Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2002/4-848
K : 2002/887
T : 06.11.2002

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
· MANEVİ TAZMİNAT
· YAYIN YOLUYLA KİŞİLİK
· HAKLARINA SALDIRI
 
Taraflar arasındaki "manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 15. Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 25.12.2001 gün ve 2001/580-825 K. Sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 28.3.2002 gün ve 2002/2962-3802 sayılı ilamı ile; (... Davacılar, yapılan yayının hukuka aykırı olması nedeniyle kişilik haklarının saldırıya uğradığı savı ile manevi tazminat isteminde bulunmuşlardır. Davalılar yayının Basın Yasasının, tanıdığı sınırlar dışına çıkılmadan, özle biçim arasındaki denge korunarak verildiğini bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuşlardır.
Mahkemece, istem kabul edilmiş, karar davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, yayın yoluyla kişilik haklarının saldırıya uğradığı savına dayanmaktadır. Diğer bir anlatımla dava, yapılan yayında yer alan açıklamaların kişilik değerlerine saldırı içerdiği ve böylece hukuka aykırı olduğu ileri sürülmüştür.
Böyle bir uyuşmazlığın çözüme kavuşturulmasında, genel durumlardaki hukuka aykırılık teşkil eden eylemlerden farklı bir yöntemin izlenmesi ve ayrı ölçütlerin koşul olarak aranması gerekmektedir. Bunun nedeni. Anayasanın 28. maddesindeki basının özgür olduğu güvencesine ve bu ilkeyi güçlendiren 5580 sayılı Basın Yasasının I. maddesindeki düzenlemedir. Bu düzenlemede basının özgürce yayın yapmasının güvence altına alındığı görülmektedir. Basına sağlanan güvencenin nedeni; toplumun sağlıklı, mutlu ve güven içinde yasayabilmesi içindir.
Bunun için de kişinin, dünyada ve özellikle içinde yaşadığı toplumda meydana gelen ve toplumu ilgilendiren konularda bilgi sahibi olması ile olanaklıdır. Diğer bir anlatımla basın, olayları izleme, araştırma, değerlendirme, yayma ve böylece kişileri bilgilendirme, öğretme, aydınlatma, yönlendirme yetki ve sorumluluğuna sahiptir. Bunun içindir ki basının yayın yaparken, yaptığı yayından dolayı hukuka aykırılık teşkil edecek olan eylemi, genel olaylardaki hukuka aykırı olan eylemden farklılıklar taşır, işte bu farklılık ve ayrık durum gözetilerek yapılan yayının hukuka aykırılık veya uygunluk sınırı belirlenmelidir.
Basın dışı bir olaydaki davranış biçiminin hukuka aykırılık oluşturduğu kabul edildiği durumlarda, basın yoluyla yapılan bir yayındaki olay hukuka aykırılık oluşturmayabilir. İşte basının bu nedenle ayrı bir konumu bulunmaktadır.
Ne var ki basının bu ayrıcalık taşıyan konumu ve özgürlüğü, tüm özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız değildir. Bundan dolayıdır ki, yayınlarında kişilik haklarına saygı göstermesi ve gerek Anayasanın Temel Hak ve Özgürlükler bölümünde yer alan ve gerekse MK.nun 24 ve 25 maddesinde ve yine özel yasalarda güvence altına alınmış bulunan kişilik haklarına saldırıda bulunmaması da yasal ve hukuki bir zorunluluk ve gerekliliktir.
Açıklanan bu yasal düzenlemelerden ve yargısal uygulamalardan da anlaşılacağı üzere, basının özgürlüğü ile kişilerin, kişilik değerlerinin karşı karşıya geldiği, diğer bir anlatımla, hukuk düzenince koruma altına alınan yararların birbirine karşı çatışma içinde bulundukları biçiminde bir görünümün var olduğu kanısı uyanmaktadır.
Halbuki hukuk düzeninin, çatışan iki değeri aynı zamanda koruma altına alması düşünülemez. Aksi halde hukukun kendisi, kendi kuralları ile çatışmış olur. Aslında, yapılan düzenleme, hukukun diğer temel kavramları ile birlikte incelendiğinde, iki yararın aynı anda ve aynı olayda birbiri ile çatışmadıkları, somut -olaydaki olgular itibariyle koruma altına alınmış bulunan bu iki değerden birinin diğerine üstün tutulması gerektiği anlaşılacaktır.
Bunun sonucunda da, daha az üstün olan yarar, daha çok üstün tutulması gereken yarar karşısında, o olayda ve o an için hukuk düzenince korumasız kalmasının uygunluğu kabul edilecektir.
Bunun için temel ölçüt, kamu yararıdır. Diğer bir anlatımla yayın, salt toplumun yararı gözetilerek yapılmalıdır. Toplumun çıkarı dışında hiçbir kişisel çıkar, gerçeklerin yanlış olarak sunulmasına neden olmamalıdır. Haber olduğu biçimi ile verilmeli ve kişisel katkı yer almamalıdır. Gerek yazılı ve gerekse görsel basının bu işlevini yerine getirirken, özellikle yayının gerçek olmasını, yayında kamu yararı bulunmasını, toplumsal ilginin varlığını konunun güncelliğini ve haber verilirken özle biçim arasındaki dengeyi de korumalıdır. Bu ilke ve kurallar gözetilmeden yapılan yayın hukuka aykırılığı oluşturur ve böylece kişilik haklan saldırıya uğramış olur. Aksi bir yayının ise, gerek Anayasa ve Basın Yasası ve gerekse basının genel işlevi karşısında hukuka uygun olduğu, kişilik değerlerine saldırı teşkil etmediği kabul edilmelidir.
Yine basın, objektif sınırlar içinde kalmak suretiyle yayın yapmalıdır. O an için o olay veya konu ile ilgili olan, görünen bilinen herşeyi araştırmak, incelemek ve olayları olduğu biçimi ile yayınlamalıdır. Bu işlevi ile gerek yazılı ve gerekse görsel basın, somut gerçeği değil, o anda belirlenen ve var olan ve orta düzeydeki kişilerce de yayının yapıldığı biçimi ile kabul edilen olguları yayınlamalıdır. O anda ve görünürde var olup da sonradan, gerçek olmadığı anlaşılan olayların ve olguların yayınından basın sorumlu tutulmamalıdır.
Davaya konu edilen olayda, "Gelinin acı sonu" başlığı ile verilen haberde; "Kayınpeder tecavüzü, intihar ettirdi" alt baslığı altında "Ankara Demirlibahçe'de eşi ve çocuğuyla yaşayan Nuray NERGİZ, esrarkeş olduğu öne sürülen kayınpederi Mehmet NERGİZ'in tecavüz etmesinin sonucuyla memleketi Ürgüp Şahinefendi köyüne giderek intihar etti. Genç kadının yakınlarının ifadesine göre, kocası Mesut NERGİZ'in evden ayrıldığı bir saatte kayınpeder Mehmet NERGİZ eve gelerek gelinine tecavüz etti. Nuray NERGİZ, defalarca durumu eşine anlatmasına rağmen herhangi bir şey değişmedi. Talihsiz gelin uğradığı saldırıyı kimseye anlatamayınca geçen Pazar akşamı Ürgüp Şahinefendi'de yaşayan annesinin yanına gitti. Basından geçenleri anlattığı akrabaları Nergiz'i Ürgüp Emniyet Müdürlüğüne götürdü, polise olanları anlatan Nuray Nergize, eve döndükten sonra bunalıma girerek odasında kendini astı. Gelininin intiharını duyan Mehmet Nergiz kayıplara karıştı." biçiminde haber ile bir fotoğrafın arkasına ölen" tarafından yazılmış "sen çok kötü bir babasın" gelinine sarkıntılıktan" notuna yer verilmiştir.
Ceza dosyasında açıklamada bulunan ölenin annesi ise; yayımlanan fotoğrafı-gazeteye kendisinin gönderdiğini, Mehmet Nergiz'in sarkıntılıkta bulunduğunu eşi Mesut Nergiz'e söylediğini, bir defasında Mehmet Nergiz'in Nuray Nergiz'e "senin koçan şoför, seninle ilgilenemiyor, sana bir erkek çocuk vereyim"
dediğim Nuray Nergiz'in kendisine söylediğinde, Nuray Nergiz'in Demirlibahçe karakoluna başvurduğunu, polislerin Nuray Nergiz ile Mehmet Nergiz'in fotoğrafını çektiğini, bu fotoğrafın Mesut Nergiz'de olduğunu, Nuray Nergiz'i almaya geldiklerinde Nuray Nergiz'in Mehmet Nergiz'e "benim yuvamı yıkan sensin pezevenk" dediğini, savcılıkta da Nuray Nergiz'in Mehmet Nergiz yüzünden intihar ettiğini ifade etmiştir.
Yukarıda özetlenen ölenin annesinin ceza mahkemesindeki açıklamaları ile gazetede
yayımlanan fotoğrafın arkasındaki not birlikte değerlendirildiğinde, davaya konu edilen yayının gerçek olduğu sonucuna varılarak istemin tümden reddedilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle, davacılar yararına manevi tazminata hükmedilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN :  Davalılar vekili.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Her ne kadar davalılar, haklarında basın yoluyla hakaret etmek suçundan kamu davası açılmış, Türk Ceza Kanununun 480/1-4 maddelerinin uygulanması suretiyle cezalandırılmaları istenmiş ve sonuçta Asliye Ceza Mahkemesince davalıların mahkumiyetlerine karar verilmiş ise de bu mahkumiyetler .14.8.1997 gün, 4304 ve 28.8.1999 gün 4454 sayılı dava ve cezaların ertelenmesine ilişkin yasalar uyarınca ertelenmiş bulunduğundan, ortada kesinleşmiş bir mahkumiyet kararının varlığından söz
edilemeyeceğinden Borçlar Kanunun 53.maddesi uyarınca hukuk hakimi, Ceza Mahkemesi karan ile bağlı değildir.
Bu nedenlerle, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine , 6.11.2002 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini