 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2002/4-12
K: 2002/6
T: 23.1.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Gaziosmanpaşa
3.Asliye Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 25.4.2000 gün ve 1999/714 E. 2000/319 K. sayılı kararın incelenmesi davalılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4.Hukuk Dairesi'nin 21.12.2000 gün ve 2000/8762-11908 sayılı ilamiyle; (...1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava davalıların kendi binalarına ait kanalizasyon bağlantısını yaparken davacı kuruma ait kablolara verdikleri zararın ödettirilmesi istemine ilişkindir. Yerel mahkemece, zararın reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir.
Davacının talep ettiği tazminat; ticari bir işlemcen değil davalıların haksız eylemlerinden kaynaklandığına göre hükmedilen tazminat miktarına yasal faiz yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde reeskont faizine hükmedilmesi bozmayı gerektirmiştir.") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDENLER : Davalılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Bir işin, adi veya ticari is olarak nitelendirilmesi bu işe hangi hükümlerin uygulanacağının belirlenmesi açısından büyük öneme sahiptir. Ticari işin belirlenmesinde T.T.K.nün 3 ve 21 inci maddesinin çöz önünde bulundurulması gerekir.
T.T.K'nun 3 üncü maddesi uyarınca ticari iş, T.T.K'da tanzim olunan hususlarla bir ticarethane ve ya fabrika yahut ticari şekilde isletilen diğer bir müesseseyi (bir ticari işletmeyi) ilgilendiren bütün muamele, fiil ve işlerdir. Buna göre ticari işi iki gurupta ele almak mümkündür.
Bunlardan birincisi; T.T.K da düzenlenen bütün hususlar, ticari iştir. Bunun gerekçesi ise T.T.K da düzenlenen hususlar esas itibariyle bir ticari işletmeyle ilgilidir. Örneğin bono, T.T.K da düzenlenmiştir. Tacir olmayan kişiler arsında bono düzenlenmiş olsa bile bu ilişki ticari işe vücut verir.
Aslında birer haksız fiil olan haksız rekabet (T.T.K. 56 vd.)ve çatma (T.T.K 1216 vd.)dahi Türk Ticaret Kanununda düzenlendiği için ticari iş sayılır.
2. ayırım; Ticari işletmeyi ilgilendiren muamele, Fiil ve işler de T.T.K. 3.madde uyarınca ticari iştir. T.T.K. nün 21/11 maddesine göre taraflardan yalnız biri için ticari nitelikte olan sözleşmeler, kanunda aksine hüküm olmadıkça, diğer için de ticari iş sayılır. Bu maddenin uygulanabilmesi için taraflar arasındaki ilişkinin bir sözleşmeden kaynaklanmış olması gerekir. Taraflar arasındaki ilişki haksız fiil ve ya sebepsiz zenginleşmeden kaynaklanıyorsa, T.T.K.nun 21/11 maddenin uygulanması mümkün olmayacaktır, işte yerine göre haksız fiil de T.T.K. 3 madde uyarınca ticari iş niteliğinde olabilir.
Uygulamada haksız fiiller dolayısıyla ödenecek temerrüt faizinin reeskont oranı üzerinden ---'-" esi konusunda kuşkuya düşüldüğü gözlenmektedir.
T.T.K. nün 3 maddesi, ticari işletme yönünden düzenleme getirmiştir. Ticari işletmenin her türlü eylemi başka bir anlatımla muamelesi (sözleşme) veya haksız eylemi ticari işletme yönünden ticaridir.
Haksız fiil ticari işletmenin faaliyetinin icrası sırasında ika edilmiş olabilir, Nakliye şirketinin kamyonunun yayaya çarpması, fabrika atık sularının veya çıkardığı zehirli dumanlar komşu tarım şiarlarına zarar vermesi halleri. Bu hallerde zarar görenin kişiliği önemli değildir. Zarar veren veya zarardan sorumlu olan tacirdir.
Bu sorumluluk kendisinin ticari işletmesi ile ilgili bir ticari işten doğmuştur ve kendisi yönünden ticari bir borçtur. T.T.K. nün 3.maddesi ticari işletmenin ika ettiği her türlü fiilden (eylem) söz etmiştir. Aksine tacir olmayan kişinin bir ticari işletmesi bulunmadığından onun ticari işletmesi ile ilgili bir haksız fiilinden söz edilemeyecektir. Ayrıca T.T.K. 21/1 maddesine göre kural olarak tacirin borçlan ticaridir. Ticari borcun para niteliğinde olması ve geç ödenmesi halinde ticari temerrüt faizi işlenebileceği açıktır. Tacirin borçlarının ticari olması için sözleşmeden doğması zorunluluğu getirilmediği gibi karşı tarafın dahi tacir olması şartı yasada öngörülmüş değildir. T.T.K. nun 3 maddesi tacir yönünden düzenlenmiş olup tacir olmayan kişinin, ticari isletmeye verdiği zararın niteliği konusunda bir hüküm koymamıştır. Alman hukukunda bu husus açıkça yasada yer almış olup sadece her iki taraf için de ticari sayılan haksız fiillerde reeskont oranı üzerinden faiz uygulanacağı açıkça benimsenmiştir. Öğretide çoğunluk tarafından Genel Kurulca benimsenen hal tarzının kabul edildiği anlaşılmaktadır. (Bkz-Prof Dr. Y. Karayalçın, Ticaret Hukukuna Giriş Ticari İşletme Ank 1968 üçüncü baskı sh;145, Prof Dr.A. Bozer, Prof Dr. C. Göle, Bankacılar için Ticaret Hukuku Bilgisi Ankara 1991 sh;36 vd,Prof Dr. F. Tekil, Ticari İşletme Hukuku ist.1990 sh.68 vd. Aksi Görüş için Bkz. Prof. Dr. S. Arkan, Ticari İşletme Hukuku 4.Baskı Ankara sh.74-78 vd. Y.ll. H.D.3.11.1997 gün ve 1997/7078-7668, Y.H.G.K. 17.2.1S99 gün ve 1999/19-73-106 sayılı kararlar).
Somut olayda, öncelikle taraflar arasındaki uyuşmazlık tacirler arasındaki haksız fiilden kaynaklanmış olup T.T.K. nün 3.maddesi uyarınca haksı? fiil, tarafların ticari işletmesi ile ilgili olup ticari is mahiyetindedir,3095 sayılı yasanın 2/3 maddesi uyarınca arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi T.C. Merkez Bankasının kısa vadeli avanslar için öngördüğü reeskont faizi oranına göre istenebileceği belirtildiğinden direnme kararı bu gerekçelerle doğru bulunduğundan usul ve yasaya uygun bulunan yerel mahkeme kararının onanması gerekmiştir.
SONUÇ : Davalılar vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı ( 30.782.000 ) lira bakiye temyiz ilam haranın temyiz edenden alınmasına, 23.1.2002 gününde oyçokluğu ile karar verildi.