Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2002/10-895
K: 2002/838
T: 23.10.2002

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
· RÜCUAN ALACAK
· MADDİ TAZMİNAT
· BİRLEŞTİRME KARARI
· EK DAVA
· ZAMANAŞIMI
· İŞ KAZASI
· MADDİ HATA
ÖZET : İş mahkemeleri Kanunun 8/3 md. Uyarınca iş mahkemelerince verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ancak, Yargıtay onama ve bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunması hallerinde dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayanılarak verilmiş olan onama ve bozma kararları ile hatalı biçimde hak sahibi olmak evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır.
BK.nun 60.md. göre, Haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davalar olay tarihinden itibaren en çok on yıl içinde açılmalıdır. Aksi halde dava zamanaşımına uğramış olur.
Maddi gerçek her zaman Adli gerçekten önce gelir. Sözlü yargılama usulünde ve bu usule tabi iş mahkemelerinde ilk celseye kadar zamanaşımı definde bulunulabilir.
 
Taraflar arasındaki "rücuan alacak ve maddi tazminat" davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda; Uzunköprü Asliye Hukuk (İş) Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 13.12.2000 gün ve 1998/66 E- 2000/598 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 22.01.2002 gün ve 2001/9368-2002/3 sayılı ilamı.ile; .(...Davalılar Hamit D... ve Şükrü Sevim vekili Avukat Seçil D... ile, davalı B... Madencilik Kollektif Şirketi vekili Avukat Serpil A... tarafından gönderilen dilekçelerde, davacı Adil T...'nun 02.10.2000 tarihinde açmış olduğu 2000/451 esas sayılı tazminat davasının işbu dava dosyası ile birleştirildiği, anılan dava dosyasının ilk celsesinden önce zamanaşımı savunmasında bulundukları halde mahkemece, zamanaşımı savunmasının dikkate alınmadığı gibi, 10. Hukuk Dairesince verilen onama kararında, zamanaşımı savunmasının daha önce verilen iki bozma kararında reddedilmek suretiyle çözümlenmiş olduğunun belirtildiği, oysa zamanaşımı savunmasında bulundukları ek davanın, bozma kararından sonra açıldığı ve ek dava hakkında ilk defa ana dosya ile birlikte karar verildiği, ek davanın bozma görmediği, onama kararının maddi yanılgıya dayanılarak verilmiş olduğu öne sürülmüş, maddi yanılgı sonucu verilen onama kararının kaldırılmasıyla birlikte hükmün, istemleri doğrultusunda bozulmasına karar verilmesi istenmiştir.
Kurumca açılan rücu davaları ile, davacı Adil T... tarafından açılan tazminat davalarının birleştirildiği ve yargılamanın tek dosya üzerinden yürütülerek karar verildiği görülmektedir.
Gerçekten, mahkemece verilen iki ayrı karar Dairemizce iki defa bozulmuş, ikinci bozma kararından sonra, davacı Adil T..., 02.10.2000 tarihinde üçüncü ek tazminat davasını açmıştır. 2000/451 Esas sayılı üçüncü ek tazminat davası iş bu dosya ile birleştirilmiş ve hakkında ilk defa karar verilmiş olduğundan daha önce Yargıtayda bozma gören bir dava değildir. Hal böyle iken verilen onama kararında, "Dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle daha önce verilen iki bozma kararında zamanaşımının gerçekleşmiş olduğunun belirlenmesine göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usûl ve kanuna uygun olan hükmün onanmasına..." denmektedir. Gerçekten, temyiz isteminde bulunan davalıların iddia ettikleri gibi, son olarak açılan 2000/451 Esas sayılı dava ile ilgili olarak verilen karar bozmadan geçen bir karar değildir. Böyle olunca da, açılan dava bakımından zamanaşımı savunmasının bozma kararı ile reddedildiğini belirten gerekçeli onama kararının maddi yanılgıya dayandığı acık-seçik ortadadır. O nedenle Dairemizce verilen onama kararının yeniden gözden geçirilmesine gerek duyulmuştur.
Maddi yanılgıya dayanılarak verilmiş olan onama ve bozma kararlarının karşı taraf lehine sonuç doğurmayacağı 'Dairemizin yerleşmiş ve oturmuş görüşlerindendir. İş mahkemelerince verilen kararlara karşı karar düzeltme yolunun kapalı oluşu, Dairenin, belirtilen doğrultuda görüş oluşturmasına etkili olduğu açıktır. Maddi yanılgıya dayanan yargı kararlarıyla hatalı biçimde hak sahibi olmak, evrensel hukukun temel ilkelerine ters gelen bir olgudur.
Öbür yandan, maddi gerçek her zaman adli gerçekten önce gelir.
Yapılan bu açıklamaların ışığında, talepte bulunan davalıların, birleştirilen 2000/451 Esas sayılı dava hakkındaki zamanaşımı savunmalarının irdelenmesi gerekmektedir. Anılan bu dosyada, davalı Hamit D...'a dava dilekçesiyle duruşma gününün tebliği üzerine vekili Avukat Seçil D...'ın ilk duruşma gününden önce 13.11.2000 tarihli dilekçe ile zamanaşımı definde bulunduğu görülmektedir.
Sözlü Yargılama usulünde ilk celseye kadar zamanaşımı definde bulunabileceğinden Hamit D... vekilinin zamanaşımı defi süresinde yapılmış sayılır. İş kazası, 09.07.1987 tarihinde meydana geldiğine, işbu ek dava, 02.10.2000 tarihinde açıldığına ve olay tarihinden dava tarihine kadar on yıldan fazla süre geçtiğine göre üçüncü olarak açılan 2000/451 sayılı ek daya, zaman aşımına uğramış bulunmaktadır. Zira, Borçlar Kanunu'nun 60. maddesine göre, haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davalar olay tarihinden itibaren en çok on yıl içinde açılması gerekir. Aksi takdirde dava zaman aşımına uğramış olur. O nedenle, iş bu dosya ile birleştirilen 2000/451 Esas sayılı davanın, davalı Hamit D... yönünden zamanaşımı nedeniyle reddedilmemiş olması isabetsizdir. Her ne kadar önceki kısmı davalar on yıllık zaman aşımı süresi içinde açılmış ise de, önceden açılan kısmi dava, fazlaya dair saklı tutulan dava yönünden işleyen zamanaşımını kesmez.
O nedenle, daha önce ek davaların açılmış olması, üçüncü olarak açılan ek dava hakkında işleyen zaman aşımını kesmez.
Davalı "B... Madencilik Kollektif Şirketinin zamanaşımı savunmasına gelince, bu davalıya dava dilekçesiyle duruşma günü 30.10.2000 tarihinde tebliğ edilmiş olmasına karşın, ilk duruşmaya gelmediği gibi yazılı olarak da zamanaşımı savunmasında bulunmamıştır. Anılan davalının süresinde zamanaşımı definde bulunmadığı anlaşıldığına göre mahkemece, hakkındaki davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmemiş olması doğrudur.
Davalı Şükrü S...'in zaman aşımı savunmasının irdelenmesine gelince, maddi yanılgıya esas alınan 2000/451 Esas sayılı dava dosyasında bu davalıya davetiye çıkarılmış olmasına karşın,'davetiye parçasının dönmediği ve bu davalının duruşmaya gelmediği, yazılı olarak da zaman aşımı savunmasında bulunmadığı anlaşılmaktadır. Keza, anılan ana dosya ile birleştirilmesine karşın, ana dosyanın yargılama sürecinde bu davalıya davetiye gönderilerek duruşma günü haber verilmemek suretiyle savunma hakkı kısıtlanmıştır. Davalı Şükrü S... yönünden üzerinde durulması gereken en önemli sorun, dava dilekçesinin kendisine tebliğ edilip edilmediğidir. Şayet dava dilekçesi tebliğ edilmişse, süresinde zaman aşımı savunmasında bulunulmadığından hakkındaki dava zaman aşımı nedeniyle reddedilemez. Bu davalı hakkında mahkemece yapılacak iş, 02.10.2000 tarihinde açılan 2000/451 Esas sayılı davacıya ait dava dilekçesinin kendisine tebliğ edilip edilmediğini PTT idaresinden sormak, şayet yöntemince tebliğ edildiği anlaşıldığı takdirde, zamanaşımı savunmasına itibar etmemek, yöntemince tebliğ edilmediği tesbit edildiği takdirde dava dilekçesini kendisine tebliğ etmek ve savunmasının alınmasından sonra sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Açıklanan bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmaksızın yazılı şekilde karar verilmesi usule ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalılar Şükrü Sevim ile Hamit D...'ın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli hüküm bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ  EDENLER  : 1-Davalı Hamit D... vekili
2-Davalı Şükrü S... vekili
3-Davalı İsmail Ö... vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Somut olayda, 08.07.1987 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu sürekli iş göremez hale gelen sigortalı Adil T...'ya bağlanan gelir nedeniyle uğranılan kurum zararının rücuan ödetilmesi için Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından davalılar aleyhine, 23.09.1991 tarihinde açılan rücu davası ile aynı kaza nedeniyle kazalı sigortalı Adil T...'nun davalılar aleyhine, 08.06.1992 tarihinde açtığı maddi ve manevi tazminat davası birleştirilerek yapılan yargılama sonucu verilen karar Özel Daire'ce, 25.04.1995 ve 04.11.1997 tarihlerinde iki kez esastan bozulmuştur.
Davacı Adil Tapu, 06.11.1996 tarihinde 3 milyar lira maddi tazminatın ödetilmesi için ikinci tazminat davasını ve davacı Sosyal Sigortalar Kurumu, 12.06.1997 tarihinde gelirlerde meydana gelen artışların ödetilmesi için ikinci rücu davasını açmış ve bu davalar da bozmadan sonra 98/85 Esas sayısını alan dosya ile birleştirilmiştir.
Yargılama devam ederken davacı Adil T..., bilirkişi raporunda karşılanmamış zararının 51.087.054.637 TL. olarak belirlendiğini ileri sürerek davalılar aleyhine, 02.10.2000 tarihinde 2000/451 Esas sayılı dosya ile karşılanmamış zararının ödetilmesi için üçüncü kez ek cava açmıştır. Bu ek dava dilekçesi davalılardan Hamit D...'a 27.10.2000 tarihinde, Şükrü Sevim'e, 08.11.2000 tarihinde bizzat, B... Madencilik Koll.Şti.'ye 30.10.2000 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı İsmail Özyılmaz'a ise tebliğ edilmemiştir. Davalı Hamit D... vekili süresinde bu ek dava için zamanaşımı savunmasında bulunmuştur. 2000/451 Esas sayılı ek cava 22.11.2000 tarihinde eldeki 98/66 Esas sayılı asıl dava ile birleştirilmiş, mahkeme 13:12.2000 tarihli kararı ile Sosyal Sigortalar Kurumunun açtığı iki adet rücu davası ile Adil Tapu'nun açtığı üç adet tazminat davasını kabul etmiş, davalı Hamit D... vekilinin 'zamanaşımı itirazı hakkında olumlu, olumsuz bir karar vermemiştir.
Mahkemenin, davaların kabulüne dair verdiği kararı, davalılardan Hamit D... ve Şükrü Sevimin zamanaşımından ve esastan temyiz etmeleri üzerine Yüksek Özel Daire, 25.06.2001 gün, 2001/3361 Esas, 2001/5004 sayılı kararı ile "dosyadaki yazılara, kararın bozmaya uygun olmasına delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle daha önce verilen iki bozma kararında zamanaşımının gerçekleşmemiş olduğunun belirlenmesine göre yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usu! ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA" karar vermiştir.
Davalılar Hamit D..., Şükrü S... ve B... Madencilik Koll.Şti. vekillerinin "2000/451 Esas sayılı EK DAVANIN daha önceki iki bozma aşamasında henüz açılmamış olduğu diğer dosyalarda zamanaşımı söz konusu olmadığından itiraz edilmediğini ancak 2000/451 sayılı ek davanın 10 yıllık zamanaşımı süresi geçtikten sonra 02.10.2000 tarihinde açıldığını, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin onama kararında maddi hata yapıldığını belirterek maddi hatanın düzeltilmesini" istemeleri üzerine Yüksek Özel Daire yukarıda açıklanan nedenle kararı bozmuş, mahkemece, İş Mahkemesi kararlan yönünden Yargıtay'ca verilen onama veya bozma kararlarına karsı karar düzeltme yoluna gidilemiyeceği" gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Davalılardan Hamit D... ve Şükrü S... vekilinin direnme kararını temyiz etmesi üzerine dosyayı inceleyen Yüce K..., davalılardan İsmail Ö...'a 2000/451 Esas sayılı ek dava dilekçesinin ve direnme kararının tebliğ edilmediğini, 98/66 Esas, 2000/598 Karar sayılı kararının ise usulüne uygun tebliğ edilmediğini belirterek dosyayı mahalline geri çevirmiş ve tebligatlar tamamlandıktan sonra davalılardan İsmail Ö.... vekili de kararı temyiz etmiştir.
Gerçekten, İş Mahkemeleri Kanun'unun 8/3.maddesi uyarınca İş Mahkemelerince verilen kararlara ve buna bağlı Yargıtay ilamına karşı karar düzeltme yolu kapalıdır. Ne var ki, Yargıtay onama ve bozma kararlarında açıkça maddi hatanın bulunması hallerinde dosyanın yeniden incelenmesi mümkündür. Zira maddi yanılgıya dayanılarak verilmiş olan onama ve bozma kararlan ile hatalı .biçimde hak sahibi olmak evrensel hukukun temel ilkelerine ters düştüğünden karşı taraf yararına sonuç doğurmamalıdır.
Yukarıda belirtildiği gibi, 2000/451 Esas sayılı ek dava 02.10.2000 tarihinde 10 yıllık zamanaşımı süresi dolduktan ve bozma kararlarından sonra açıldığı gibi Özel Daire'nin 25.04.1995 ve 04.11.1997 tarihlerindeki bozma kararlarında bu dosya için verilmiş bir bozma karan da bulunmamaktadır.
5u nedenle 10.Hukuk Dairesinin 26.06.2001 gün 2001/ 3361 Esas, 2001/5004 Karar sayılı onama kararındaki "ve özellikle daha önce verilen iki bozma kararında zamanaşımının gerçekleşmemiş olduğunun belirlenmesine göre" şeklindeki saptama bozma kararlarından sonra acılan 2000/451 Esas sayılı ek dava için maddi hata oluşturduğundan davalıların 2000/451 Esas sayılı ek dava hakkındaki zamanaşımı savunmaları irdelenmelidir.
İş kazası, 09.07.1987 tarihinde meydana gelmiş olup ek dava 02.10,2000 tarihinde 10 yıldan fazla süre geçtikten sonra açılmıştır. Borçlar Kanununun 60.maddesine göre haksız fiilden kaynaklanan tazminat istemine ilişkin davalar olay tarihinden itibaren en çok on yıl içinde açılmalıdır. Aksi halde dava zamanaşımına uğramış olur. Bu durumda;
1-Hamit D... yönünden; Hamit D... vekili ek dava için süresinde zamanaşımı definde bulunduğundan 2000/451 Esas sayılı ek davanın zamanaşımı nedeniyle reddedilmesi gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan Hamit D... yönünden verilen direnme kararı bozulmalıdır.
2-Şükrü S... yönünden; Özel Daire, 2000/451 Esas sayılı ek dava dilekçesinin davalıya tebliğ edilip edilmediğinin araştırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerektiğine değinerek kararı bozmuş ise de; yapılan incelemede davalı Şükrü S...'e 2000/451 Esas sayılı ek dava' dilekçesinin 08.11.2000 tarihinde bizzat tebliğ edildiğine ilişkin tebligat parçasının dosyada bulunduğu görülmüştür. Bu nedenle, mahkemenin bu yöne değinen direnmesi yerindedir. Ne var ki, zamanaşımına ilişkin temyiz itirazı incelenmediğinden dosya Özel Daire'ye gönderilmelidir.
3-İsmail Özyılmaz yönünden: Hukuk Genel Kurulu'nun geri çevirme kararı üzerine bu davalıya usulüne uygun .tebligatlar yapılmış ve bu davalı kararı temyiz etmiştir. Bu nedenle, davalının temyiz itirazları daha önce incelenmediğinden, dosya Özel Daire'ye gönderilmelidir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1)-1 numaralı bentte yazılı nedenle davalı Hamit D... vekilinin temyiz itirazının kabulü ile direnme kararının bu davalı yönünden Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenle H.U.M.K.nün 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine,
2)-2   numaralı   bentte   açıklanan nedenle, davalı Şükrü S...  yönünden   verilen direnme karan yerinde ise de, zamanaşamı savunmasına ilişkin temyiz itirazının incelenmesi için,
3)-3 numaralı bentte açıklanan nedenle, davalı İsmail Ö... vekilinin ilk kez yaptığı
temyiz itirazlarının incelenmesi için, dosyanın 10.HUKUK DAİRESİ'ne gönderilmesine, 23.10.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Evlat Edinme] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hakkında 
  • 04.05.2025 15:37
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini