 |
T.C
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2002/4-450
K : 2002/460
T : 29.5.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 8. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 9.11.2000 gün ve 1999/685 -2000/511 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 28.6.2001 gün ve 2001/2929-6929 sayılı ilamı ile .(...Dava, yayın yolu ile kişilik haklarına saldırı nedeniyle manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece dava kısmen kabul edilmiş ve karar davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, Hürriyet Gazetesinin 9/12/1999 tarihli nüshasında yayınlanan "Teleon ödeme zorluğuna düştü" başlıklı yazıda kişilik haklarına saldırıda bulunulduğunu iddia ederek 10 milyar lira manevi tazminat istemiştir.
Mahkemece, haber gerçeği yansıtsa bile başlık ve "halkın tepki göstererek abone olamaması, varlıklı kişiler bile Uzanlara duydukları tepki nedeniyle abone olmuyorlar, naklen yayındaki kalitesizliğe değinerek" gibi ifadelerde kişilik haklarına saldırıda bulunulduğu gerekçesiyle 1 milyar lira manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
Basının yansız ve özgür biçimde haber verme, bir düşünce ve görüşü tartışma, eleştirme, kamu oyunun aydınlatma gibi görev ve fonksiyonları vardır. Basının bu fonksiyonu yerine getirebilmesi için ona bazı ayrıcalıklar tanınması gerekir. Kuşkusuz bu ayrıcalık ve özgürlük o meslek mensuplarına bir imtiyaz sağlamak değil, toplum ve kamu yararı içindir. O halde bu özgürlüğün alanı kamu yararı ve insan haklarının oluşturduğu alanla doğru orantılı olarak artmalı gereksiz sınırlama ve baskılardan kaçınılmalıdır. Ancak tüm özgürlüklerde olduğu gibi basın özgürlüğü de kişi ve toplum yararı açısından sınırlıdır. Basın, haber verme fonksiyonunu yerine getirirken, kullanacağı hakkın özel hukuk alanındaki sınırı, gerçeklik, kamu yaran ve toplumsal ilgi güncellik, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık kuralları ile belirlenmiştir. Haber verme hakkı bu sınırlar içinde kaldığı sürece, davacının kişilik hakları zarar görse bile, hukuka uygundur.
Yukarıda sözü edilen sınırlayıcı ilkeler içerisinde cava konusu yayın değerlendirildiğinde ; yayında Türkiye 1. Ligi Kulüpleri Birliğinin ödeme zorluğuna düşen Teleonun iki aylık yarım ödeme önerisini kabul ettiği, böyle bir teklifte bulunulmasının sebebinin hedeflenen 500 bin dekoder satışının onbinlerde kalmış olmasına bağlandığı, bunun sebebinin de Uzanlara duyulan tepki olduğu yazılmıştır. Haberin devamında da Ankara Sheraton Otelinde yapılan toplantıya katılan kişilerin açıklamalarına yer verilmiştir.
Haberin, gerçek olduğu mahkemece de kabul edilmiş, ifadelerde aşma olduğu belirtilmiştir. Oysa yazının değerlendirilmesinde tek tek kelime ve cümlelerin anlamı değil, bütününden kastedilenin esas alınması gerekir.
Dava konusu yazı gerçek olduğuna ve kuşanılan sözcükler de konu gereği amaç ve araç bakımından da aşırı olmadığına göre bu yayın basının haber verme ve eleştiri sınırları içinde kalır, davanın reddi gerekir.
Anılan yön gözetilmeden verilen karar usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı vekili, davacı şirketin şifreli televizyon yayını yapan ve bu yayınlarını sadece bedelini ödeyerek üye olanların izlenimine sunan bir yayın kuruluşu olduğunu,1. Futbol Ligi karşılaşmalarının yayın hakkini ihale sonucunda yüzmilyonlarca Dolar ödeyerek satın aldığını, davacının varlığının üyelerine ve onların ödediği bedellere bağlı bulunduğunu, dolayısıyla ticari itibarı hakkında çıkacak haberlerin davacının ticari hayatını önemli ölçüde etkileyeceğini; davalı şirketin sahibi olduğu Hürriyet Gazetesi'nin 9.12.1999 tarihli sayısında, davacının ödeme zorluğuna düştüğü, 500 bin dekoder satışının ancak 10 binini gerçekleştirebildiği, varlıklı kişilerin bile Uzanlar'a duydukları tepki nedeniyle abone olmadıkları yolunda asılsız, bir haber yayımlandığını, yüzbinlerce saten bir gazetede böyle bir haber yayımlanmasının davacının ticari itibarını ve satışını olumsuz etkilediğini; oysa, gerçekte davacının her türlü afet ve zorluklara rağmen üye sayısının 50.0001 geçtiğini ve yapacağı hiçbir ödemeyi de ertelemediğini, bu haberle davalının aslında elinde bulundurduğu gazetenin gücünü kötüye kullanarak rakip gördüğü kişi ve kuruluşlara haksız ve kasıtlı saldırıda bulunduğunu, bunun basın özgürlüğüyle ilgisi bulunmadığını,bu yazıyla davacının kamuoyuna, ödeme güçlüğüne düşen, toplumun antipatisine sahip,kimsenin üye olmak istemediği, toplumun tepkisini çeken ve yayın hayatının devamı şüpheli olan bir tüzel kişilik olarak gösterilmeye çalışıldığını,bu şeklide davacının kişilik haklarına saldırıldığını ileri sürerek, 10 milyar TL manevi tazminatın yayın tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsiline ve hükmün davalı Gazetede ilanına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dava konusu yayında yer alan hususların davalı tarafından ortaya atılan iddialar olmadığını,yetkili kişilerden alınan beyanlar doğrultusunda-haberin yapıldığını,kaldı ki haberin sonunda da,açıkça davacı şirketin ödememe gibi bir sıkıntısı olmadığının belirtildiğini,davacının ise haber içeriğindeki bazı sözcüklere takılıp.bunların kişilik haklarına zarar verdiği yolunda iddiada bulunduğunu, oysa, yazının bütününde kastedilenin esas alınması gerektiğini, olayda manevi tazminatın yasal koşulları bulunmadığı gibi, istenilen miktarın da fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, dava konusu haberde yer alan hususlar doğru olmakla birlikte, gerek haberin başlığı ve gerekse içeriğinde kullanılan sözlerin, haberin gerektirdiği biçim ve ölçüye uygun olmadığı ve davacının kişilik haklarına saldırı niteliği taşıdığı gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, bir milyar TL. manevi tazminatın yayın tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine yönelik olarak verilen karar,Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuştur.
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına,dosyadaki tutanak ve kanıtlara,mahkeme kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle,dava konusu haberde yer alan "Teleon zor durumda", "Halkın tepki göstererek abone olmaması üzerine,hedeflediği 500 bin dekoder satışının ancak 10 binini gerçekleştirince zor durumda kalan Telefona varlıklı kişiler bile Uzanlar'a duydukları tepki nedeniyle abone olmuyorlar", "Naklen yayındaki kalitesizlik" şeklindeki ifadelerin, bir ticari şirket olan davalının ticari itibarını sarsacak yapıda olmasına ve kişilik haklarına saldın niteliği taşımasına; ayrıca, aynı haberin okunduğu bir televizyon programı nedeniyle, davacı tarafından başka bir televizyon kanalının sahibine karşı açılan davanın da kısmen kabul ile sonuçlanmış ve o kararın derecattan geçerek kesinleşmiş bulunmasına göre, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 29.5.2002 gününde oyçokluğuyla karar verildi.