Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2002/10-487
K: 2002/508
T: 12.6.2002

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
6183/m.47
818/m.84
506/m.84,80,79
 
Taraflar arasındaki "istirdat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal 2.İş Mahkemesince davanın kısmen kabul, kısmen reddine dair verilen 06.04.2000 gün ve 1999/519 E- 2000/176 K. sayılı kararın incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesinin 27.06.2000 gün ve 2000/3826-4677 sayılı ilamı ile; ( ...1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Dava, sonuç itibariyle, haksız ve yersiz olarak tahsil edilen prim ve fer'ilerinin istirdadı istemine ilişkin olup, davanın yasal dayanağı 506 sayılı Kanunun 84. maddesidir.
1993/3071 esas sayılı takip dosyası ile davacı işveren aleyhine İİK hükümlerine göre icra takibi yapıldığı; 11.10.1993 günlü ödeme emri ile 15.01.-14.05.1993 dönemi için bildirgelere dayalı olarak tahakkuk ettirilen 575.092.900.-TL. prim aslı yanında 14.09.1993 tarihine kadar %7 zam oranına göre tahakkuk ettirilen gecikme zammı ve yine ödenmeyen gecikme zammı üzerinden tahakkuk ettirilmiş yasal faizin tahsili için takip talebinde bulunulduğu; icra takibinin kesinleştiği; davacı işveren Belediye Başkanlığı'nın İller Bankasındaki payından ilgili sigorta müdürlüğüne 21.10.1994 tarihinde 247.163.309.-TL. 10.07.1995 tarihinde 51.297.245 TL. 21.05.1995 tarihinde 523.795.661. TL. aktarıldığı yine icra dosyasına işveren Belediye'nin Aktaş 'daki elektrik payından 24.12.1996 tarihinde 3.552.320.008.-TL. 20.01.1997 tarihinde 245.530.992.-TL. aktarma yapıldığı ve 09.01.1997 tarihinde de icra dosyasına 109.868.348.-TL. ödendiği dosya içeriğindeki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Davada uyuşmazlık; davacı işveren Belediye'nin takibe konu prim aslı ve bunun ödenmeyen kısmına tahakkuk etmiş ya da tahakkuk ettirilecek gecikme zammından oluşan borcundan; muhtelif tarihlerde gerek işverenin İller Bankası-Aktaş taki paylarından aktarma yoluyla ya da fiilen yaptığı ödemelerin mahsup yöntemi ile sonuçta 506 sayılı Kanunun madde 84. kapsamında yanlış ve yersiz olarak fazladan ödediği miktar olup olmadığı konularındadır.
Öncelikle, davacı işverenin 15.01-14.02.1993 dönemine ilişkin prim aslı ve fer'ilerinden dolayı takip 6183 sayılı Kanun hükümleri değil İİK hükümlerine göre yapılmıştır. Hernekadar 506 sayılı Kanunun 80. maddesinde 3917 sayılı Kanunla yapılan değişiklik çevresinde Kurumun süresi içerisinde ödenmeyen prim ve diğer alacaklarının tahsilinde 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkındaki kanun hükümlerinin uygulanacağı öngörülmüş ise de; 506 sayılı Kanuna 3917 sayılı Kanunla ek geçici 79. madde hükmünde 1. maddede sözü edilen yönetmelik yürürlüğe girinceye kadar açılmış olan icra takiplerinin önceki hükümlere göre sona erdirileceği öngörülmüştür. Somut olayda da; 1993/3071 esas sayılı icra takibi işbu yönetmeliğin yürürlüğe girmesinden ( =01.10.1994 ) önce 11.10.1993 tarihinde açılmış olup; bu çevrede mahsup işleminin 6183 Sayılı Kanunun madde 47 hükmüne değil Borçlar Kanunun 84 ve devamındaki madde hükümlerine göre yapılması gereği açıktır. Borçlar Kanununun kısmı tediye halinde mahsub'a ilişkin 84'ncü maddesi hükmüne nazaran bu konudaki kural; kısmi ödemenin sırası ile önce gecikme zammı, faiz ve giderlerden düşülmesi sonucu kalan varsa asıl alacağın kendisine ödenmesidir. Ne var ki herhalde alacaklı dilerse, kısmi ödemenin fer'i alacak ve giderlerden değil asıl alacağın bir kısmından da düşürülmesine rıza gösterebilir. Bu yönde; kısmi tediye halinde öncelikle alacaklı Sosyal Sigortalar Kurumunun işbu tahsilattaki mahsup işlemini öngören tahsilat makbuzları gözönünde tutularak yapılmalı; tahsilat makbuzlarının bulunmaması durumunda ise Borçlar Kanununun anılan 84. maddesi hükmü gözönünde tutulmalıdır.
506 sayılı Kanunun 80. maddesi hükmü kapsamında; primin süresi içinde ve tam olarak ödenmeyen kısmına sürenin bittiği tarihten itibaren başlayarak tamamı ödeninceye kadar tahakkuk ettirilecek gecikme zammında; gecikme zammı oranlarının sonradan Bakanlar Kurulu kararı ile değiştirilmesi halinde; primin ödenmeyen kısmına işbu değişikliğin yürürlük tarihinden sonraki dönem için değişen gecikme zammı oranı uygulanmalıdır.
Diğer taraftan, gecikme zammı; ödeme süresi içinde primin ödenmeyen kesimine belli oranda bir paranın eklenmesi olup, hukuki nitelikçe tazminat vasfında olmadığından, faize faiz yürütülmeyeceği ilkesi kapsamında ödenmeyen gecikme zammı üzerinden faiz yürütülemez. Kaldı ki 506 sayılı Kanunun 80. maddesi hükmüne göre primin ödenmeyen kısmına yasal faiz yürütülmesi de mümkün değildir.
506 sayılı Kanunun madde 84 kapsamında; yanlış ve yersiz olarak alındığı anlaşılan prim ve fer'ilerinin Sosyal Sigortalar Kurumundan istirdadına ilişkin davalarda kanuni faize; taleple bağlılık ilkesi de gözönünde tutularak ödemenin yapıldığı tarihi takip eden aybaşından itibaren hükmedilmedir.
Mahkemece belirtilen maddi ve hukuki esaslara aykırı biçimde mahsup işleminin Borçlar Kanunun madde 84 yerine 6183 Sayılı Kanunun 47. maddesi hükmüne göre yapılması gecikme zammı oranının tesbitinde Bakanlar Kurulu kararları ile yapılan değişikliklerin gözetilmemesi; gecikme zammının ve primin ödenmeyen kesimine yasal faiz yürütmesi ve istirdada konu alacak yönünden faize başlangıç tarihi olarak dava tarihlerinin esas alınması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 12.06.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Türk Telekom Borç 
  • 13.06.2025 08:58
  • [Mal Paylaşımı davaları] Mal Paylaşımı dava sonucu alacak Nafakadan düşülebilir mi 
  • 12.06.2025 08:44
  • SGK sözleşmeli özel hastane Savcılığa şikayet edilebilir mi ? 
  • 11.06.2025 20:01
  • Fuzuli İşgalci Evin Demirbaşlarını Söküp Götürebilir Mi 
  • 11.06.2025 18:54
  • Solidworks Lisanssiz kullanımi yanlış adreste arama 
  • 10.06.2025 01:05


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini