 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2002/12-113
K: 2002/184
T: 13.3.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "itirazın kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir 1. İcra Tetkik Merciince davanın kısmen kabulüne dair verilen 20.2.2001 gün ve 1176-104 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 1.6.2001 gün ve 2001/8730-9770 sayılı ilamı ile; (... Merciin borçluya gönderilen hesap ekstresinde son ödeme tarihinin hangi tarih olarak gösterildiğinin tespitinden sonra kredi sözleşmesi hükümleri de göz önünde bulundurularak bir bankacı bilirkişiden Yargıtay denetimine olanak verecek şekilde alınacak rapora göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile sonuca gidilmesi doğru değildir. Kabule göre de borçlunun itirazının reddedilen bölümü üzerinden İİK.nun 150/a maddesi göndermesiyle uygulanması gerekli aynı yasanın 68/son maddesi gereğince alacaklı yararına inkar tazminatına hükmedilmesi gerekirken asıl
alacağa itiraz edilmediğinden bahisle bu konudaki istemin reddine karar verilmesi de isabetsizdir....) gerekçesiyle bozularak dosya yarine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Gene! Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
İcra takibine yapılan kısmi itirazın kaldırılmasına yönelik uyuşmazlıkta davacı banka kredi kartı sözleşmesinden doğan ve 9.9.1999 tarihi itibariyle 412.944.023 TL. olan alacağının ödenmesi için borçluya 30.9.1999 tarihinde ihtarname göndermiş, ihtarname usulüne uygun olarak tebliğ edilmiştir.
İhtarnameye borçlu bir aylık süre içinde itiraz etmemiştir. Bu durumda itiraz edilmeyen hesap özeti İİK' nün 68. maddesi 1. fıkrasında yazılı imzası ve borcu ikrar edilmiş bir belge niteliğini kazanmıştır.
Alacaklı banka yapmış olduğu icra takibinde alacak kalemlerindeki miktarları farklı göstermiş ve borçludan 527.627.524 TL. alacak talebinde bulunmuştur. Toplam alacak içerisinde bulunan 116.557.104 TL. ana alacağa icra dairesinde borçlu itiraz etmemiş diğer alacak kalemlerine itirazda bulunmuştur.
Banka kredi sözleşmelerinden doğan -uyuşmazlıklarda alacaklı kredi atacağı için hesabın işlediği süreçte hesabın kat c-dilip usulünce tebliğ edildiği tarihe kadar olan dönem içinde Türk Ticaret Kanununun 8. maddesine sözleşme hükümlerine göre hesaplanacak faizin fertleri ile birlikte tahsilini talep etmesi mümkündür.
Talep edilecek olan bu faiz "Akdi faiz" olarak nitelendirilmektedir.
Hesabın kat edilip, bu hususun usulüne uygun bir şekilde borçluya bildirilmesinden sonra ise temerrüt faizi işlemeye başlayacaktır.
Mercice, hesabın katı, tarihi itibariyle bulunan ve muaccel olan borcun ödenmesi için yapılan ihbar tarihine kadar olan süreye hiçbir faiz uygulanmayarak akdi faizin hesaplanmaması, o dönem yönünden kredi borcunun faizsiz olduğunu gösterir ki, bu da sözleşme hükümlerine göre mümkün değildir.
Somut olayın özelliği itibari ile hesaplama yöntemi uzmanlık ve özel bilgiyi gerektirdiğinden HUMK. 275. Maddesi uyarınca Mercice, konuda uzman bankacı bir bilirkişi seçilerek, uyuşmazlık konusu krediye ilişkin tüm kayıtların, hesap ekstresinin getirilerek açıklanan yönteme uygun şekilde faiz hesaplamasının yaptırılması gerekmektedir.
Ayrıca Hukuk Genel Kurulu'nun 19.6.1991 tarih, 91/12-312 sayılı karan doğrultusunda alacaklı yararına itiraz . edilip, haksız akılan miktar üzerinden tazminata hükmedilmemesi de isabetsiz olduğundan, Hukuk Genel Kurulu'nca benimsenen Özel Daire bozma ilamına uyulması gerekirken,aksi düşünce ile direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ:Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile,direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince
BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13.3.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.