Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2002/19-342
K : 2002/421
T : 22.05.2002

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Samsun Asliye 2.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 02.03.2000 gün ve 1997/298-2000/81 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 26.02.2001 gün ve 2000/7008- 2001/1523 sayılı ilamı ile; ("Davacı vekili, 31.12.1996 vadeli 73.500 DM bedelli bono ile müvekkiline borçlu olan davalılar aleyhine, Samsun 2.İcra Müdürlüğünün 1997/284 sayılı dosyası üzerinden yapılan icra takibinin, borçluların itirazları üzerine Samsun icra Tetkik Mercii Hakimliğince, bononun 3.1.1996 günlü protokol ile şarta bağlı olduğu, şartın oluşup (kusmadığının da takip hukuku yönünden Tetkik Merciince incelenemeyeceği gerekçesi ile takibin iptaline karar verilmesi nedeniyle borçlular aleyhine aynı icra müdürlüğünün 1997/1099 sayılı dosyası ile ilamsız icra takibi yapıldığını, davalıların bu takibe de itiraz ettiklerini belirterek, itirazların iptaline, takibin devamına %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, takip konusu alacağın taraflar arasında akdedilen protokol şartlan n fit yerine getirilmesiyle muacceliyet kazanacağını oysa davacının protokol ile üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, diğer bir deyişle koşulun gerçekleşmediğini ve bu yüzden B.K.nün 149.maddesi gözetildiğinde akdin hüküm ifade etmeyeceğinin kabulü gerektiğini bildirerek davanın reddine %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında düzenlenen 3.1.1996 tarihli protokolün B.K.nün 65.maddesine göre ahlaka ve yasaya aykırılığı nedeniyle bu protokolün devamı olarak düzenlenen senetlerin de yasal olmadığı davanın reddine takip konusu asıl alacağın %40 oranında 2.230.783.800 TL icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında imzalandığı tartışmasız olan 3.1.1996 tarihli protokol, davacının da hissedarı olduğu taşınmazın davalılara satışına ve bedelinin ödenmesinin koşullarının belirlenmesine yöneliktir. Nitekim dosya içerisinde bulunan Çarşamba Sulh Hukuk Mahkemesinin 1995/97-395 sayılı ortaklığın giderilmesi davası sonunda verilen 18.7.1995 tarihli kararında satıma konu taşınmazların tapuda kayıtlı taşınmazlar olduğu ve Çarşamba icra Müdürlüğünün 1995/13 sayılı dosyası ile sözkonusu taşınmazların mülkiyetlerinin davalılara intikal ettiği anlaşılmaktadır. O halde somut olayda, anılan protokolün ahlaka ve adaba aykırı olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir.") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda
direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı alacak!.1 vekili; 31.12.1996 vadeli 73.500 DM bedelli bono ile müvekkiline borçlu olan davalılar aleyhine, Samsun 2.icra Müdürlüğünün 1997/1099 sayılı dosyasında ilamsız icra takibi yapıldığını, davalıların bu takibe itiraz ettiklerini belirterek, itirazların iptaline, takibin devamına %40 tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar vekili, takip konusu alacağın taraflar arasında akdedilen protokol şartlarının yerine getirilmesiyle muacceliyet kazanacağını, oysa davacının protokol ile üstlendiği yükümlülükleri yerine getirmediğini, diğer bir deyişle koşulun gerçekleşmediğini ve bu yüzden B.K.nün 149.maddesi gözetildiğinde akdin hüküm ifade etmeyeceğinin kabulü gerektiğini bildirerek davanın reddine %40 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece; "taraflar arasında düzenlenen 3.1.1996 tarihli protokolün B.K.nün 65.maddesine göre ahlaka ve yasaya aykırılığı nedeniyle bu protokolün devamı olarak düzenlenen senetlerin de yasal olmadığı" gerekçesiyle davanın reddine takip konusu asıl alacağın %40 oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalılara verilmesine" karar verilmiştir. Hüküm davacı vekilince temyiz, edilmiştir.
Özel Daire; "Taraflar arasında imzalandığı tartışmasız olan 3.1.1996 tarihli protokol, davacının da hissedarı olduğu taşınmazın davalılara satışına ve bedelinin ödenmesinin koşullarının belirlenmesine yöneliktir. Nitekim dosya içerisinde bulunan Çarşamba Sulh Hukuk Mahkemesinin 1995/97-395 sayılı ortaklığın giderilmesi davası sonunda verilen 18.7.1995 tarihli kararında satıma konu taşınmazların tapuda kayıtlı taşınmazlar olduğu ve Çarşamba İcra Müdürlüğünün 1995/13 sayılı dosyası ile söz konusu taşınmazların mülkiyetlerinin davalılara intikal ettiği anlaşılmaktadır. O halde somut olayda, anılan protokolün ahlaka ve adaba aykırı olduğu gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetli değildir."gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar vermiş, mahkeme önceki kararında direnmiştir. Hükmü davacı vekili temyize getirmiştir.
Dava, icra iflas Kanununun 67. maddesine dayalı itirazın iptali isteğine ilişkindir. Davacı ile davalılar arasında 03.01.1996 tarihli protokolün düzenlendiği uyuşmazlık konusu değildir.Tarafların bu protokol nedeniyle üzerlerine düşen edimleri yerine getirip getirmedikleri ve dolayısıyla davacı alacaklının protokol gereğince düzenlenen bonoya dayanarak giriştiği takipte haklı olup olmadığı, davalı borçluların itirazlarının yasal olup olmadığı taraflar arasındaki uyuşmazlığın özünü teşkil etmektedir.
Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık ise; tarafla;" arasındaki, protokolün ahlaka..adaba ve yasaya aykırı olup olmadığı, protokolde belirlenen taşınmazların davalılara satışı ve davaya konu senedin ödeme koşullarının yerine gelip gelmediği noktasındadır.
Eldeki davaya kadar olan gelişmeler irdelendiğinde Bu davanın da davacısı olan İsmail H...'nın: Çarşamba Sulh Hukuk Mahkemesinin 1995/97-395 sayılı dosyasında, ortaklığın giderilmesi davası açarak babasından kalan 601,602,603 ve 604 parsellerdeki ortaklığın giderilmesini istediği, mahkemenin satış yoluyla "ortaklığın giderilmesine ilişkin kararının Yargıtay denetiminden de geçerek onandığı, bu karar gereğince Çarşamba İcra iflas Müdürlüğünün 1995/13 iz.Şüyu satış dosyası ile satışı yapılan taşınmazlardan 601, 603 parsellerin 15.01.1996 tarihli ihaleye tek başlarına katılan eldeki davanın davalılarından Celal'e, 602 ve 604 parsellerin ise yine eldeki davanın davalısı Davut'a satıldığı anlaşılmıştır.
Zira, Davacı tarafından borçlular ile arasında akdedilen 03.01..1996 tarihli protokol gereği olarak düzenlenen ve icraya konulan 31.12.1996 tarihli ve 73.500 DM meblağlı lehdarı davacı borçluları davalılar olan sebebi metninde gösterilmeyen bononun adi takip yolu ile tahsiline girişilmiş, davalıların borca itirazları üzerine takip durduğundan eldeki dava açılmıştır.
Taraflar arasında imzalandığı tartışmasız olan 3.1.1996 tarihli protokolde ise , davacının da hissedarı olduğu taşınmazın davalılara satışına ve bedelinin ödenmesine ilişkin koşullar ve karşılıklı diğer edimler belirlenmiştir. Bu sözleşmenin kapsamı taraflar açısından uyuşmazlık konusu olmayıp, bu sözleşmenin koşullarının yerine getirilmesine bağlı alacağın doğumuna esas olmak üzere, tarafların edimlerini yerine getirip getirmediklerinin çözümü gerekmektedir.
Açıklandığı üzere dava konusu bononun dayanağı sözleşme içeriği itibariyle davacının da hissedarı olduğu taşınmazın davalılara satışına ve bedelinin ödenmesinin koşullarının belirlenmesine yöneliktir.Taraflarca hayata geçirilmiş ve yukarıda da açıklandığı üzere 1995/97-395 sayılı ortaklığın giderilmesi davası sonunda verilen 18.7.1995 tarihli karar ve Çarşamba icra Müdürlüğünün 1995/13 sayılı dosyasında yapılan satışa konu tapuda kayıtlı taşınmazların mülkiyetleri davalılara intikal etmiştir. Satış dosyasında davalıların davacı ile aralarındaki sözleşme gereği ihaleye katılıp taşınmazları satan almalarında hukuka ya da ahlaka aykırı bir yön bulunmadığı gibi, ortaklığın giderilmesi davasının tarafı olan ve menfaati bulunan kişilerce ihalenin usulsüzlüğü yönünde ortaya atılmış bir iddia ve açılmış bir dava da bulunmamaktadır. Davacı paydaş olarak kendisinin de ihaleye katılarak taşınmazları satın alma olanağı varken bunu yapmamış, davalılarla bir araya gelerek serbest iradeleriyle düzenledikleri sözleşme ile haricen davalılara sattığı bu yerlerin bir kısım bedeli yerine geçmek üzere onların ihaleye girip almalarını sağlamıştır. Bu taşınmazlar davalılar adına tapuya da kaydedilmiş, davalılar ise protokol olarak adlandırılan bu sözleşmede öngörülen edimlerinden olan bono bedelini borçlusu bulundukları halde ödememişlerdir. Bu yön davalıların da kabulündedir. Ancak gerekleri yerine getirilmeyen akdin hüküm ifade etmeyeceğini,borcun muaccel olmadığını savunmuşlardır. Oysa sözleşmenin davacıya düşen edimlerinden en önemli ve kapsamlısı yerine getirilmekle sözleşme hayata geçirilmiş olup, davalıların da edimlerini ifa mecburiyeti vardır. Davalıların alacağın muaccel olmadığına yönelik savunmaları yerinde değildir.
Yeri gelmişken belirtmekte yarar vardır ki , mahkemece redde gerekçe alınan 818 sayılı Borçlar Kanununun 1. kısmının üçüncü faslında Haksiz bir fiil ile mal iktisabından doğan borçlar ana başlığı altında istirdadın Caiz Olması başlıklı 65. maddesinde; "Haksız yahut ahlaka (adaba) mugayir bir maksat istihsali için verilen bir şeyi istirdada mahal yoktur." Hükmüne yer verilmiştir. Bu maddede yer alan kuralın uygulanabilmesi için verenin amacının hukuka ve ahlaka aykırı olması gerekir. Buradaki hukuka aykırılık kavramı hukuki muamelenin şeklinden çok muhtevasına ilişkindir. Sözleşmenin konusunun istendiği gibi düzenlenebilmesi özgürlüğüne yasalarımızda getirilmiş sınırlamaların varlığı bir gerçektir. Diğer yandan ahlaka aykırılık kavramı ele alındığında bu kavramın da yazılı yasa kuralları dışında da sözleşme özgürlüğünün sınırlandırmasında etken olduğu görülmektedir. Ne var ki somut olayda taraflar arasındaki sözleşme az yukarıda da ifade olunduğu üzere, hukuka ve ahlaka aykırılık unsurlarını taşımamaktadır. Bir an için taraflar arasındaki protokol yasaya , ahlaka ve adaba aykırı kabul edilse bile artık taraflarca hükmü yerine getirilerek hayata geçirilmiştir ve davalı taraf bundan yararlanmış, sözleşmeden kaynaklanan kendi alacağını yani taşınmazları elde etmiştir. Şu halde, kendisinin de dahil olduğu eksiklere dayanarak savunmasının hukuken korunmasına olanak yoktur. Sonuçta; mahkemenin gerek ilk, gerek direnme kararında dayandığı gerekçeler kabul edilebilir nitelikte görülmemiştir.
Hal böyle olunca; Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararma uyulmak gerekirken,önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nün 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA.istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 22.05.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • E-satış u yap a girdim. satışa çıkacak ve satışda olan ilanlara tıklayatrak sayfasına girdim buradaki izlemeye al butonu gördüm ve bastım fakat i 
  • 26.04.2024 21:39
  • [Suçlar] Dolandırıcılık mı hukuki ihtilaf mı 
  • 25.04.2024 13:09
  • [Alacak tahsil] Vekalet sözleşmesinde zamanaşımı süresi başlangıcı 
  • 23.04.2024 00:24
  • [Mirasçılık] Abilerim babamı sokağa atıyor. Dedem tapuyu abilerimin üzerine yapmış. 
  • 22.04.2024 06:30
  • [Boşanma davaları] Vasi ataması hk. 
  • 18.04.2024 09:43


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini