 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2002/13-241
K: 2002/208
T: 20.3.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "itirazın iptali" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara Asliye 9. Ticaret Mahkemesince davanın reddine dair verilen 26.10.2000 gün ve 2000/238-504 sayılı kararır incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 13. Hukuk Dairesinin 16.04.2001 gün ve 2001/3092-3977 sayılı ilamı ile , ("...Davacı, davalıya ait ticari teknenin şirketlerine ait marinada bağlı bulunduğu 25.10.1999-14.02.2000 dönemi için tahakkuk eden 4955 DM kira borcunun ödetilmesi içir başlatmış oldukları icra takibine yapılan itirazın iptalini %40 inkar tazminatının tahsilini istemiştir.
Davalı, cava konusu dönemlerde teknenin davacıya ait marinada bağlı bulunmadığını belirterek davanın reddini dilemiş, 07.09.2000 tarihli dilekçesi ile de, mahkemenin yetkisiz olduğunu Antalya icra daireleri ve mahkemelerinin yetkili olduğunu bildirerek yetki itirazında bulunmuştur.
Mahkemece, davanın niteliği ve icra takibinin içeriği nazara alınarak Antalya İcra Daireleri yetkili bulunduğundan davacının Ankara Mahkemesinde dava açmakta yararı bulunmadığından davanın reddine karar verilmiş hüküm, davacı tararından temyiz edilmiştir.
Davacı, davalıya ait teknenin marinaya bağlı bulunmasından dolayı davalının 4955 DM borçlu olduğunu., yaptığı icra takibine de itiraz ettiğinden itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir. Davalı, davaya verdiği cevap dilekçesinde yetki itirazında bulunmamış sadece dava konusu dönemde teknenin davacının marinasının bağlı bulunmadığını ve bu miktar borcu olmadığını savunmuştur. Davalının iş bu itirazın iptali davası için süresinde yetki itirazı bulunmadığı halde mahkemece icra dosyasındaki yetki itirazı esas alınarak yazılı şekilde yetkisizlik kararı verilmesi usu! ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili, davalıya "ait 'ticari 4 teknenin, davacının "marinasında bağlı kaldığı süreye ilişkin bağlama ücretinin ödenmediğini, bu alacağın tahsili istemiyle yapılan takibin de itiraz nedeniyle durduğunu ileri sürerek, itirazın iptaline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davaya konu "dönemde "davalıya 'ait teknenin davacının marinasında bağlı olmadığını,bu nedenle takibe ve davaya konu borcun doğmadığını savunarak davanın reddini dilemiştir.
Yerel mahkemenin,takibin yapıldığı Antalya İcra dairesinin yetkili olmadığı,bu nedenle, davacının eldeki, itirazın iptali davasını açmakta hukuki yararının bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine yönelik olarak verdiği karar, Yüksek Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuştur.
Davacı şirket, Antalya'daki marinasında bağlı kaldığını ileri sürdüğü teknenin bağlama ücretinin tahsili istemiyle Ankara'da icra takibi yapmış; davalı bu takipte hem borca ve hem de takibin yapıldığı icra dairesinin yetkisine itiraz etmiş, davacı itirazın kaldırılması isteminde bulunmamış ve itirazın iptali istemiyle bu davayı açmış; davalı, görülmekte olan davada yasal süre içerisinde mahkemenin yetkisi itiraz etmemiştir. Açıklanan bu yönlerden taraflar arasında da bir uyuşmazlık yoktur.
Hemen belirtilmelidir ki, somut olayda,takibin yapıldığı Ankara icra Dairesi yetkili değildir; yetki Antalya icra Dairesine aittir. Bu yönden, yerel mahkeme ile Özel Daire arasında bir uyuşmazlık da yoktu Uyuşmazlık, somut olayda, itiraz/n iptali davasını gören ve kendi yetkisine itiraz edilmemiş olan yerel mahkemenin, öncelikle takip dosyasındaki icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyip inceleyemeyeceği; böyle bir inceleme yapmasının usul hukuku çerçevesinde mümkün olması haline ise,ne tür bir karar vermesi gerektiği noktasındadır.
Yargıtay'ın kararlılık kazanmış uygulamasına göre, itirazın iptali davasını gören mahkemece dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyebilir. Mahkemenin yetkisine yönelik bir itirazın var olup olmaması bu sonuca etkili değildir. Başka bir ifadeyle, itirazın iptali davasında, mahkemenin yetkisine -itiraz edilmiş- olsun veya olmasın, mahkeme öncelikle tetkik merciinin yerine geçerek, icra dairesinin yetkisine yönelik itirazı inceleyerek ,kesin olarak sonuçlandırmalıdır. (H.G.K. 28.3.2001 gün ve 2001/19-267-311 sayılı; 11. H.D. 8.11.1999 gün ve 1999/6901-8904 sayılı; 19. H.D. 4.4.1997 gün ve 1996/7236-1997/3995 sayılı kararlar) Kaldı ki, itirazın iptali davasını görme yetkisi , takibin yapıldığı yer mahkemesine aittir. O nedenle,mahkemenin, icra dairesinin yetkisine yönelik itiraz da incelemesi doğaldır. Bu yetki itirazının incelenmesi sonucunda, mahkeme, kendisinin yetkili olup olmadığı da belirlemiş olacaktır. (S. Üstündağ, İcra Hukukunun esasları, İstanbul 1995, 5. Bası, sayfa: 101-102)
Öte yandan, bir itirazın iptali davasının görülebilmesi,usulüne uygun şekilde yapılmış, geçeni bir icra takibinin varlığına bağlıdır. Ortada, geçerli bir takibin bulunmadığı durumlarda, itirazın ota; davasının görülebilmesine usulen, olanak yoktur, icra dairesinin yetkisine itiraz edildiği hallerde, bu itiraz usulünce incelenip sonuçlandırılmadığı sürece, açıklanan şekilde geçerli bir takibin bulunmayacağı açıktır.
Somut olayda, takibin yapıldığı Ankara 8. icra Müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş olmakla, görülmekte olar, itirazın iptali davasında, mahkemenin, öncelikle bu itirazı inceleyip, sonuçlandırılmış olması doğrudur. Mahkemenin bu gerekçeye dayalı direnme kararı da, açıklanan yasal durum karşısında usul ve yasaya uygun olup, onanmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan, başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 20.3.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.