 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2001/9-189
K : 2001/216
T : 07.11.2000
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "alacak-tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin iş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 8.6.2000 gün ve 1999/933- 2000/333 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin 7.11.2000 gün ve 12080 - 15530 sayılı ilamı i!e; (...1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-İşyerinde, uygulanan toplu iş sözleşmesinin 33. maddesinde tenkisat sebebiyle işçi çıkarılma durumunda çıkarılan işçilerin yerine yeni işçi alınamayacağı, aksi halde işverence maddede yazılı olan hak mahrumiyeti tazminatının ödeneceği kurala bağlanmıştır. Davacı işçi açmış olduğu bu dava ile bu konuda da istekte bulunmuş, mahkemece isteğin kabulüne karar verilmiştir.
Dosya içeriğindeki bilgi ve belgelere göre, işyerine en son 08.11.1999 tarihinde yeni işçi alındığı anlaşılmaktadır. Davacı işçinin hizmet sözleşmesi ise 10.11.1999 tarihinde işverence yapılan bildirim ile feshedilmiştir. Fesih bildirim yazısının 03.11.1999 düzenleme tarihini taşıması bu sonucu değiştirmez. Gerçekten, fesih bozucu yenilik doğuran bir irade beyanı olup, karşı tarafa ulaştığı anda sonuçlarını doğurur. Böyle olunca, davacının hizmet sözleşmesinin feshinden sonra işyerine yeni işçi alınmadığından toplu iş sözleşmesinin anılan maddesindeki koşullar gerçekleşmemiştir. İstek konusu hak mahrumiyeti tazminatının reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi hatalıdır.
3.Toplu İş Sözleşmesinin 82. maddesinde düzenlenen 1475 sayılı Yasanın 13/3 maddesinde düzenlenen kötüniyet tazminatının ağırlaştırılmış bir şekli olup, aynı eylem sebebiyle iki kez ceza mahiyetinde isteğin hüküm altına alınması hatalıdır. Mahkemece daha ağır olan Toplu İş Sözleşmesinin 82. maddesinde düzenlenen tazminat hüküm alana alındığına göre 1475 sayılı Yasanın 13/3 . maddesine dayalı kötü niyet tazminatının reddi gerekir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, işçilik haklarından kaynaklanan tazminat ve alacak isteğine ilişkindir.
Uyuşmazlık; 1475 sayılı İş Kanununun 13. maddesine dayalı kötüniyet tazminatı, TİS' in 33 ve 82 maddelerinde düzenlenen tensikat ve ek tazminatlar noktasında toplanmaktadır.
Davacı işçi vekili; davalı işverenin tensikat karan aldığı halde önce 286 işçi alıp, daha sonra da 197 işçinin iş akitlerin! tensikat kararına dayanarak sonlandırdığını, bu davranışının Toplu İş Sözleşmesinin 33 ve 82 maddelerinde düzenlenen tazminatları ve İş Kanununda yer alan kötüniyet tazminatını ödemesini gerektirdiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 50.000.000 TL hak yoksunluğu tazminatı, 50.000.000 TL ek tazminat ve 1475 sayılı Yasanın 13. maddesi gereğince 50.000.000 TL de kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı işveren vekili ; işçinin tüm yasal haklarının ödendiğini, isteğin yasal dayanağının olmadığını ifadeyle davanın reddini savunmuştur.
Yerel Mahkemece; davacı işçi tarafından istenen her üç tazminata da hükmedilmiştir.
Özel Dairece; yukarıda açıklanan nedenlerle ve davacı lehine sadece TİS' in 82. maddesine göre tazminata hükmedilmesi, diğer tazminat taleplerinin ise reddi gerektiği belirtilerek kararın bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece; önceki kararda direnilerek her üç tazminatın da birlikte hükmedilmesine karar verilmiştir.
Somut olayda; Davalı işveren Mersin Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait işyerlerinde Belediye Encümeninin 05.05.1999 tarihinde işçi azaltılmasına karar vermesine karşın ; Toplu İş Sözleşmesinin "Tensikat ve İşçi Çıkarılması" başlıklı 33. maddesindeki kurala aykırı olarak, 01.05.1999-08.11.1999 tarihleri arasında işyerinde 286 yeni işçinin işe alındığı, yine en son 08.11.1999 tarihinde alınan işçi bulunduğu halde " son giren ilk çıkar" kuralına uyulmadan kıdemli işçi olan davacının 9-10.11.1999 tarihinde hizmet akdinin feshedildiği dosyadaki bilgi ve belgelerden anlaşılmaktadır.
Davalının yaptığı fesih işlemi muvazaa yoluyla kendi yandaşlarına iş imkanı sağlamak için davacı ve arkadaşlarının iş akitlerin! feshetmektir. Açıklanan bu maddi olgunun Toplu İş Sözleşmesinin 33. maddesinin özüne ve sözüne uygun dolamlı bir tutum içerisinde akdin feshi olduğu da açıktır.
Bu kötüniyetli fesih Toplu İş Sözleşmesinin 33. maddesindeki kurala uyulmaması sonucunda gerçekleştiğinden anılan Toplu İş Sözleşmesinin "Ek Tazminat" başlıklı 82. maddesinde sadece haksız feshi düzenleyen ek tazminatın burada uygulanması düşünülemez. Gerek ek tazminat başlıklı TİS.nin 82. maddesi , gerek genel nitelikteki İş Kanununun 13. maddesinde düzenlenen kötüniyet tazminatının somut olayda açıklanan nedenle ayrıca uygulanmalarına olanak yoktur. Davalı işverenin fiilinin bir bütün olarak TİS .nin 33. maddesine aykırılık teşkil ettiği kabul edilmelidir. Bu nedenle olayda sadece Toplu İş Sözleşmesinin 33. maddesinin niteliği itibariyle kötüniyet tazminatını da kapsadığı düşüncesiyle uygulanması gerekir.
Bu nedenlerle direnme kararı usul ve yasaya aykırı olup, açıklanan değişik gerekçeyle bozulması gerekir.
SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA 07.11.2000 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Mahkeme kararında hüküm altına alınan alacaklardan 1475 sayılı yasanın 13/3 maddesinde düzenlenen kötüniyet tazminatı ile Toplu İş Sözleşmesinin 33.maddesinde açıklanan hak mahrumiyeti tazminatının reddi gerektiği gerekçesi ile Dairemizin 7.11.2000 tarihli bozma karan verilmiştir.
T.İ.S.Sözleşmesinin 82.maddesinde düzenlenen ve mahkemece hüküm altına alınan ek tazminat ise Dairemizin bozma karan kapsamı dışında kaldığından kesinleşmiştir. Buna rağmen Hukuk Genel Kurulunda;mahalli mahkemece 82 maddeye göre verilen ek tazminatında temyiz ve ısrar konusuymuş gibi müzakere ve oylama konusu yapılması yasal değildir. Genel Kurulca T.İ.Sözleşmesinin 33.maddesinde düzenlenen hak mahrumiyeti tazminatına karar verilmekle yetinilmesi şeklinde yapılan bozma T.İ.Sözleşmesinin 82.maddesine göre verilen ve kesinleşen ek tazminatı ortadan kaldırmıştır.
Diğer taraftan T.İ.Sözleşmesinin 33.maddesinde düzenlenen hak mahrumiyeti tazminatı şartları da oluşmamıştır.Anılan maddede "...işveren çıkardığı işçilere tebligat yapmadan işçi aldığı takdirde evvelce çıkartılan işçiye kıdem tazminatı dışında hak mahrumiyeti tazminatı olarak 1.600.000.000 TL.brüt ödeme yapmayı kabul eder" hükmü getirilmiştir. Bu madde yoruma gerek duyulmayacak kadar açıktır. Davacı işten çıkarıldıktan sonra yeni işçi alındığı iddia edilip kanıtlanamamıştır. Davacının hizmet akdinin sona erdiği tarihten önce işçi alınmış olması da 33 madde kapsamına girmemektedir. Bu hal işverenin kötüniyetini oluşturur ki 1475 sayılı yasanın 13/3 ve Dairemiz kararında da kabul edildiği gibi T.İ.Sözleşmesinin 82 maddesinde düzenlenmiştir.
Yukarıda açıklandığı gibi usul ve esasları yasaya, T.İ.Sözleşmesine uygun düşmeyen Hukuk Genel Kurulu kararına katılamıyorum.