 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2001/5-702
K : 2001/728
T : 17.10.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN ARTIRILMASI
Taraflar arasındaki "kamulaştırma bedelinin artırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 8.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın, kısmen kabul kısmen reddine dair verilen 15.4.1998 gün ve 1997/470-1998/242 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesinin 13.11.2000 gün ve 2000/16761-17767 sayılı ilamı ile; (...Davacı, davalı idarece verilen encümen kararı uyarınca, binasına enkaz bedeli takdir edildiğini, bunun yasal olmadığını, binanın ve ağaçların bedelinin tahsilini istemiştir.
Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı idare vekilince temyiz edilmiştir.
Davaya konu teşkil eden ağaçlara değer biçilmesi yöntemi ve bedelinin ödenmesine .karar, verilmesi doğrudur. Ancak;
Davalı idarece encümen kararına dayanılarak davacının binasının enkaz bedeli takdir edilmiştir, davacı binasına enkaz bedeli değil, bina bedeli verilmesini öne sürdüğüne,encümen kararına karşı çıktığına,idarenin enkaz bedeli takdiri de idari bir işlem olan encümen kararına dayalı olduğuna nazaran davacı,sonuç itibariyle idari bir isleme itiraz etmektedir. Dava konusu yapı için bina bedelinin ödenmesi gereğini belirten idare mahkemenin kararı olmadıkça adli mahkemeden bina bedelinin tahsiline karar verilmesi istenemez:Bu şekilde idari işlemin hukuka aykırılığı ileri sürüldüğüne göre ihtilafın inceleme yeri idari yargıdır.
Bina bedeline ilişkin uyuşmazlık yönünden dava dilekçesinin görev nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken,bina hususunda da işin esasına girilerek hüküm kurulması, doğru görülmemiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Gene! Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kumalaştırma bedelinin artırılması istemine ilişkindir.
Davanın kısmen kabulüne ilişkin yerel mahkeme kararı, Özel Dairece yukarıda ki" gerekçeyle bozulmuştur.
Davalı Mamak Belediyesi Encümeninin 27.2.1997 tarih ve 500/629 sayılı kararıyla ıslah. İmar Planında imar yolu üzerinde kaldığı için kamulaştırılmasına karar verilen bir kısım gecekonduların enkazları ve diğer tesisler arasında davacıya ait bina ve ağaçların da bulunduğu; kıymet takdir komisyonunun 21.5.1997 günlü raporunda, gecekondu ve eklentilerin İmar Islah Planı gereği kaldırılacak alanı 75 m2 olarak gösterilip, gecekondu ve eklentilerin en kazı için toplam 39.000.000 TL kıymet takdir edildiği toplanan delillerden açıkça anlaşılmaktadır.
Davacı vekili, görülmekte olan davada, 13-15 no'lu taşınmaz üzerinde bulunan bina ve eklentilerle ağaçların 39.000.000 TL bedelle kamulaştırıldığını, ancak yapılara sadece enkaz bedeli takdir edildiğini belirterek yapılar için 2,259.871.958 TL ağaçlar için de 20.500.000 TL bedel farkının ödetilmesin! istemiştir. Yerel mahkemenin yapılan keşifler sonucunda düzenlenen ve birbirini doğrulayan, bilirkişi raporlarını benimsemek suretiyle, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verdiği karar, Özel Daire'ce, davalı idarenin dava konusu yapıya enkaz bedeli takdir etmesinin, bir idari işlem niteliğindeki encümen kararına dayalı bulunduğu, kendisine bina bedeli ödenmesini isteyen davacının, bu istemiyle encümen kararına karşı çıktığı, o. nedenle uyuşmazlığı çözme görevinin idari yargıya ait olduğu gerekçesiyle bozulmuş, yerel mahkeme önceki kararında direnmiştir.
Bu noktada, öncelikle, davacının istek ve iddiasının niteliği üzerinde durulmalıdır. Yukarıda değinildiği üzere, davacı, bedel artırımı istemini, bina değerini belirleyen delil tespiti raporuna dayandırmış, böylece, takdir komisyonunun binasına enkaz bedeli takdir etmesinin ve davalı idarece bu rapora esas alınarak kamulaştırma bedeli ödenmesinin yanlış olduğu, bedel tespitinde bina değerinin esas alınması gerektiği iddiasında bulunmuş; kısaca, enkaz bedeli ile bina bedelinden hangisinin takdir edileceği konusunda hata yapıldığını ileri sürmüştür.
İleri sürülüş şekline göre, davacının, davalı tarafından yapılan imar uygulamasına, o uygulama çerçevesinde taşınmazının kamulaştırılmasına ve bu çerçeve içinde yer alan bir idari işleme yönelik olarak hukuka aykırılık-iddiasında bulunmadığı, herhangi bir idari işlemin iptalini istemediği çok açıktır.
2942 Sayılı Kamulaştırma Kanunu'nun 14/1.maddesine göre, kamulaştırma işlemine karşı idari yargıda, takdir olunan bedel ile maddi hatalara karşı da, adli yargıda dava açılması gerekmektedir. Öte yandan, bina bedeli yerine enkaz bedeli takdirinin, kamulaştırma işlemlerinden doğan uyuşmazlıklar içinde çok daha geniş bir yer tutan ve adli yargıda görülmesi gerektiğinde kuşku bulunmayan, arsa niteliğindeki bir taşınmazın tarla olarak değerlendirilmesi ve bedelin buna göre takdiri olgusuyla benzer bir yapıda olduğu kabul edilmelidir. Nihayet aynı kamulaştırma kapsamındaki başka taşınmaz maliklerince önce adli yargıda, görevsizlik karan üzerine de bu kez idare mahkemelerinde açılan bir çok davada idare mahkemelerince de görevsizlik kararları verildiği; ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının çözümü için işin intikal ettiği Uyuşmazlık Mahkemesi'nin, bu tür davalarda adli yargının görevli bulunduğuna hükmettiği de, sunulan karar örneklerinden anlaşılmaktadır.
Gerek davacı iddiasının hukuksal nitelik ve yapısı itibariyle, somut olayda herhangi bir idari işleminin hukuka aykırılığının ileri sürülmemiş ve iptalinin istenilmemiş bulunması ve gerekse uyuşmazlık Mahkemesi'nin değinilen kararları ile usul ekonomisi ilkesi gözetildiğinde, görülmekte olan davada adli yargının görevli bulunduğu kabul edilmelidir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 25.4.2001 gün ve 2001/5-375 esas, 2001/410 karar ile 19.9.2001 gün ve 2001/5-609 - 616 sayılı kararları da bu doğrultudadır. Bu durumda yerel mahkemenin direnme kararı yerindedir. Ne var ki, esasa ilişkin temyiz itirazları dairesince incelenmediğinden bu konuda inceleme yapılmak üzere dosya özel dairesin gönderilmelidir.
SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkemenin direnmesi yerinde görüldüğünden, davalı vekilinin esasa ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 5.Hukuk Dairesi'ne gönderilmesine, 17.10.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.