 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2002/4-422
K: 2002/427
T: 22.5.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- MANEVİ TAZMİNAT ( Yayın Yoluyla Kişilik Haklarına Saldırı Nedeniyle )
- YAYIN YOLUYLA KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI NEDENİYLE MANEVİ TAZMİNAT ( Davacının Rüşvet Aldığının Belirlenmiş Olması-Dava Konusu Haberin Görünen Gerçeğe Uygun Olması )
- BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ ( Özgürlüğün Amacının Kamuyu İlgilendiren Konularda Doğru ve Gerçeğe Uygun Haber Verilmesini Sağlamak ve Kamuyu Aydınlatmak Olması )
- RÜŞVET İDDİASI ( Davacının Rüşvet Aldığının Belirlenmiş Olması-Dava Konusu Haberin Görünen Gerçeğe Uygun Olması Nedeniyle Manevi Tazminat Davasının Reddi )
818/m.49
2709/m.28
DAVA : Taraflar arasındaki "manevi tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 30.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 31.5.2000 gün ve 1999/202 E- 2000/351 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekillerince istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 8.2.2000 gün ve 2000/10110-2001/1252 sayılı ilamı ile; ( ...Dava, yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedenine dayalı manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili müvekkilinin emekli olmadan önce Ankara 5.Ağır Ceza Mahkemesi Başkanı olduğunu, davalı gazetenin 6.5.1998 günlü nüshasında "Yargıyı Karıştıran Rüşvet İddiası" başlıklı ve tamamen gerçek dışı bir haber yayınlandığını, rüşvet almanın ağır bir suç olduğunu, bunun belirlenebilmesi için mahkemece yargılama yapılması gerektiğini, Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun mahkeme olmadığını sadece özlük ve disiplin ile ilgili kararlar verebileceğini, kurul kararlarının gizli olduğunu, ayrıca verilen cezanın daha sonra değiştirildiğini, bu gerçek dışı yayın nedeniyle müvekkilinin zarar gördüğünü ileri sürmüştür.
Davalılar vekili ise haberin gerçek ve istenen miktarın fahiş olduğunu savunmuştur.
Mahkemece, dava konusu yazıda davacının rüşvet aldığının yazıldığı bu suretle değerlendirmeler yapılırken kullanılan ifadelerde özle biçim dengesinin bozulduğu gerekçesiyle istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Anayasanın 28.maddesi uyarınca basın özgürdür. Bu özgürlüğün amacı kamuyu ilgilendiren konularda doğru ve gerçeğe uygun haber verilmesini sağlamak, böylece kamuyu aydınlatmaktır. Basın özgürlüğü de diğer bütün özgürlükler gibi sınırsız değildir. Gerçeklik, güncellik, kamu yararı, toplumsal ilgi ve konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık kuralları ile sınırlıdır. Bir haber, sayılan bu kurallar çerçevesinde verildiğinde hukuka uygun olan, diğer bir ifade ile basın özgürlüğü kapsamında kalır. Ancak bu kurallardan herhangi birisinin ihlal edilmesi durumunda ise haber hukuka aykırı olacağından basın özgürlüğünün sınırları aşılmış olur.
Somut olayda ise davacı hakim hakkında gerçekten rüşvet ve diğer bazı iddialar ileri sürülerek HSYK'na şikayet olunmuş ve soruşturma sonrasında rüşvet iddiası varit görülmemiş ise de davacı hakimin, davasına baktığı ve mahkum ettiği bir kişiden, daha sonra ödemiş olsa bile para aldığı belirlenmiş, önce yer değiştirme cezası, daha sonra itiraz üzerine derece yükseltmesini durdurma cezası verilmiştir. Dava konusu yazıda ise bu olaylar ve HSYK.nun kararı anlatılmıştır. Kurulca yapılan soruşturmada davacının yargıladığı bir kişiden, sonradan ödenmiş olsa bile para aldığının belirlenmiş olması karşısında dava konusu haber görünen gerçeğe uygun olduğundan ve yazıda yer alan ifadelerle özle biçim arasındaki denge de aşılmamış bulunduğundan yazı hukuka uygundur.
O halde istemin tümden reddi gerekirken yazılı şekilde kısmen kabulüne karar verilmiş olması bozmayı gerektirmiştir... )gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Taraf vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, bozma nedenine göre davacı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, 22.5.2002 gününde oyçokluğu ile karar verildi.