 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2001/4-926
K : 2001/742
T : 17.10.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TAZMİNAT
- MANEVİ FOTOĞRAFIN İZİNSİZ KULLANILMASI
Taraflar arasındaki "tazminat" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 6.
Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 24.4.2000 gün ve 1999/271 -2000/355 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4. Hukuk Dairesinin 6.11.2000 gün ve 2000/6884-9658 sayılı ilamı ile , (...Dava,davacıya ait fotoğrafın izinsiz olarak kullanılması nedeniyle manevi-tazminat istemine ilişkindir.
Davacı vekili müvekkilinin 1992 yılından beri DYP Gaziemir İlçe Başkan Yardımcısı olduğunu davalının ise 18 Nisan 1999 seçimlerinde Anavatan Partisinden Belediye Balkan adayı olduğunu, davalının propaganda çalışmaları sırasında esnaf ziyareti bahanesi ile müvekkilinin eczanesine geldiğini,müvekkilinin izni ve haberi olmadan el sıkışırken fotoğraflarının çekildiğini, daha sonra davalının bu fotoğrafı seçim broşüründe kullandığını, çok sayıda basılıp bütün Gaziemir'e dağıtıldığını, müvekkilinin yıllardır DYP de siyaset yapan bir kişi olması nedeniyle bu olay yüzünden siyasi çevresi ve Gaziemir halkı karşısında küçük düştüğünü, döneklik ve kendi partisine ihanetle suçlandığını,ticari hayatının dahi etkilendiğini ileri sürerek ihtiyati tedbir yoluyla dağıtımın durdurulmasını ve 5 milyar lira manevi tazminatın tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili ise davacı ile müvekkilinin arkadaş ve hemşehri olduğunu,Belediye Başkan adayı olarak sadece davacıyı değil bir çok kişiyi ziyaret ettiğini, çok sayıda fotoğraf bulunduğunu, dava konusu fotoğrafın bu tarafı da zarara uğratmasının mümkün olduğunu, seçiminde kazanamadığını,iki sağ görüşlünün el sıkışmasından tazminat çıkarmaya kalkışmanın doğru olmadığını, davacının böyle bir ziyaret sırasında fotoğraf çekileceğini ve bununda broşürde kullanılacağını bilmesi gerektiğini, davacının fotoğraf çekilesi anında memnuniyetsizlik ifadesi taşımadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, çekilen resmin kötü bir amaç için kullanılmadığı, tarafların politikacı olmaları nedeniyle düzenlenen nezaket ziyaretlerinde çekilen resim için izin alınmasına gerek bulunmadığı, davacının kişiliğine tecavüz edilmediği, zarar olmadığı, manevi tazminatın koşullarının oluşmadığa gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kişilik haklan tecavüze uğrayan kişi, BK.nun '49. maddesine göre manevi tazminat, talebinde bulunabilir.
Kişilik haklarına şahsa sıkı sıkıya bağlı, devredilemeyen ve vazgeçilemeyen haklar olup; hayat beden ve ruh tamlığı, düşünce ve çalışma özgürlüğü, şeref, haysiyet, ad ve resim üzerindeki haklar olarak sayılabilir ve bu sayılanlarla da sınırlı değildir. Resim ve portreler bir kimsenin dış görünüşünü o insanı tanımaya imkan verecek biçimde yansıtan nesnedir. Bir kimse, dış görüntüsü üzerinde hak sahibidir. Resim üzerindeki kişilik hakkı Medeni Hukuk yönünden korunduğu gibi 5486 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu ve 5680 sayılı Basın Kanunu ile de özel düzenlemeler getirilmiştir. Bir kimsenin izinli olmadan resminin yayınlanamayacağı genel kuraldır. İzin alınmaksızın bir kimsenin resminin hangi hallerde yayınlanabileceği, Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 86. maddesinde gösterilmiştir.
Somut olayda belediye başkan adayı olan, propaganda gezileri sırasında davacının iş yerine gelerek ikisini birlikte görüntüleyen bir resim çektirmiş ve davacının izni olmadan bu resmi seçim broşüründe kendi siyasi reklamını yapma amacıyla kullanmıştır. Tarafların farklı siyasi partilere mensub olmaları, resmin kullanılma yeri ve amaç gözetildiğinde, davacının kişilik haklarının zarara uğradığını kabul etmek gerekir. Az yukarıda değinilen Fikir Sanat Eserleri Kanununun 86. maddesinde sayılan istisnai durumlar somut olayda gerçekleşmediğine göre, davacı yararına manevi tazminata hükmetmek gerekirken yazılı şekilde davanın reddi yasaya aykırı olduğundan bozmayı gerektirmiştir...") gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü:
Dava, farklı siyasi partilere mensup olan tarafların tokalaşmaları sırasında çekilmiş olan bir fotoğrafın, davalı tarafından seçim broşüründe davacının izni alınmaksızın kullanıldığı ve bu şekilde,-davacının küçük düşmesine, kendi partisine ihanetle suçlanmasına, ruhsal bunalım geçirmesine neden olunduğu iddiasına dayalı, manevi tazminat istemine ilişkindir.
Yerel mahkemenin, davaya konu fotoğrafın seçim döneminde siyasi nezaket gereği olarak, yöredeki tüm esnafların ziyaret edildiği bir sırada çektirildiği, herhangi bir kötü amaç için kullanılmadığı, tarafların politikacı olmaları nedeniyle, nezaket ziyaretlerinde çektirilen fotoğraflar için izin alınmasının gerekmediği, çekilen fotoğrafta davacının kişilik haklarına herhangi bir tecavüzün de bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine yönelik olarak verdiği karar, Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuştur.
Davalının 18 Nisan 1999 tarihinde yapılan seçimlerde Anavatan Partisinden Gaziemir Belediye Başkanı adayı olduğu, davacının da 1992 yılından itibaren Doğruyol Partisi Gaziemir İlçe Başkan Yardımcılığı görevini yürüttüğü ;davalının bu seçimle ilgili propoganda çalışmaları sırasında, davacının kalfa olarak çalıştığı eczaneye yanındaki grupla birlikte ziyarette bulunduğu, bu esnada tarafların tokalaşırken fotoğrafının çekildiği, bilahare bu fotoğrafın davalı tarafından bastırılan seçim broşüründe kullanıldığı, bunun için davacıdan izin alınmamış olduğu; tarafların,yerel mahkemenin ve Özel Daire'nin kabulündedir.
Uyuşmazlık, açıklanan şekilde gerçekleşen maddi olgular çerçevesinde, somut olayda, tarafları tokalaşırken gösteren fotoğrafın seçim broşüründe bastırılıp dağıtılmasının, davacının iznini gerektirip gerektirmediği; olayda 5486 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 86. Maddesinde öngörülen istisnaların sözkonusu olup olmadığı,davacının kişilik haklarının Borçlar Kanunu'nun 49. Maddesi anlamında saldırıya uğrayıp uğramadığı noktasında toplanmaktadır.
Öncelikle, uyuşmazlığın toplandığı bu noktalarla ilgili yasal durum hakkında aşağıdaki,
açıklamaların yapılmasında yarar görülmüştür:
5486 Sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanunu'nun 86. Maddesi, eser niteliğinde olmasalar dahi, resim ve portrelerin, tasvir edilen kişilerin muvafakati alınmaksızın teşhir veya başka şekillerde umuma arz edilemeyeceğini öngörmektedir. Bu hükümdeki "resim ve portreler" ibaresi; fotoğrafları, çeşitli tekniklerle yapılmış portreleri, tek başına veya topluluk içinde bulunurken çekilmiş resimleri ifade etmektedir. Bütün bunların,izinsiz olarak teşhiri veya umuma arz edilmesi ya da örneğin bir ilanda, vitrinde vs. kullanılması anılan hükümle yasaklanmıştır.
Belirtilmelidir ki, Yasa'nın bu hükmüyle korunan şey; resim,portre veya fotoğrafın "eser" niteliği değil,bunlarda tasvir olunan kimsenin kişilik hakkıdır. (Bakınız:Prof. Dr. Ünal Tekinalp, Fikri Mülkiyet Hukuku,!. Bası, Beta Basım Yayım Dağıtım A.Ş. sayfa:274)
Dolayısıyla,bu yasağa aykırı nitelikteki eylemler, kişilik haklarına saldırı oluşturur ve .Borçlar Kanunu'nun 49. Maddesi çerçevesinde manevi tazminat yükümlülüğü doğurur.
Anılan hükümdesin alınmasını gerektirmeyen haller üç bent halinde sayılmıştır. Bunlardan ilki "Memleketin siyasi ve içtimai hayatında rol oynayan kimselerin resimleri" dir.
Bozma kararındaki karşı oyun ve yerel mahkemenin direnme kararının kısmen bu düzenlemeye dayalı bulunması nedeniyle, bu yön üzerinde ayrıca durulmasında yarar görülmüştür.
İzin alınmasını gerektirmeyen halleri düzenleyen yukarıdaki yasa hükmü "Memleketin siyasi ve içtimai hayatında rol oynayan kimselerden "söz etmektedir. Buradaki memleket teriminin, herhangi bir il, İlçe veya yöreyi değil, tüm Ülkeyi (Türkiye'yi) ifade ettiği çok açıktır. Öğretide de, bu terime böyle bir anlam yüklenmektedir.(Bakınız, aynı eser,sayfa:275) Dolayısıyla, izin alınması gereğinin sözkonusu olmaması için, fotoğrafta tasvir olunan kişinin, herhangi bir idari ya da coğrafî alanın değil, ülkenin tümünün siyasi veya içtimai hayatında rol oynamakta bulunması temel koşuldur; Siyasi veya içtimai hayatında rol oynanan yer , ülkenin tümü değil, onun sadece belirli bir kısmı ise, sözkonusu istisna gerçekleşmeyecektir. Bu noktada hemen belirtilmelidir ki, fotoğrafın ilgili yöreyle sınırlı olarak umuma arz edilmiş veya kullanılmış olması, bu sonuca etkili değildir. Çünkü yasa, tanımladığı kimselerin resimlerinin hangi coğrafi veya idari alanda kullanıldığını veya umuma arz edildiğini değil, resmi kullanılan kişinin oynadığı rolün ülke çapında olup, olmadığını önemsemektedir.
Açıklanan yasal durum ile, tarafların seçimlerde birbirine rakip durumunda bulunan iki ayrı partiye mensup olmaları, fotoğrafın bu seçimle ilgili broşürde kullanılması,böylece, seçmenler üzerinde, rakip partiye mensup olan davacının dahi davalıya seçimlerde destek vermekte olduğu görüntüsünün yaratılması, nihayet, bu durumun davacının kendi partisinin yönetimi ve mensupları gözünde tepkiyle karşılanmasının doğal ve beklenebilir bulunması karşısında, somut olayda,davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığının ve o nedenle de Borçlar Kanunu'nun 49. Maddesi çerçevesinde manevi tazminata hükmedilmesi için gereken koşulların gerçekleştiğinin kabulü zorunludur.
Mahkemece, açıklanan yönler gözönünde tutularak, toplanan deliller çerçevesinde uygun miktarda bir manevi tazminata karar verilmesi gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Direnme kararı bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. Maddesi gereğince BOZULMASINA, :" istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 17.10.2001 gününde oyçokluğu ile karar verildi.