Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2002/21-549
K: 2002/529
T: 19.6.2002

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • HİZMET TESBİT DAVASI ( Hak Düşürücü Süre )
  • HAK DÜŞÜRÜCÜ SÜRE ( Hizmet Tesbit Davası )
  • SÜRE ( Sigortasız Hizmetin Tesbiti Davasında )
  • SİGORTASIZ HİZMETİN TESBİTİ TALEBİ ( Hak Düşürücü Süre )
 
506/m.79/8
 
DAVA : Taraflar arasındaki tespit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul 2. İş Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 27.9.2001 gün ve 2001/128-873 sayılı kararın incelenmesi davalı SSK vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21. Hukuk Dairesinin 18.3.2002 gün ve 550-2107 sayılı ilamı ile; ( ... 1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere, hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre davalılardan Kurumun aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Dava 1.1.1991-26.8.1993 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde hizmet aktine dayalı olarak geçen kuruma kayıt ve tescil edilmeyen hizmetlerin tesbiti istemine ilişkindir. Bu yönü ile, davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı Yasanın 79/8. maddesidir. Anılan maddede; yönetmelikle tesbit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tesbit edilemeyen sigortalılar çalıştıklarını hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilecekleri öngörülmüştür. Somut olayda, davacının hizmetinin geçtiği yılın sonu 31.12.1991 yılıdır. Dava ise 23.1.2001'de açılmıştır. Hal böyle olunca maddede öngörülen hak düşürücü sürenin somut olayda gerçekleşmediği açık seçiktir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın ve özellikle, maddenin açıklığı karşısında nedenleri ve dayanakları gösterilmeden dava tarihinden geriye doğru 10 yıllık sürenin dava konusu yapılabileceğinin öncesinin hak düşürücü süreye uğradığından bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu Kararınca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.6.2002 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Dava, mirasçının açtığı murisin davalılardan işverenlere ait işyerinde 1.1.1991 26.8.1993 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespiti istemine ilişkindir.
Davacı ; murisinin 1.1.1991 tarihinden askere gittiği tarih olan 26.8.1993 tarihine kadar kesintisiz olarak aynı işyerinde ilk önce davalılardan işveren Hamit yanında, daha sonra da işyerinin el değiştirmesi nedeniyle davalı işveren Mehmet yanında çalıştığı halde bu çalışmasının sigorta kayıtlarına geçmediğini, murisin trafik kazasında ölümü nedeniyle davacının ölüm aylığı bağlanması amacıyla Fatih sigorta Müdürlüğüne başvurduğunda bu çalışmaların bir bölümünün çıkış gösterilerek sigortasız gösterildiğini öğrendiğini, halbuki murisin bu işyerinde devamlı ve her ay 30 gün çalıştığını, ayrıca bazı dönemlerde prim de ödenmediğinin ve çıkış yapıldığının anlaşıldığını, halbuki işyerinin aynı olup sadece işverenin değiştiğini, eksik bildirilen süre söz konusu olduğundan hak düşümü süresinden de söz edilemeyeceğini, davacının murisinin hizmet akdi ile her ay 30 gün olmak üzere sigortasız geçen çalışmalarının 506 sayılı yasanın 79/8 maddesi uyarınca SSK.ca yapılacak işlemlere esas olmak ve davacı ile çocuklarının ölüm aylığı müracaatında nazara alınmak üzere tespitini, sonuçta murisin davalılardan işverenlere ait işyerinde 1.1.1991- 26.8.1993 tarihleri arasında kesintisiz çalıştığının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı işverenler davayı kabul etmişlerdir.
Davalı SSK vekili ise; davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığından reddini, esasa girilmesi halinde ise sigortalıya ait sicil dosyasının celbini, işyerinin faaliyet durumunun araştırılmasını, aynı işyerinde çalışan bordroda adı bulunan tanıkların dinlenmesini, giriş bildirgesi ve bordroların işyerinde kesintili çalışıldığının karinesi olup, eşdeğerdeki belgelerle aksinin kanıtlanması gerektiğini,bordrolardaki davacı imzasının saptanmasını, kanıtlanmazsa istemin reddini savunmuştur.
Mahkeme; davanın kısmen kabulüne, davacının murisi Mehmet Güvenin davalı işverenler Hamit Uluç ile Mehmet Gerçeke ait işyerinde hizmet akdi ile her ay 30 gün olmak üzere 10.9.1991 -1.08.1992 arası 321 gün günlük brüt 26.700 TL 1.8.1992- 1.8.1993 arası 360 gün günlük brüt 48.300 TL , 1.8.1993-26.8.1993 arası 25 gün 83.250 TL ücretle geçen çalışmaların sigortalı çalışmalar olduğunun tespitine, karar vermiştir.
SSK vekilince temyizi üzerine Özel Daire ; Dava 1.1.1991-26.8.1993 tarihleri arasında davalıya ait işyerinde hizmet aktine dayalı olarak geçen kuruma kayıt ve tescil edilmeyen hizmetlerin tesbiti istemine ilişkindir. Bu yönü ile, davanın yasal dayanağı belirgin olarak 506 sayılı Yasanın 79/8. maddesidir. Anılan maddede; yönetmelikle tesbit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tesbit edilemeyen sigortalılar çalıştıklarını hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilecekleri öngörülmüştür. Somut olayda, davacının hizmetinin geçtiği yılın sonu 31.12.1991 yılıdır. Dava ise 23.1.2001de açılmıştır. Hal böyle olunca maddede öngörülen hak düşürücü sürenin somut olayda gerçekleşmediği açık seçiktir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın ve özellikle, maddenin açıklığı karşısında nedenleri ve dayanakları gösterilmeden dava tarihinden geriye doğru 10 yıllık sürenin dava konusu yapılabileceğinin öncesinin hak düşürücü süreye uğradığından bahisle yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
0 halde, davalı Kurumun bu yönleri amaçlayan itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır. Gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiştir.
Uyuşmazlık; davanın yasal hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı noktasındadır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki daire kararı kendi içinde çelişkili olup, hak düşürücü sürenin olayda gerçekleşmediğinin açık seçik olduğu belirtilmişken, devamında da mahkeme kararında hak düşürücü süreden reddedilen bölüm bulunduğu, ancak 79/8 maddesinin açıklığından söz edilerek bunun doğru olmadığı gerekçe gösterilerek mahkeme kararı bozulmuş, dairenin görüşü çoğunlukça da aynen kabul edilmiştir. Bu yönüyle kararda maddi hata olduğu düşüncesindeyim
İşin esasına gelince; burada, gerek dairenin gerek değerli çoğunluğun gözardı ettiği husus somut olayda murisin kurum kaydına alınması nedeniyle yönetmelikle tesbit edilen belgeleri işveren tarafından verilmeyen veya çalıştıkları Kurumca tesbit edilemeyen sigortalılar çalıştıklarını hizmetin geçtiği yılın sonundan başlayarak 5 yıl içerisinde mahkemeye başvurarak alacakları ilam ile ispatlayabilecekleri hükmünü içeren 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 79/8. maddesinin uygulama yerinin bulunmadığıdır.
Davacının murisi Mehmetin şahsi dosyası, davalı işveren Hamite ait işyeri dosyası kapsamına göre ; Muris Salim oğlu 1973 doğumlu Alucra 55 hane, 33 Cilt, 562 sayfada kayıtlı Mehmet Güvenin 15585940 sigorta sicil numarası ile ilk işe girişi 1.1.1985 tarihinde 224312703903112 sicil nolu Giyimsan Hazır Giyim işyerindedir. 30.1.1985 tarihinde ilk kez kurum kaydına alınmıştır. Murisin Kurumca 8.2.1991 tarih ve 112864 no ile kayda alınan tekrar işe giriş bildirgesinde ise işçi ve işverenin imzası olup, tarih yoktur. İşe giriş tarihi 1.1.1991, işveren ise Hamit U. olarak gösterilmiştir. Aylık sigorta primleri bildirgeleri 91/09, 91/08, 91/07, 91/06, 91/05, 91/04,91/03, 91/02, 91/01 90/01 olmak üzere yer alıp, 4 aylık prim bordrolarından 91/01 dönemi dosyadadır. Dosyada ayrıca ücret bordro örnekleri bulunmaktadır. İmzasızdır. Ocak 1991 de 20 gün çalışma ayrı bordroda , Şubat, Mart , Nisan , Mayıs, Haziran ayları her biri 30ar gün olmak üzere ayrı ve Temmuz, Ağustos ayları da yine her biri 30ar gün olmak üzere ve Eylül ayında da 10 gün olmak üzere ayrı bordroda yer almaktadır.Çıkış tarihi 10.9.1991 olarak gösterilmiştir. Aynı tarihte işyerinin kapatıldığı da bildirilmiştir. Kurum kayıtlarına göre bu tarihten sonra işyeri gayri faal olarak gözükmektedir.
Davaya konu dönem işe giriş bildirgesinin kuruma usulsünce verildiği tarih olan 1.1.1991 tarihinde başlayan ancak kurum kayıtlarının aksine 26.8.1993 tarihinde biten dönemdir.
Kurum kayıtlarına alınan murisin ; kayda alındığı 1.1.1991 tarihinden işyerinin kapatıldığı ve işçinin işten çıktığı kuruma bildirilen 10.9.1991 tarihine kadar kayıtlı olarak , bu tarihten sonra da işyerinin gerçekten kapatılıp kapatılmadığı kurumca usulünce tespit edilmediğinden kapatılmış gibi gösterilip kurumda gayri faal olarak gözüken; ancak faaliyetini başka işveren eliyle sürdürdüğü gerek vergi kayıtları gibi resmi belgelerle; gerek birisi bu işyeri ile iş ilişkisi olan komşu işyeri sahibi tanık işveren, diğeri de aynı işyerinde çalışan ve kendisi de bu tarihten sonra bildirilmeyen tanık işçinin beyanları ile anlaşılan davalı işverenlere ait işyerinde askere gittiği tarih olan 26.8.1993 tarihine kadar kesintisiz olarak çalıştığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
Kurumun sadece işverenin kapatma beyanına dayanarak yerinde tespit yapmaksızın işyerini gayri faal kabulünün faturası, kayıt dışı varlığını ve çalışmasını sürdüren işyerinde hiçbir şeyden habersiz çalışmasını sürdüren işçiye çıkartılmamalıdır. Diğer taraftan murisin bu dönemde başka bir işyerinde çalıştığını gösteren ve kesintili çalışmaya esas alınabilecek başkaca işe giriş bildirgesi de kurum kaydına intikal etmemiştir.
Artık burada eksik bildirilen çalışma söz konusu olup , hiç bildirilmemiş gibi 506 sayılı yasanın 79/8 maddesinin uygulanması ve hak düşürücü sürenin gerçekleştiğinin kabulü mümkün değildir. Kaldı ki kurum murisin askerlik borçlanmasını kabul ederken de bildirdiği bu çalışma üzerinde hiç durmamış, askerlik borçlanmasını kabul edip , primlerini almıştır.
Sosyal güvenlik hukukunun en temel ilkelerinden birisi işçi lehine yorumdur. Somut olayda ise; bu yoruma bile gidilmesini gerektirmeyecek kadar açık şekilde davacı iddiası kanıtlanmıştır. Aksinin kabulü kötüniyetli, kaçak çalışan ve vergisini dahi bu dosyada olduğu gibi yapılan tespit üzerine cezalı olarak ödeme durumunda kalan işverenlere prim vermek olur ki , bunun hukukça korunabileceğinin kabulüne olanak yoktur.
Diğer taraftan; Kurum kaydına alınan sigortalılar yönünden 506 sayılı Yasanın 79/8 maddesinin uygulama yerinin olmadığı nun birçok kararında açıkça kabul edilmiştir. ( HGK.nun 10.7.1996 gün ve 1996/21-509E-585K.sayılı; 30.9.1998 gün ve 1998/21-628 E.,653 K. Sayılı; 31.1.2001 gün ve 2001/21-6 E.,14 K. Sayılı ilamları )
Açıklanan nedenlerle ; mahkeme kararının onanması görüşünde olduğumdan bozma yönünde oluşan çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Anneye bakamamak 
  • 18.08.2025 21:37
  • Terör Örgütü Propagandası Suçu (TMK 7/2) ve Katalog Suç Niteliği : DMK 48 - A/5 VE CMK 100/3 değerlendirmesi 
  • 14.08.2025 15:01
  • Demirbaş + Ortak gider.. Hepsi aidatla karşılanıyor.. 
  • 05.08.2025 01:36
  • Tapu babamın adına, kira sözleşmesi benim adıma. Kiracı tahliye hk.? 
  • 01.08.2025 20:09
  • İşveren bizimle yapmış olduğu protokolü baskıyla bozdu. 
  • 01.08.2025 11:18


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini