 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2002/21-93
K: 2002/73
T: 13.2.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TESPİT DAVASI ( Yurt Dışındaki Çalışmalarını Kesin Dönüş Yapmaksızın Borçlanan Davacının Yaşlılık Aylığına Hak Kazandığının Tespitini İstemesi )
- YURT DIŞINDAKİ ÇALIŞMALAR ( Davacıya Yaşlılık Aylığı Bağlanabilmesi İçin İşten Ayrılmasına Gerek Olmaması )
- YAŞLILIK AYLIĞI ( Yurt Dışında Çalışan Davacının Yaşlılık Aylığından Yararlanması İçin İşten Ayrılmasına Gerek Olmaması )
- SİGORTALI ÇALIŞILAN İŞTEN AYRILMA KOŞULU (Yurtdışında Çalışan İşçilerin Yaşlılık Aylığı Almak İçin Bu Şartı Yerine Getirme lerinin Gerekmemesi )
506/m.60/H,62,63
DAVA : Taraflar arasındaki "tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 4. İş Mahkemesi'nce davanın kısmen kabul-kısmen reddine dair verilen 14.3.2001 gün ve 2000/1105 E. 2001/848 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesi'nin 9.7.2001 gün ve 3889-5423 sayılı ilamı ile ( ...1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici nedenlere göre davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacının 2147 Sayılı Yasa uyarınca yurt dışındaki çalışmalarını kesip dönüş yapmaksızın borçlandığı ve yurt içi ve yurt dışı çalışmaları değerlendirilmek suretiyle yaşlılık aylığına hak kazandığı, uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık, davacıya, yaşlılık aylığı bağlanması için, yurt dışında çalıştığı işten ayrılması gerekip gerekmeyeceği noktasında toplanmaktadır. Bu yönüyle, davanın yasal dayanağı belirgin olarak, 506 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun'nun 60/H ve 62. maddeleridir. Anılan 60/H bendinde yaşlılık aylığından yararlanmak için sigortalının çalıştığı işten ayrılması ve yazılı istekte bulunması hükmü öngörülmüştür. Maddede, sözü geçen "sigortalı olarak çalıştığı işten ayrılacak" sigortalının, 506 Sayılı Yasaya tabi sigortalı olarak çalışanların amaçlandığı, giderek yurt dışında yabancı işverene tabi olarak çalışan sigortalıların amaçlanmadığı açık-seçiktir. Başka bir anlatımla, yurt dışında çalışanların, 506 Sayılı Yasaya tabi sigortalı olarak değerlendirilmesine olanak olmadığı ortadadır. Hal böyle olunca, Sosyal Sigortalar Kanununun 60/H ve 62. maddeleri yalnız Türkiye'de çalışmak suretiyle yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalılara uygulanacağı, yurt dışındaki çalışmalarını borçlanmak suretiyle yaşlılık aylığına hak kazanan sigortalılar için uygulanmayacağı tartışmasızdır. Öte yandan, Türkiye ile Federal Almanya arasında imzalanan Sosyal Güvenlik Anlaşması'nda da, yaşlılık aylığı bağlanması için sigortalının işinden aynlacağına ilişkin bir düzenlemenin mevcut olmadığı da söz götürmez.
Bundan başka, bir an için davacıya yaşlılık aylığı bağlanması için işinden ayrıldığı kabul edilse de, tekrar çalışmaya başlaması durumunda, hakkında 506 Sayılı Yasanın 63. maddesinin uygulanacağı söylenemez. Zira 63/B bendinde öngörülen %24 oranındaki sosyal güvenlik destek priminin 3/4 oranındaki işveren hissesini ödeyecek işverenin, Türk işveren olduğu, Alman işveren olmadığı açıktır.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olguları göz önünde tutmaksızın davacıya yurt dışındaki işinden ayrılmaksızın yaşlılık aylığı bağlanmasına karar vermek gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : 1- Davalı SS. Kurumu vekilinin ilk karardaki temyiz itirazları özel dairece reddedilip onun yönünden karar kesinleştiğinden direnme kararını temyizde hukuki yararı bulunmadığından davalı kurumun temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarına gelince, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : 1- Yukarıda açıklanan nedenle davalı Sosyal Sigortalar Kurumu vekilinin temyiz itirazlarının REDDİNE,
2- Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13.2.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.