulunmamasının sonuca etkili olmayacağı gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenle bozulmuştur.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık ; menkul satışında ikinci artırmada tellal bulunup satış gerçekleşse dahi, alıcı çıkmayan 1. artırmada tellal bulunmamasının, hukuki sonucunun ne olduğu, ihalenin feshini gerektirip gerektirmediği noktasındadır. İhalenin 1. artırmasında tellal bulundurulmadığı belirgindir ve bu konuda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
İlkin konuyla ilgili yasal düzenlemeleri ortaya koymakta yarar vardır.
1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 571. maddesinde "Menkul ve gayrimenkul malların müzayedesi İcra ve İflas Kanununa tevfikan yapılır." Hükmü yer almaktadır.
Menkul satışının usulü, 2004 sayılı İcra ve İflas Kanununun "İhalenin yapılması ve geri bırakılması" başlıklı 115. maddesinde; "Satılığa çıkarılan mal üç defa bağmldıktan sonra en çok artırana ihale edilir. Şu kadar ki, artırma bedelinin malm tahmin edilen kıymetinin % 75 ini bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan diğer alacaklar o malla temin edilmişse bu suretle rüçhanı olan alacakların mecmuundan fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paraların paylaştınlması masraflarını tecavüz etmesi şarttır. Artırma bu miktara baliğ olmazsa satış icra memuru tarafından geri bırakılır ve artıranlar taahhütlerinden kurtulur." ve "2. artırma" başlıklı 116. maddesinde de ; "2. artırma ilk artırmayı takip eden beş gün içinde yapılır. Bu halde dahi 114 üncü madde hükmü tatbik olunur. 2. artırmada mal en çok artıranın üstünde bırakılır. Şu kadar ki, artırma bedelinin malın tahmin edilen kıymetinin yüzde kırkını bulması ve satış isteyenin alacağına rüçhanı olan alacakların toplamından fazla olması ve bundan başka paraya çevirme ve paraların paylaştırılması masraflarını geçmesi şarttır. Böyle fazla bir bedelle alıcı çıkmazsa satış talebi düşer." şeklinde düzenlenmiştir.
İcra ve İflas Kanunu Yönetmeliğinin "Menkulün açık artırma şartnamesi ve tutanağı" başlıklı 43. maddesinin ikinci fıkrasında da; "İhalede, artırılan miktar, artıranın ad ve soyadı, ihale neticesi, kime ve ne suretle yapıldığı yazılır. Satışı yapan müdür ile tellal ve alıcı tarafından imzalanır ve daire mühürü basılır." denilmektedir.
Bu düzenlemeler de göstermektedir ki, satışta satışı gerçekleştirecek icra müdürü veya yardımcısı ya da katibi ile birlikte tellalın da hazır bulunması ve tutanağı imzalaması zorunludur. Artırma icra müdürü veya yardımcısı, katibi tarafından yönetilir. Artırma yapılırken belediye tarafından görevlendirilmiş bir tellalın (münadinin) bulundurulması gerekir. Bu şekilde görevlendirilmiş bir tellalın satış yerinde hazır bulunmaması halinde de satış memurunun tellalın bulunmama ya da bulundurulmama nedenini tutanağa geçirdikten sonra tensip edeceği kişiyi tellal olarak görevlendirmesi de mümkündür. Satış memuru bu usulü seçmeksizin tellalın gelmediğinden bahisle onun görevini de üstlenerek tek başına satışı başlatamaz ve sonuçlandıramaz. Aksi takdirde usulüne uygun olarak gerçekleşmiş bir artırmadan söz edilemez. İhalenin yapılmasında tellalın bulundurulması şekil koşullarından olup, buna uyulmaması geçersizlik sonucunu doğurur. Bu ilke yargısal uygulamada yerleşmiş ve Hukuk Genel Kurulunun 29.06.1988 gün ve 1988/12-379-670 sayılı kararında da açıkça vurgulanmıştır.
Diğer taraftan, bu kabul şekli, yasada "satılığa çıkarılan malın üç kez ba-ğınldıktan sonra en çok artırana ihale edileceği" biçiminde ifade ettiği usule de uygundur. Kaldı ki, artırmanın başlamasından sonuçlanmasına kadar tellalın işin niteliğinden kaynaklanan işlevi de unutulmamalıdır. Bu işlev, artırmaya katılanların sürdükleri peylerin tellal tarafından yüksek sesle tekrar edilerek duyurulması ve daha yüksek bir pey sürülünceye kadar bu şekilde devam edip, pey sürülmesi bitince de tellal tarafından üç kez bağınldıktan sonra, malın en çok pey sürene (artırana) icra müdürü tarafından ihale edilmesi şeklinde gerçekleşmektedir.
Burada yeri gelmişken, yasada ihalenin yapılması usulü düzenlenirken sadece bir artırma ile yetinilmeyerek , ilk artırmada satışın gerçekleşmemesi halinde ihalenin geri bırakılıp ilk artırmayı takip eden beş gün içinde ikinci artırmanın gerçekleştirilmesi yönteminin getirilmiş olması karşısında bu iki artırmanın birbiriyle ilişkileri ve hukuksal sonuçlan üzerinde de durulmalı, sonuçta bu iki artırmanın amaçladığı ihalenin geçerlilik koşullarının irdelenmesine geçilmelidir.
2. artırmanın yapılabilmesi, usulünce yapılan ilk artırmada satışın gerçekleşmeyerek ihalenin geri bırakılması ile mümkündür. 1. artırma yasada öngörülen koşullarda yapılmış ve satış da gerçekleşmişse artık yapılacak ikinci bir artırmadan söz edilmez. Şu durumda iki artırma birbirini tamamlayan merasimlerdir. 1. artırma usulüne uygun yapılmamışsa, takip eden aşama olan ikinci artırmanın yapılabilme koşulunun gerçekleştiğinden de söz edilemez. Kısacası; Bu iki artırma birinde satış gerçekleşmezse yapılabilen birbirine bağlı ve birbirinin sonucu olan, sonuçta da ihaleyi oluşturan unsurlar-
dır ve 1. artırma usulsüz yapılmışsa ikinci artırma usulünce yapılmış olsun olmasın geçersizdir. Durum böyle olunca, ikinci artırma usulünce yapılsa dahi 1. artırmanın usulsüzlüğü doğal olarak ihalenin tümüyle geçersizliği sonucunu doğuracaktır.
Hemen ifade edilmelidir ki; Satışın gerçekleştirildiği artırmanın 1. ya da ikinci artırma olması her iki artırmada da tellal bulundurulması zorunluluğunu ortadan kaldıran bir neden değildir. Satış gerçekleşsin veya gerçekleşmesin yasanın aradığı şekil, artırmada diğer yasal görevliler yanında tellalın bulunması gereğidir. Bu gerek yerine getirilmemişse usulünce yapılmış bir ihaleden söz edilemez. 1. artırmadaki bu şekli eksiklik ikinci artırmanın da sıhhatini etkileyeceğinden ihale tümüyle geçersiz olacaktır. Üstelik 1. artırmanın belirlenen usulde yapılması taraflar yararınadır. Zira, 1. artırmada satışın yapılması ikinci artırmaya oranla malın daha yüksek bedelle satılması ve icra kasasına da daha fazla miktarın girmesi anlamına gelmektedir. Böylece, artırmada tellalın yokluğu, şekli bir eksiklik olduğu kadar, işin niteliği gereği esasa ilişkin önemli bir eksiklik olarak da karşımıza çıkmaktadır.
Somut olayda; 10.09.2002 günlü 1. artırma tutanağında tellalın hazır bulunduğuna ilişkin bir kayıt ve imza yer almamaktadır. Tutanak sadece icra müdürü, alacaklı vekili, yediemin tarafından imzalanmıştır. 11.09.2002 günü yapılan ikinci artırmada tellal bulundurulmuş, satış gerçekleşmiş ve tellal da tutanağı imzalamıştır. 1. artırmanın yukarıda açıklanan yasal koşullara uygun yapılmadığı, varlığı şekli koşul olan tellalın bulunmadığı açıktır. Bu durumda 1. artırma ile sıkı sıkıya bağlı ikinci artırmanın usulünce yapılmış olması ihalenin geçerli hale gelmesini sağlamaz. 1. artırma usulsüz ve bu nedenle de geçersiz olup, sonuçta bu durum ihalenin geçersizliği sonucunu doğurmaktadır. Eş söyleyişle; 1. ihalede tellalın bulunmaması halinde ihale işlemleri açıklanan nedenlerle usulünce gerçekleşmiş sayılamayacağından ve geçersiz olacağından, birbirinin devamı ve tamamlayıcısı durumundaki iki artırmadan ilkinin geçersizliği ikincisinin yapılma olanağını da ortadan kaldırdığından yapılan ihale geçersizdir. Sonuçta; menkullerin yeniden ihaleye çıkarılıp satış işlemlerinin tamamlanması gerekeceğinden şikayetin bu nedenle kabulü yerine reddi isabetsizdir.
Yukarıda ve Özel Daire bozma kararında açıklanan nedenlerle, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Direnme kararının bu nedenle bozulması gerekir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA ,istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 17.12.2003 gününde oybirliği ile karar verildi.
|