 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2002/4-259
K: 2002/356
T: 8.5.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- MANEVİ TAZMİNAT ( Basın Yoluyla Kişilik Haklarına Saldırı )
- BASIN YOLUYLA KİŞİLİK HAKLARINA SALDIRI (Manevi Tazminat-Haberin Yayın Anındaki Belge Görüngülere Uygun Olması)
- HABERİN YAYINLANDIĞI DÖNEMİN VERİLERİNE UYGUN OLMASI (Basın Yoluyla Kişilik Haklarına Saldırı)
818/m.49
DAVA : Taraflar arasındaki "Manevi Tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 27. Hukuk Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 5.7.2000 gün ve 1999/594 E , 2000/444 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesinin 16.4.2000 gün ve 2000/11839 , 2001/ 3795 sayılı ilamı ile; ( ...Dava, basın yoluyla kişilik haklarıının saldırıya uğramasından doğan manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, dava kısmen kabul edilmiştir.
Davalılar, dava konusu yazının Danıştay 2.Dairesinin 1999/ 1037 esas sayılı Luzumu muhakeme kararına dayanılarak yazıldığını, yayının görünürdeki gerçekliğe uygun olduğunu belirterek davanın reddini istemişlerdir.
Basının haber verme hakkı gerçeklik, güncellik, kamu yararı, toplumsal ilgi, konu ile ifade arasında düşünsel bağlılık temel kuralları ile sınırlıdır. Gerçeklik somut gerçekliği değil, olayın haber verildiği andaki beliriş biçimine uygunluk şeklinde anlaşılması gerekir.Yayın ancak olayın maddi gerçekliği saptandıktan sonra verilebileceği kabul edilecek olursa, haber vermek hakkı sınırlandırılmış olur.
Dava konusu, Radikal Gazetesinin 16.9.1999 günlü sayısında, Danıştayın davacı hakkında verdiği Lüzum-u Muhakeme kararı ve içeriğinden bahsedilmiştir. Danıştay 2.Dairesinin 18.6.1999 tarihli anılan kararında; uyuşturucu kaçakçısı İran uyruklu şahsa, sahte sınır dışı etme tutanağı düzenlenmesi olayıyla ilgili olarak, talimat vermek suretiyle sahte belge düzenlemeye azmettirdiği belirtilerek TCK.nun 339.maddesi uyarınca yargılanmasına karar verildiği anlaşılmaktadır. Yine, Danıştay kararından önce de İçişleri Bakanlığı müfettişlerince düzenlenen raporda da benzer tespitlerin yapıldığı görülmüştür.
Şu durum karşısında yapılan haberin, yayın anındaki belgelere dayanılarak yapıldığı ve olayın haber verildiği andaki beliriş biçimine uygun olduğu gözetilerek davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı gerekçe ile kısmen kabul edilmiş olması bozmayı gerektirmiştir.. )gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 8.5.2002 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.