Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2003/ 11-522
K: 2003/556
T: 08.10.2003

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


Taraflar arasındaki "anonim şirket yönetim kurulu kararının iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ödemiş Asliye 2. Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 23.11.2001 gün ve 2001/312-379 sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 31.10.2002 gün ve 2002/9944-9816 sayılı ilamı ile l'...Davacllar vekili, davalı anonim şirketin 18/9/1998 tarihinde yapılan genel kurulunda sermayenin 10.000.000.000 TL. den 50.000.000.000 TL. liraya yükseltilmesine ve artırılan sermaye için ortakların % 75 oranındaki sermaye borçlarının 30/6/2001 tarihinde ödenmesinin kararlaştırıldığını, ancak, şirket yönetim kurulunca genel kurul kararı doğrultusunda değiştirilen ana sözleşmenin 6 ncı maddesine aykırı olarak, artırılan sermaye borcunun 30/3/2000 tarihine kadar ödenmesinin kararlaştırılıp, bu hususun 25/2/2000 tarihli genel kurulda da oyçokluğu ile kabul edildiğini, anılan genel kurul kararının iptali davasının red edildiğini ve halen temyizde olduğunu, şirket yönetim kurulunun TTK.407 ve 408.maddelerindeki prosedüre aykırı uygula.ması ile müvekkillerinin paylarının % 45 den % 10 un altına düşürüldüğünü, 2/7/2001 tarihinde yapılan genel kurulda özel denetçi atanması önerisinin reddedildiğini, şirketin yasa ve ana sözleşmeye aykırı hareket ettiğini ileri sürerek, şirketteki payların düşürülmesi ile ilgili yönetim kurulu kararının iptaline ve özel denetçi atanmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı şirket vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalı anonim şirketin yaptığı işlemlerin TTK.nun 407 ve 408 nci maddelerinde öngörülen prosedüre uygun olmadığına ilişkin delillerin ve keza TTK.nun 348 nci maddesine göre, özel denetçi atanmasına ilişkin delillerin ibraz edilemediği gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, kararın davacılar vekilince temyizi üzerine, Dairemiz'in 2002/968-2002/4648 sayılı ilamı ile ananmıştır.
Davacılar vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, davalı anonim şirketin sermayesinin 10.000.000.000.-TL.den 50.000.000.000.-TL.na
arttırılmış olması nedeniyle ortaklardan bir kısmının önalım hakkını kullanmadıkları kabul edilerek oluşturulan 26.05.2001 tarihli davalı anonim şirket yönetim kurulu kararının iptali ile birlikte şirkete Özel denetçi tayini istemine ilişkindir.
1 -Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin özel denetçi tayini isteğinin reddine dair kararın onanmasına ilişkin karar düzeltme itirazının reddi gerekmiştir.
2- TTK.nun 394 ncü maddesi hükmü gereğince, anonim şirketlerde şirket genel kurulunun esas sermayenin artırılmasına ilişkin kararında aksine şart olmadıkça pay sahiplerinden her biri yeni hisse senetlerinden şirket sermayesindeki payı ile mütenasip miktarını alabilir. Yönetim Kurulu, bu önalım hakkını kullanmak üzere pay sahiplerine verilecek senetlerin ihraç bedellerini gazetelerle ilan eder. Bu hususta yapılacak ilanlarda pay sahiplerinin yeni payalma haklarını kullanabilmeleri için belirlenecek müddet 15 günden az olamaz. Ayrıca, ana sözleşmede bu hususta belli bir süre ön görülmüş ise, yönetim kurulunca bu süreye de uyulmak gerekir. Yeni paya!ma hakkı için yasanın öngördüğü veya ana sözleşme ile yönetim kurulunca saptanan süre, hak düşürücü bir süredir. Maddede ilanın yapıldığı gazeteler için her hangi bir düzenleme yoktur. Eğer, anasözleşmede ilan ve gazeteler yönünden özel bir düzenleme varsa, bunlar da göz önüne alınır. Yeni payalımı ile ilgili olarak varsa ana sözleşmede öngörülen hükümler de yasanın emredici kurallarına aykırı olmamak kaydıyla yönetim kurulunca aynen uygulanmak zorundadır. Mahkemece, bu durumda şirket kayıtları üzerinde bilirkişi aracılığı ile inceleme yaptırılarak, TTK.nun 394 ncü maddesi ve varsa ana sözleşme hükümleri uyarınca yapılması gereken ilanların yapılıp, yapılmadığı araştırılmaksızın ve yönetim kurulunca davacılara ait payların satışının yapıldığı Gonca Sacide Ç...'un bu dava ile haklarının zedelenmesi ihtimali bulunduğundan, davacılar vekiline onunla ilgili dava açıp, işbu dava dosyası ile birleştirilmeksizin, yargılamaya devamla delillerin ibrazedilmediği gerekçesiyle, karar verilmiş olması hatalı olmuş ve kararın açıklanan nedenle bozulması gerekmekte iken, kararın onanmış olduğu anlaşılmakla, Dairemizin onama kararının kaldırılarak, kararın açıklanan nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir...") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, anonim şirket yönetim kurulu kararının iptali istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece verilen davanın reddine dair karar, Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle
bozulmuştur.
Direnme kararında, tarafların iddia ve savunmaları özetlendikten ve önceki kararın bozulmuş olduğu belirtildikten sonra, aynen "...Bozma nedenleri yerinde görülmediğinden eski kararda direnilmesine karar verilerek aşağıdaki hüküm fıkrası kurulmuştur..." şeklindeki ibareden sonra, doğrudan hüküm fıkrası oluşturulmuştur.
Hukuk Genel Kurulunda işin esasının incelenmesine geçilmeden önce, direnme kararının yasal anlamda gerekçe ihtiva edip etmediği, bir usuli ön sorun olarak incelenip değerlendirilmiştir.
Öncelikle konuya ilişkin şu genel açıklamaların yapılmasında yarar görülmüştür:
Bir mahkeme kararının gerekçesi, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl
nitelendirildiğinin kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyar; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterir. Tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay'ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için, ortada, usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün bulunması, zorunludur.
Bütün mahkemelerin her türlü kararlarının grekçeli olarak yazılması gerektiğini öngören Anayasa'nın 141/3. maddesi ve ona koşut bir düzenleme içeren Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 388. maddesi, işte bu amacı gerçekleştirmeye yöneliktir.
Öte yandan, bazen bir mahke.me kararının, başka bir dava yönünden kesin hüküm, kesin veya güçlü deliloluşturup oluşturamayacağı gibi konularda yapılacak hukuksal değerlendirmelerin sağlıklı olabilmesi de, o kararın yukarıda açıklanan nitelikte bir gerekçeyi içermesiyle mümkündür.
Yine, direnme kararlarının hukuksal niteliklerinin doğal sonucu ve gereği olarak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun yapacağı inceleme ve değerlendirme sırasında gözeteceği temel unsurlardan birini direnme gerekçesi oluşturacağından, yukarıda değinilen genel anlamdaki tüm diğer nedenlerin yanında, özelolarak bu bakımdan da direnme kararının usul hukuku ilkelerinin aradığı anlamda bir gerekçe içermesi zorunludur. Başka bir ifadeyle, Özel Daire bozma ilamına hangi nedenlerle uyulmadığı, bozmanın niçin yerinde bulunmadığı ve mahkemenin bozulan önceki kararının neden hukuka uygun olduğu hususlarının direnme kararında açıklanması, onun hukuka uygunluğunun denetlenebilmesi açısından kesin bir zorunluluktur. Öte yandan, direnme kararları, yapıları gereği, Yasa'nın hukuka uygunluk denetimi yapmakla görevli kıldığı bir Yargıtay dairesinin bu denetimi sonucunda hukuka aykırı bularak, gerekçesini açıklamak suretiyle bozduğu bir yerel mahkeme kararının aslında hukuka uygun bulunduğuna, dolayısıyla bozmanın yerinde olmadığına ilişkin bir iddiayı içerdiklerinden, o iddianın yasa! ve mantıksal gerekçelerini de ortaya koymak zorundadır. Nihayet, herhangi bir gerekçe gösterilmeksizin, salt bozmanın yerinde görülmediği belirtilmek suretiyle direnme kararı verilmesinin, hakimin yargılama görevini savsaması olarak dahi düşünülmesi mümkündür.
Bu genel açıklamaların ışığında somut olaya bakıldığında: Yerel mahkemenin sadece bozma nedenlerinin yerinde görülmediğini belirtmekle yetinmek suretiyle verdiği direnme kararının, yukarıda açıklanan nitelikte bir yasal gerekçeyiiçermediği çok açıktır. O halde, direnme kararı salt bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Direnme kararının yukarıda açıklanan gerekçeyle H.U.M.K..nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, bozma gerekçesi karşısında davacılar vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 8.10.2003 gününde oybirliğiyle karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini