 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2002/10-345
K : 2002/342
T : 01.05.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "rücuan alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Elazığ Asliye 1.Hukuk (İş) [Mahkemesince davanın reddine dair verilen 3.10.2000 gün ve 1999/985 E. 2000/763 K, sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 22.12.200 nün ve 2000/7912.. E. 8633 K. sayılı ilamı ile; (...Davanın yasal dayanağı 506,sayılı Kanunun 26 ncı maddesi olup, davalı ile sigortalı arasındaki hukuki ilişkinin istisna akdine değil hizmet akdine dayalı bulunduğu giderek davalı Cevat K...'nin 506 sayılı Kanun kapsamında işveren sıfatına haiz olduğunun iş kazasının vuku bulduğu kuyu kazımı işyerinin Kurumca, davalı adına yasa kapsamına alınmasına ilişkin işlemin iptaline dair davalı işveren tarafından Sosyal Sigortalar Kurumu aleyhine açılan davanın redle sonuçlanarak kesinleşmesi ile subuta ermesi karşısında;işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken aksinin kabulü ile davanın bu nedenle reddi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. Giderek hak sahipleri tarafından tazmin sorumluları aleyhine açılan tazminat davasında; ilgili Yargıtay Hukuk daireleri arasındaki görev uyuşmazlığının çözümüne ilişkin Yargıtay Hukuk Daireleri Başkanlar Kurulu kararında; davanın istisna akdinden kaynaklandığının öngörülmesinin, iş bu rücu davasında yasal olarak herhangi bir bağlayıcılığı-bulunmadığı gibi; tazminat davasında Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 4O9/5.maddesi uyarınca davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
O halde, davacı Kutrumun bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...) gerekçesiyle tozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI7
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, iş kazasında ölen işçinin hak sahiplerine bağlanan gelir nedeniyle uğranılan kurum zararının 506 sayılı Yasa'nın 26 ne; maddesine göre rücuan ödetilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemenin "taraflar arasındaki ilişkinin istisna aktine dayandığı" gerekçesiyle davanın reddine dair verdiği karar, yukarıda açıklanan nedenle Özel Daire'ce bozulmuş, mahkemece aynı gerekçelerle önceki kararda direnilmiştir.
Uyuşmazlık, taraflar adasındaki hukuki ilişkinin niteliğinde toplanmaktadır.
506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunun 2.maddesinde "bir hizmet aktine dayanarak bir veya birkaç işveren tarafından çalıştırılandın bu kanuna göre sigortalı sayılacakları" hükmü yer almaktadır.
Borçlar Kanunun 313.maddesinde hizmet akti; "Hizmet akti bir mukaveledir ki, onunla işçi muayyen veya gayri muayyen bir zamanda hizmet görmeyi ve iş sahibi dahi ona bir ücret vermeyi taahhüt eder" şeklinde tarif edilmiştir. Hizmet aktinden söz edebilmek için belirli bir işin, işverene bağımlı olarak çalışma karşılığında bir ücret mukabili yapılması gerekmektedir.
Borçlar Kanunun 355. ve 356.maddelerinde düzenlenen istisna aktinde ise, "belirli bir işin belirlenen bedel mukabilinde işverenin mesai kısıtlamasına tabi olmadan yapılıp veya
Başkalarına yaptırılıp teslim edilmesi" söz konusudur. Hizmet aktinde sürdürülen ve devam eden hizmet; istisna akünde ise. isten hasıl olacak sonuç önemlidir.
Bu ilkeler doğrultusunda somut olay irdelendiğinde; dosya içinde mevcut sözleşmeye göre;
"Sançubuk Köyünde, 15.07.1993 tarihinde çapı 1.80 metre olmak kaydıyla yeterli su çıkana kadar su kuyusu kazılacağı, metresinin 750.000 TL. olacağı, kazılacak olan su kuyusunun 13.30 cm'nin bedeli olan 10.000.000 parayı Cevat K..'den alındığı" hususunda kuyu sahibi Cevat K... ile kuyu kazma işini alan Süleyman A... anlaşmışlardır.
Her ne kadar, Özel Daire'ce, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin hizmet akünden kaynaklandığı belirtilmiş ise de, tüm deliller birlikte değerlendirildiğinde; davalı ile kazalı Hasan K... arasında günün belirlenen bir saatinde iş başı yapılıp belirlenen zamanda işini bırakılacağı, bu mesai karşılığında günlük ücret ödeneceği yönünde bir anlaşmanın olmadığı, kazalının Süleyman A... ile davalı Cevat K... arasında yapılan istisna aktine dayalı bir işte Süleyman A...'ın ortağı olarak işi yürüttüğü bir sırada meydana gelen kaza sonucu öldüğü, bu nedenle taraflar arasındaki ilişkinin B.K313, maddesinde belirtilen hizmet aktine değil, B.K.nun 355 ve 356.maddelerinde düzenlenen istisna aktine dayandığı anlaşılmıştır. Bu nedenle, mahkemenin taraflar arasındaki hukuki ilişkinin istisna aktine dayandığını kabul etmesi yerindedir.
Ne var ki, müfettiş incelemesi sonucu "su kuyusu" işyeri Cevat K... adına kapsama alınmış, bu işlerinin iptali için açılan dava reddedilmiş, Cevat K...'nin işveren sıfatına haiz olduğu derecattan geçerek kesinleşmiş ve tahakkuk ettirilen idari para cezası ödenmiştir. Öte yandan Cevat K..., Ceza Mahkemesindeki bilirkişi raporunda işveren olarak kusurlu bulunmuş ve Elazığ 2.Asliye Ceza Mahkemesinin, 10.03.1995 tarih, 1993/531 Esas, 1995/133 Karar sayılı kararı ile cezalandırılmıştır.
Bu kesinleşmiş olgular karşısında; mahkemece işin esasına girilerek sonucuna göre hüküm
kurulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 01.05.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.