Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2002/1-752
K : 2002/768
T : 2.10.2002

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
· MENİ MÜDALE
· TAPU İPTALİ-TESCİL
· GÖREVSİZLİK KARARI
· ESAS HAKKINDA KARAR
ÖZET : 3402 sayılı kadastro yasasının 27.md.de yerel mahkemelerde görülmekte olan davaların kadastro mahkemesine devredilmesindeki usul açıklanmıştır.
Buna göre; davanın yerel mahkemede görülmekte olması davanın kadastro mahkemesinin genel görevi içinde bulunması davanın yerel mahkemelerde kesin bir hükümle çözümlenmemiş olması koşullarının bir arada bulunması gerekir.
Genel mahkeme ancak karar aşmasından önce eğer o yerde bir kadastro tutanağı düzenlenmişse o takdirde dosyayı kadastro mahkemesine devreder.
HUMK. 386-390 md.de hakim hükmü verdikten sonra o dosyadan elini çekmiş olacağı taraflardan irisi tarafından temyiz edilip bozulmadıkça o davaya yeniden bakamayacağı verdiği hükmü değiştiremeyeceği açıklanmıştır. Hal böyle olunca esas hakkında hüküm kurulduktan ve hakim dosyadan elini çektikten sonra o dosyanın tekrar ele alınabilmesi için o kararın kanun yollarından geçmek suretiyle hakimin önüne yeniden gelmesi zorunludur.
Hakim kararını verip dosyadan elini çektikten sonra resen (kendiliğinden) aynı dosyayı ele alıp hüküm kurmasına olanak yoktur.
 
Taraflar arasındaki "Meni Müdühale ve İptali Tescil " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Doğanşar Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 20.6.2000 gün ve 2000/17-3 K. sayılı kararın incelenmesi davacı tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 27.10.2001 gün ve 13654-14253 sayılı ilamı ile; (...Dava tapu kaydının iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Mahkemece taraf delilleri toplanılmış, esas hakkında davanın reddine karar verilmiştir. Bu karardan sonra dava konusu taşınmazın kadastro tespitinin yapıldığının anlaşılması üzerine görevsizlik karan verilmiştir.
Hemen belirtmek gerekir ki, esas hakkında hüküm kurulduktan ve hakimin dosyadan elini çektikten sonra o dosyanın tekrar ele alınabilmesi için, o kararın kanuni yollardan geçmek suretiyle hakimin önüne yeniden gelmesi zorunludur. Başka bir anlatımla hakim kararını verip, davadan elini çektikten sonra resen kendiliğinden aynı dosyayı ele alıp hüküm kurulmasına yasal olanak yoktur.
Hal böyle olunca, yok hükmünde olan görevsizlik kararının ortadan kaldırılmasına, esas hakkında kurulan 20/6/2001 tarih ve 2000/17 esas-2001/3 karar sayılı kararın ise, taşınmazın kadastro tespiti yapıldığından 3402 sayılı yasanın 27 maddesi gereğince görevsizlik kararı verilmek üzere HUMK'nun 27. maddesi gereğince bozulmasına...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, yolsuz olarak tesis edilen tapu kaydının iptali isteminden ibarettir.
Davacı, dava konusu yerin babası Osman adına tapuda kayıtlı olmasına rağmen, kendisinin
zilyetliği gerekçe gösterilerek yalnızca kendisi bakımından  kamulaştırma yasasının 16.ve 19.maddelerine göre kamulaştırdığını ve bu şekilde öncesi tapulu olan bir yer hakkında yolsuz bir biçimde çifte tapunun oluşturulduğunu, oysaki kendisi dışında başka mirasçıların da olduğunu belirterek, bu şekilde sonradan oluşturulan tapu kaydının iptalini istemiştir. Davalı ise bir cevap vermemiştir.
Davalı vekili daha sonra mahkemede yaptığı savunmada; Dava konusu yerin müvekkili Belediye tarafından kamulaştırıldığını, süresi içinde dava açılmadığından kamulaştırma işlemi kesinleşip, mülkiyet idareye geçtiğinden, davacının tapu kaydının iptali davası açmada hukuki yararının olmadığını, taşınmaza kamulaştırma prosedürü gereği el konulduğunu belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece yapılan yargılama sonunda; davacı Hacı Ahmet Ö... ve davalı Belediye Başkanlığı açısından önceki tescil kararının kesin hüküm oluşturduğunu, öyle ise kendisi bakımından kesin hüküm oluşturan bir yerde tapu kaydının iptalini istemesinin mümkün olmadığını belirtip, diğer mirasçılar bakımından ise tapunun iptalini istemesinde hukuki menfaatinin olmadığı gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmiştir.
Bu aşamada, henüz karar kesinleşmeden dava konusu yerde olan kadastro çalışması başlamış ve parselasyon yapılıp, Kadastro Müdürlüğünce mahkemeye gönderilen 30.7.2001 günlü yazı ile söz konusu yerin kale mahallesi Kadastro Çalışma Alanı Sınır'1 içerisinde kaldığı belirtilmiştir.
Mahkemece bu yazı üzerine daha önce hükme bağlanan dosya resen yeniden ele alınıp, evrak üzerinde yapılan inceleme sonucunda verilen bir Ek Karar ile; "3402 sayılı yasanın 27.maddesi uyarınca mahkememizce henüz karara bağlanıp kesinleşmemiş bulunan dava ile ilgili olarak kadastro tutanağı düzenlendiği tarihte mahkememizin görevi .sona ereceğinden, Mahkememizin Görevsizliğine, dosyanın D... Kadastro Mahkemesine resen devrine", karar verilmiştir.
Davacının temyizi üzerine Özel Daire yukarıda açıklanan nedenlerle kararı bozmuş, mahkeme önceki kararında direnmiştir.
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında çıkan uyuşmazlık 3402 Sayılı kadastro Yasasının 27.maddesinin uygulama yönteminin ne olacağı konusunda oluştuğu anlaşılmaktadır.
3402 Sayılı Kadastro Yasasının 27.maddesinde Yerel mahkemelerde görülmekte olan davaların kadastro mahkemesine, devredilmesindeki usul açıklanmıştır.
Buna göre; Yerel mahkemede görülmekte olan davaların kadastro mahkemesine devredilebilmesi için;
Davanın yerel mahkemede görülmekte olması,
Davanın Kadastro mahkemesinin genel görevi içinde bulunması,
Davanın yerel mahkemelerde kesin bir hükümle çözümlenmemiş olması koşullarının birarada bulunması gerekir.
Burada önemle üzerinde durulması gereken konu; Genel mahkemelerde görülmekte olan bir
dava, kadastro tutanağının düzenlenmesinden önce sonuçlanmış ve fakat henüz kesinleşmemiş ise yapılacak işlemin ne olduğudur.
Hakim (mahkeme) verdiği (tefhim ettiği) hüküm ile bağlıdır sonradan hükmün yanlış olduğu kanısına varsa bile, artık hükmü değiştiremez. Yani mahkeme davayı tekrar ele alıp, yeni ve başka bir hüküm veremez. Hükme karşı temyiz yoluna gidilir ve hüküm yargıtayca bozulursa, mahkeme ancak o zaman davaya el koyabilir.
Yargıtayın ve öğretinin yaygınlık kazanmış görüşü bu doğrultudadır (Aynı yönde Yargıtay HGK'nun 27.10.1965 gün ve 1965/9-797 -393, Yargıtay HGK'nın 5.3.1975 gün ve 1975/8-1603 -296 sayılı ilamı, Yargıtay HGK'nın 12.12.1984 gün ve 1984/7-864 -1051 sayılı ilamı).
Hukuk Usulü Muhakemeleri Yasasının 386 -390 maddelerinde;" Hakim hükmü verdikten sonra o davadan elini çekmiş olacağı taraflardan birisi tarafından hüküm temyiz edilip bozulmadıkça, o davaya yeniden bakamayacağı verdiği hükmü de değiştiremeyeceği açıklanmıştır."
Hakimin verdiği hükümle bağlı olduğu, ondan dönerek yeni hüküm veremeyeceği, yani hükmünü değiştiremeyeceği ilkesine, Almanca'caki -Bİndungsvvirkung- karşılığı olarak "Hükmün bağlayıcı EtkisV'denilir (Prof. Dr.Baki Kuru Hukuk Muhakemeleri Usulü, 6. Baskı 2001 c:III s:3164 vd).
Bu açıklamaların ışığında somut olaya baktığımızda 3402 sayılı yasanın 27.maddesinde açıklanan davanın henüz görülmekte olması ve kesin hükümle karara bağlanmamış olması ilkesi ile yukarıda açıklanan ilkeler birlikte değerlendirildiğinde; genel mahkemenin ancak karar aşamasından önce eğer o yerde bir kadastro tutanağı düzenlenmişse, o takdirde dosyayı re'sen kadastro mahkemesine devredecektir. Öte yandan dosya karara çıkmışsa,, mahkeme dosyadan elini çekmiş sayılır. Yeniden dosyayı ele alarak, önceki kararı yok farzederek yeni bir hükümle görevsizlik yada gönderme karan veremez. Bu dosyanın ancak yasa yolundan geçtikten sonra hakimce yeniden ele alınabilmesi olanaklı olacağı düşüncesi ile Özel Dairenin bozma kararına uyulmak gerekirken önceki hükümde direnilmesi hatalı olup bozulması gerekir.
SONUÇ : Davacının temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nün 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine , 2^22002 gününde, oybirliği ile karar, verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini