 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2002/10-1090
K : 2002/1099
T : 25.12.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- AVUKATLIK ÜCRETİ
- VEKALET ÜCRETİ
- YARGILAMA GİDERLERİ
1136s.AvK/168
1086s.HUMK/423
Taraflar arasındaki "rucuan alacak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda Bornova İş Mahkemesince davanın kısmen kabul-kısmen reddine dair verilen 21.3.2002 gün ve 2000/334 E. 2002/112 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 10. Hukuk Dairesinin 23.5.2002 gün ve 4099-4588 sayılı ilamı ile; (... Davacı Sosyal Sigortalar Kurumunun, iş kazasında ölen sigortalı işçinin hak sahiplerine bağlanan 14.021.571.242,12 lira peşin sermaye değerli gelirin şimdilik % 50 oranına isabet eden 7.010.785.622 lirasının tahsilini talep ettiği, davalıların olayda toplam %60 oranında kusurlu olduğu ve talebin dış tavanı aşmadığının anlaşılmasına göre; alacağın tamamen tahsiline karar verilmesi gerekirken eksik rücu alacağına hükmedilmesi isabetsizdir.
Öte yandan, 10.05.2001 tarihli Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 4667 Sayılı Kanunun 81. maddesiyle değiştirilen Avukatlık Kanununun 168/son maddesi "Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır" hükmünü içermekte olup, anılan düzenleme Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 21. maddesine göre davacı kurum vekili yararına, karar tarihinde geçerli olan tarifeye göre vekalet ücretine hükmedilmesi gereğinin gözetilmemiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davacı Kurumunun bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, rücu alacağı istemine ilişkindir.
Mahkemenin "davanın kabulüne, dava tarihinde geçerli Avukatlık Ücretine göre takdir edilen
avukatlık ücretinin davalıdan alınmasına" dair verdiği karar, yukarıda açıklanan nedenlerle Özel
Dairece bozulmuş, mahkemece "1136 sayılı Avukatlık Kanununda değişiklik yapan 4667 sayılı
Kanunun 10.05.2001 tarihinde yürürlüğe girdiği, bu değişik hükmün ancak 10.05.2001 tarihinden
sonra açılan ve hüküm verilen davalarda uygulanacağı" gerekçesiyle, avukatlık ücreti yönündeki
bozma kararına uyulmayarak önceki kararda direnilmiştir.
1136 sayılı Avukatlık Kanununun 31.10.1980 gün ve 2329 sayılı Kanun ile değişik 168 nci maddesinin 4 ncü paragrafında yazılı "Avukatlık ücretinin takdirinde hukuki yardımın başladığı veya davanın açıldığı tarihte yürürlükle olan tarifeler esas alınır" hükmü, 02.05.2001 tarihinde kabul edilip 10.05.2001 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 4667 sayılı Kanunun 81 nci maddesi ile "Avukatlık ücretinin takdirinde, hukuki yardımın tamamlandığı veya dava sonunda hüküm verildiği tarihte yürürlükte olan tarife esas alınır" şeklinde değiş tirilmiş, anılan Kanunun 97 nci maddesinde "Bu Kanunun 9 ncu maddesinin yayımı tarihinden bir yıl sonra, 22 nci maddesinin yayımı tarihinden altı uy sonra, diğer hükümlerinin ise yayımı tarihinde yürürlüğe gireceği" belirtilmiş tir. Bu nedenle, 168. madde değişiklik yapan 81. maddenin Kanunun yayımı tarihinde yürürlüğe girdiği hususunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Yerel mahkeme ile Yüksek Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, bu değişiklik hükmünün önceden açılıp, yürürlük tarihinden sonra karar verilen davalara uygulanıp uygulanamayacağı noktasında toplanmaktadır.
Yargılama giderleri, Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunun 423 ncü maddesinde sayılmış, 6 numaralı bendinde vekalet ücretinin de yargılama gideri olduğu belirtilmiştir.
29.05.1957 tarih 4/16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında karşı tarafa yüklenmesi gereken ve yargılama giderlerinden olan vekalet ücretine diğer yargılama giderlerinde olduğu gibi mahkemece kendiliğinden (resen) hükmedileceği belirtilmiştir.
Öte yandan, vekalet ücretinin usul hükümleri dairesinde yargılama giderleri arasında yer aldığı 17.11.1948 tarih 5/8 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıkça vurgulanmıştır. Bundan, yargılama gideri olan vekalet ücretinin bir usul kuralı olduğu anlaşılmaktadır. Usul kuralları kamu düzenine ilişkin olduğundan aksine bir hüküm bulunmadıkça yapılan değişiklik derhal uygulanır. Bu nedenle hakim bu ilkeyi gözeterek kendiliğinden değişikliği derdest davalara uygulamalıdır.
Giderek, kanun lafzına ve amacına göre yorumlanmalıdır. Amaçsal yorum hukukun evrensel ilkesidir. Amaç açık ise yoruma gidilemez. Anılan Kanunun amacı açık olarak "hükmün verildiği tarihte yürürlükte olan tarifenin esas alınması olduğundan ve yürürlük tarihi konusunda ayrık bir hüküm bulunmadığından değişikliğin derdest davalara da uygulanması gerekirken aksine bir yorumla değişikliğin ancak kanunun yayımından sonra açılacak davalara uygulanacağının kabulü isabetsizdir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olay değerlendirildiğimledava 22.08.2000 tarihinde açılmış olup, davanın kabulüne ilişkin karar 4667 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten sonra, 21.2.2002 tarihinde verildiğinden 1136 sayılı Avukatlık Kanımuıum 4667 sayılı Kanunla değiştirilen 168/son maddesi uyarınca karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Ücret Tarifesine göre avukatlık parasına hükmedilmesi gerekirken yanlış gerekçe ile önceki kararda direnilmesi
usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme karan bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının avukatlık ücreti yönünden Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı HUMK. nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine 25.12.2002 gününde, oyçokluğu ile karar verildi.