Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2002/11-2
K: 2002/18
T: 23.1.2002

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • TAPU İPTALİ VE TESCİL ( İki Adet Mezar Yerinin Davalı Adına Tesis Edilmiş Olan Kullanım Hakkının Kendi Adına Devri Talebi )
  • MEZARLIKLAR (Mülkiyetin İlgili Belediyeye Ait Olması-Belediyelerin de Mülkiyet Kendilerinde Kalmak Üzere Bedel Karşılığında Kullanım Hakkını Devredebilmeleri)
  • MEZAR YERİ KULLANIM HAKKI ( Resmi Sözleşmeye Tabi Olmaması )
  • KULLANIM HAKKI ( Mülkiyeti Belediyeye Ait Olan Mezarlığın Kullanım Hakkını İçeren Sözleşmenin Resmi Şekle Tabi Olmaması )
 
1580/m.1,15
818/m.213,20
4721/m.634
2644/m.26
1512/m.60/3
 
DAVA : Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil" ( mezar yeri kullanım hakkının devri ) davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy Asliye 6. Hukuk Mahkemesi'nce davanın reddine dair verilen 2.2.2000 gün ve 1998/345-2000/70 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 5.10.2000 gün ve 2000/4257-7504 sayılı ilamı ile ( ...Davacı vekili, Ö.Kent A.Ş. ile Ö. A.Ş. adı altında kurulan aile şirketinde 1/2 hissenin davalı ve eşi, diğer 1/2 hissenin ise müvekkili ile eşi ve oğullarına ait olduğunu, davacı ile davalının şirketleri münferiden temsile yetkili olarak 20 yıla yakın bir süre birlikte yürüttükten sonra ortaklığı sona erdirme kararı aldıklarını, yapılan bölüşüm protokolündeki edimleri müvekkili yerine getirdiği halde Büyükşehir Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğünce mezar yeri kullanma belgesi karşılığında davalıya verilen 4 adet mezar yerinin davalı tarafından müvekkiline devredilmesi hususunun protokolde hüküm altına alınmasına rağmen davalının bu edimini yerine getirmediğini ileri sürerek davalı üzerindeki 4 adet mezar yeri tapusunun iptali ile 2 adet mezar yeri tapusunun müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, protokolün hakkaniyete uygun olmadığını, edimlerin tarafların anlaşamamaları sonucu yerine getirilemediğini, kaldı ki, mezar yerlerinin mülkiyetlerinin devri için gerekli resmi şekil yerine getirilmedikçe devrin hukuken geçerli olamıyacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlar doğrultusunda mezar yerinin kullanma hakkı davalıya ait ise de mezar yerlerinin taşınmaz hükmünde olduğu, Medeni Kanun'un 634. ve Tapu Kanunu'nun 26. maddeleri uyarınca tapu sicil memuru önünde yapılacak satış ile mülkiyetin devredebileceği dolayısiyle protokol koşullarına göre kararlaştırılan devrin hukuken geçerli olmadığı gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Uyuşmazlık, tarafların ortak oldukları dava dışı şirketlerdeki davalı payının devrine ve ortaklıktan ayrılışına ilişkin yapılan protokolden kaynaklanmaktadır. Davalı bir kısım edimlerini yerine getirerek ortaklıktan ayrılmış, yapılan protokol uyarınca, mezar yeri kullanma belgesi karşılığında belediyeden aldığı boş mezar yerlerinden ikisini davacıya devretmeyi yüklenmiştir.
"Mezarlıklar Hakkındaki Nizamname"nin 1. maddesinde, mezarlıkların belediyelere devrolunduğu, 20. maddesinde ise birinci ve ikinci sınıf mezarlıkların belediyelerce tayin edilecek bir bedel karşılığında daimi surette temin olunmuş ve kullanma hakkı veren yerlerden olduğu üçüncü sınıf mezarlıkların ise parasız olduğu hüküm altına alınmıştır.
Dosyada mevcut 28.4.1999 tarihli belediye cevabında da, mezar yeri kullanma belgesi karşılığında 4 kişilik boş mezar yerini davalının satın aldığı ve kullanma hakkının bu kişiye ait olduğu bildirilmiştir.
Protokol 18.6.1997 tarihli olup, davalı boş mezar yerlerinden ikisinin davacıya devrini taahhüt ettikten sonra, 19.7.1997 tarihli noter hisse sözleşmeleri ile dava dışı şirketlerdeki hisselerini de devrettiğine göre davaya konu devir protokolündeki taahhütleri geçerli olup kendisini bağlar. Bu durumda protokol hükümlerinin geçerli olduğunun ve boş mezar yerlerinin devri için tapulu taşınmazlar bakımından gerekli olan resmi şekil şartının aranmasına gerek olmadığının kabulü zorunludur.
Bu durumda mahkemece, yukarıda yapılan açıklamalar ışığında işin esasına girilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçelerle devre konu yerlerin tapulu taşınmaz gibi değerlendirilmesi sonucu protokole geçerlilik tanınmayarak davanın reddi bozmayı gerektirmiştir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, gereği görüşüldü:
KARAR : Dava, iki adet mezar yerinin davalı adına tesis edilmiş olan kullanım hakkının, davacıya devri istemine ilişkindir.
Davacı vekili, kardeş olan tarafların, diğer aile fertleriyle birlikte iki ayrı anonim şirket kurduklarını, bilahare ortaklıklarını sona erdirmeye karar verip, şirketlerin, şirket mallarının ve şahsi malların bölüşülmesi konusunda 18.6.1997 tarihli bir protokol düzenlediklerini; davacının tüm edimlerini yerine getirmesine karşın, davalının, sadece protokolün birinci maddesindeki edimlerini yerine getirdiğini; protokolün 7. maddesine göre, davalının Küçükyalı mevkii'ndeki dört adet mezar yerini davacıya devretmesi gerekirken, ihtarnameye rağmen bu edimini yerine getirmediğini; diğer edimler yönünden başka davalar açıldığını ileri sürerek, 8.11.1985 tarih, 79 cilt, 27 varak ile davalı adına kayıtlı bulunan dört adet mezar yeri tapusunun iptali ile, ikisinin davacı adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, dayanılan bölüşüm protokolünün yasa ve hakkaniyete aykırı olması nedeniyle geçersiz bulunduğunu, esasen, dava konusu mezar yerlerinin mülkiyetlerini devir için gerekli resmi şekil ve şartlar yerine getirilmedikçe, devrin geçerli de olamayacağını savunarak davanın reddini istemiştir.
Yerel mahkemenin, bölüşüm protokolünün şartlarına taraflarca uyulmadığı, o nedenle bağlayıcılığının bulunmadığı; esasen, dava konusu mezar yerlerinin taşınmaz hükmünde olduğu, mülkiyetlerinin devrine ilişkin sözleşmelerin resmi şekilde yapılması gerektiği, harici protokole dayanılarak devir isteminde bulunulamayacağı gerekçesiyle davanın reddine dair kararı, özel dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuş; yerel mahkeme gerekçesini tekrar ederek ve ayrıca, aynı protokolün 5. maddesine dayalı olarak davacı tarafından açılan davanın reddine dair, derecattan geçerek kesinleşen 1999/343 esas, 2000/473 karar sayılı hükümdeki gerekçe karşısında, protokolün bağlayıcı sayılamayacağını, devir işleminin resmi şekle tabi bulunduğunu vurgulayarak, önceki kararında direnmiştir.
Davaya konu boş mezar yerlerinin kullanım hakkının 8.11.1995 tarihinde davalı tarafından İstanbul Belediyesi Mezarlıklar Müdürlüğü'nden satın alındığı ve böylece bunların kullanım hakkına o tarihten itibaren sahip olduğu; anılan hakkın dava tarihi itibariyle davalıya ait bulunduğu, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı Mezarlıklar Müdürlüğü'nün 28.4.1998 günlü cevabi yazısı ile, ekindeki belgeden anlaşılmaktadır. Taraflar, yerel mahkeme ve özel daire arasında da, bu yönden bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Yerel mahkeme ile özel daire arasındaki uyuşmazlığın toplandığı nokta itibariyle, öncelikle, davaya konu mezar yerlerinin hukuksal statüsü üzerinde durulmalıdır. Özel daire bozma kararında da belirtildiği üzere, 1580 Sayılı Yasa'ya dayalı olarak Bakanlar Kurulu'nun 1.7.1931 tarih ve 11410 sayılı kararıyla yürürlüğe konulan Mezarlıklar Hakkındaki Nizamname'nin 1. maddesinde, vakfa ait tapulu ve tapusuz mezarlıklar ile, metruk ve sahipsiz mezarlıkların tümünün belediyelere intikal ettiği belirtilmiş; 20. maddesinde ise, birinci ve ikinci sınıf mezarların, belediyelerce belirlenecek bir bedel karşılığında, daimi surette temin edilecekleri açıklanmıştır.
Bu hükümler birlikte değerlendirildiğinde, nizamname kapsamındaki mezarlıkların mülkiyetinin ilgili belediyelere ait olduğu; ancak, belediyelerin, uygun bir bedel karşılığında mülkiyeti kendilerinde kalmak üzere, bunların kullanım hakkını devredebileceği açıkça anlaşılmaktadır.
O halde, davalının, davaya konu mezar yerlerinin mülkiyetine değil, sadece kullanma hakkına sahip bulunduğu açıktır. Eş söyleyişle, davalının bu yerler üzerindeki hakkının hukuksal niteliği, taşınmaz mal mülkiyeti değil, ilgili mevzuat hükümleri çerçevesinde tesis edilmiş, kendine özgü bir kullanma hakkıdır.
Bunun doğal sonucu olarak, söz konusu hak ve bunun devri, taşınmaz mal mülkiyetinin devrini resmi şekle tabi tutan yasa hükümleri ( MK. md. 634, BK. md. 213, Tapu Kanunu md. 26, Noterlik Kanunu md. 60/3 ) kapsamında düşünülemez.
Dava konusu mezar yerlerinin kullanım hakkıyla ilgili devirleri herhangi bir şekle tabi tutan başkaca yasa hükmü de bulunmamaktadır. Bu durumda, taraflar arasında, yazılı şekilde düzenlenmiş protokolün buna ilişkin hükmünün geçerli bulunduğu kabul edilmelidir.
Öte yandan, her ne kadar, anılan protokolün 5. maddesindeki davalı edimi ile ilgili olarak açılan dava reddedilmiş ve kararı derecattan geçerek kesinleşmiş ise de; protokoldeki edimlerin tümünün davalıya ait bulunması, değinilen 5. maddedeki edimin, diğer hükümlerdeki edimlerin karşı edimi niteliğinde olmaması ve Borçlar Kanunu'nun 20/2. maddesi hükmü karşısında, bu yön, sonuca etkili görülmemiştir.
Açıklanan nedenler altında, yerel mahkemece özel daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve özel daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.'nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 23.1.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Emlakçı dolandırıcılığı 
  • 22.06.2025 06:35
  • [Ceza davaları] Kripto Transferi Nedeniyle 7258 Sayılı Kanundan Yargılanıyorum – Yardımcı Olur Musunuz? 
  • 18.06.2025 04:12
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini