 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2002/10-36
K : 2002/5
T : 23.01.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "rücuan tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kartal
1.İş Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 05.122000 gün ve 2000/349 E- 460 K.sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10.Hukuk Dairesi'nin 05.04.2001 gün ve 2001/2179-2650 sayılı ilamiyle; (...Dava, 27.10.1995 tarihinde meydana gelen iş kazası sonucu %34.20 oranında meslekte güç kaybına uğrayan sigortalı işçi Songül S... için Kurumca yapılan Sosyal Sigorta Yardımlarının 506 Sayılı Kanunun 26.maddesi uyarınca rücuan ödetilmesi istemine ilişkin olup, davalının, sigortalının iş göremezlik durumuna itiraz ettiği dikkate alınarak, maddi zarar (tavan) hesabına doğrudan etkili bulunan gerçek güç kaybı oranının 506 Sayılı Kanunun 109.maddesindeki prosedür uyarınca yöntemince araştırılarak hasıl olacak sonuca göre bir " karar verilmesi" gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, rücuan alacak istemine ilişkin olup mahkemenin, davanın kabulüne dair verdiği karar, yukarıda açıklanan nedenle Özel Daire'ce bozulmuş, mahkemece, itirazın 506 sayılı Yasa'nın 109.maddesindeki prosedüre uygun bulunmadığı, maluliyetin belirlenmesinden itibaren iki yıl geçtiği, hak sahibi dosyasında itiraza uğramayan maluliyet oranının davalı yönünden kesinleştiği ve davalının rücu davasında itirazda bulunmasının hakkın suistimali olduğu gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
Görülmekte olan rücu davasında, hak sahibi dosyasında belirlenen maluliyet ve kusur oranına göre saptanan sigortalının gerçek zarar miktarı belirtilmek suretiyle, iş kazası sonucu sürekli iş göremez hale giren sigortalıya bağlanan gelir ve yapılan masraf nedeniyle uğranılan kurum zararının işverenden rücuan tahsili talep edilmektedir.
Davalı bu davada, öncelikle sigortalının maluliyet oranının yeniden tesbiti gerektiğini ileri sürmüş, bu talebini reddeden mahkeme kararı bu yönden Özel Daire'ce bozulmuştur.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 109. maddesinde "sigortalıların sürekli iş göremezlik, malullük ve erken yaşlanma hallerinin tesbitinde, kurum sağlık tesisleri sağlık kurullarınca verilecek raporlarda belirtilen hastalık ve arızaların esas tutulacağı, kurumca verilen karara ilgililer tarafından itiraz edilmesi halinde durumun Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kurulunca karara bağlanacağı "hükmüne yer verilmiştir.
Her ne kadar maddede, ilgilinin öncelikle, Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuruluna başvurması gerektiği belirtilmiş ise de, ilgilinin Sosyal Sigorta Yüksek Sağlık Kuruluna başvurmadan doğrudan mahkemeye uyuşmazlığı getirme veya görülmekte olan davada sürekli iş göremezlik oranına itiraz etme hakkına sahip olduğu ve itiraz üzerine sürekli iş göremezlik oranının mahkemece, 506 sayılı asanın 109.maddesindeki prosedüre uygun olarak saptanması gerektiği yerleşmiş Yargıtay Kararları ile benimsenmiştir.
Ne var ki, bu itirazın elle tutulur nitelikteki verilere dayandırılması gerekmektedir. Somut verilere dayanmayan, salt maluliyet oranına itiraz edildiğinin bildirilmesi, M.K.nün 2.maddesinde vurgulanan iyi niyet kurallarına aykırı olduğu gibi davayı uzatmaya yönelik bir davranıştır.
Somut olayda, sigortalının 27.10.1995 tarihinde geçirdiği iş kazası sonucu sol elini bilek hizasından kaybetmesi nedeniyle 13.10.1997 tarihinde işveren aleyhine açtığı tazminat davası sırasında kurum, "sigortalının yapılan muayenesi sonucu sürekli is göremezlik derecesinin %34,2 olarak tesbit edildiğini, kontrol muayenesinin mevcut olmadığını, 12.6.1999 tarihli kararla 26.1.1997 tarihinden itibaren bu orana göre gelir bağlandığını" 25.3.1999 tarihli yazısı ile mahkemeye bildirmiş, bu orana taraflar itiraz etmemiş ve bu oran nazara alınarak hesaplanan maddi zarara göre 6.4.2000 tarihinde verilen karar 18.5.2000 tarihinde derecattan geçerek kesinleşmiştir.
Aradan uzunca sayılabilecek bir süre dahi geçmeden görülmekte olan rücu davası sırasında işverence 27.06.2000 tarihli dilekçe ile elle tutulur verilere dayanılmadan sürekli iş göremezlik oranına itiraz edilmesi olayımızda, bir hakkın yalnız başkasına zarar veren kötüye kullanılması davranışını oluşturduğundan 506 sayılı Yasa'nın 109.maddesi ile ilgililere tanınan bu hakkın kanunca korunması mümkün değildir (M.K.Md.2).
Bu nedenle usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, ve aşağıda dökümü yazılı (622.106.000) lira bakiye temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 23.01.2002 gününde oyçokluğu ile karar verildi.