 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2002/18-910
K : 2002/897
T : 06.12.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KAT MÜLKİYETİ KURULMASI YOLUYLA
- ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ
- ORTAKLIĞIN GİDERİLMESİ DAVASI
(634s. KMK/10,12, 50)
Taraflar arasındaki "izale-i şüyu" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Bağcılar Sulh Hukuk mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 1.6.2000 gün ve 1998/118E, 2000/546K. sayılı kararın incelenmesi davalılar Ö., K., M. (M. oğlu), H., M. (Y. oğlu), K., A, Ü., H. ve D. A. vekili taraflarından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin 25.6.2001 gün ve 2001/6733-6467 sayılı ilamı ile; (...Dava, taşınmaz mal ortaklığının giderilmesi istemine ilişkindir.
Davacı, taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış yoluyla giderilmesini istemiş, bir kısım davalı ise cevap dilekçesinde taşınmaz üzerindeki yapının taksim edildiğini belirtmiş ve aynen taksimin mümkün olduğunu ileri sürerek bu yolda temyiz isteminde bulunmuştur. Taşınmaz üzerinde bağımsız bölümler içeren yapı varsa, Yargıtay uygulamalarında aynen taksim isteğinin Kat Mülkiyelinin kurulman istemini ılc kapsadığı kabul edilmektedir,
Kat Mülkiyeti Yasası'nın 10. maddesinin son fıkrası hükmüne göre, kat mülkiyetine konu olmaya elverişli bir taşınmaz üzerindeki ortaklığın giderilmesi davasında, ortak maliklerden birinin paylaşmanın kat mülkiyeti kurulması yoluyla yapılmasını istemesi durumunda hakim, 12. maddedeki belgelere dayanılarak taşınmazın kat mülkiyetine çevrilmesine ve paylar denkleştirilmek suretiyle bağımsız bölümlerin ortaklara ayrı ayrı özgülenmesine karar vermelidir.
Dosyadaki belgeler ve bilirkişi raporuna göre; Dava konusu taşınmazın üzerinde bodrum-zemin-asmakat ve dört normal kattan oluşan, zemin ve asma katta işyeri ile oniki mesken bulunan yapımı tamamlanmış betonarme bir yapı mevcuttur. Paydaş ve bağımsız bölüm sayısı itibarıyla her bir paydaşa en az bir bağımsız bölüm düştüğü ve yapının Kat Mülkiyeti Yasasının 50/2. maddesi hükmüne uygun nitelikte olduğu anlaşılmaktadır.
Hu durum karşısında davada, Kat Mülkiyeti Yasasının 10. maddesinin son fıkrası hükmünün uygulanması gerekirken, mahkemece bu konuda yeterli bir inceleme ve inandırıcı bir gerekçe içermeyen bilirkişi raporundaki "taşınmazın taksiminin mümkün olmadığı" yolundaki görüşe dayanılarak taşınmaz, satılması suretiyle ortaklığın giderilmesine karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
Mahkemece, yukarıda değinilen hususlar dikkate alınarak dava konusu taşınmaz üzerindeki yapıda her bir bağımsız bölümün (konumu, yüzölçümü, kullanım amacı ve eklentileri yerinde incelenip irdelenerek) değeri ve bu değere göre özgülenecek arsa payı uzman bilirkişi aracılığıyla saptanmalı, her bir paydaşa en az birer bağımsız bölüm örgülendikten sonra artan bağımsız bölümün, aralarında önceden yapılmış fiili taksim varsa bu durum dikkate alınarak, fiili taksim yoksa kabul ettikleri takdirde ortak olarak ikisi adına, ortaklık istenmiyorsa bunlardan birine özgülenerek değer paydaşa ödenecek ivaz da belirlenmek suretiyle paylar denkleştirilmeli, öte yandan Kat Mülkiyeti Yasası'nm 12. maddesinde yazılı belgeler (imar mevzuatına uygun onaylı proje ve yapı kullanma belgesi, onaylı fotoğraf, noterden onaylı liste, yönetim planı) tumamlattırılmalı, bu konuda gereği için aynen taksim isteyen tarafa yeterli önel verilmeli ve bundan sonra hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenler ve özellikle Bağcılar Belediye Başkanlığı'nın 25.1.2000 tarihli yazısıyla; Dava konusu 979 ada 39 parsel sayılı taşınmazın 1/1000 ölçekli 15.3.1991-23.3.19*95 tasdik tarihli Bağcılar ıslah imar planında konut alanında blok nizam üç kat yapılanma şartına haiz olduğu, ancak Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğünün
15.10.1999 tarih ve 99/10 sayılı genelgesi gereği zemin etüd raporlar neticesinde imar planlarının irdelenmesine mulcakip imar uygulamalarının tekrar başlatılabileceği bildirildiğine göre, taşınmazın imar durumu kat mülkiyeti İtlisine kesin engel teşkil etmeyeceğinden, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Bir kısım davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nün 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, 6.11.2002 gününde, oybirliği ile karar verildi.