 |
T.C
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2001/4-360
K: 2001/368
T: 18.4.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki " tazminat " davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kadıköy Asliye 6.Hukuk Mahkemesince dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine dair verilen 3.2.2000 gün ve 1999/947 E. 2000/74 K.sayılı kararın incelenmesi davacılar .vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 4 .Hukuk Dairesi'nin 30.3.2000 . gün ve 2000/2536 E, 2000/2838 K. sayılı ilamiyle ; (..Davacı vekili; davacının da paydaş olduğu 27 parselin imar uygulaması sonucu 7 ve 8 nolu parsellere ayrıldığını evlerinin bir kısmının Hami K... tahsis edilen 8 nolu parsel içinde kaldığını ve belediyece yıktırıldığını açıklayarak maddi, manevi tazminat isteminde bulunmuş, davalı işin;idari yargıda çözülmesi gerektiğini, esasen davanın zamanaşımına uğradığını savunmuş, mahkeme davanın idari yargıda görüleceği gerekçesiyle dilekçenin reddine karar vermiş, bu karar davacı tarafça .temyiz olunmuştur.
Dosya kapsamında 27 numaralı parselde bulunan evlerin bir kısmının imar uygulaması sonucu
Hami K... adına oluşturulan 8 nolu parsel içinde kaldığı ve yıktırıldığı anlaşılmaktadır. İmar Kanununa göre Belediyeler imar sınırlan içinde kalan binalı binasız taşınmazları maliklerin onayını almadan imar planına uygun ada ve parsellere ayırmaya, bağımsız veya paylı olarak hak sahiplerine dağıtmaya, resen tescil işlemlerini yapmaya ve yapılan birden fazla imar parseli üzerinde bırakmaya .yetkili ise de yapılan bu işlemler bir veya birkaç parsel üzerinde kalan yapıların eski sahiplerinin haklarını ortadan kaldıran işlemler değildir. Somut olayda davacıya ait 8 Nolu parselde kalan yapıların davalı Belediyece yıktırıldığı iddia edilmekte ve bedeli istenmektedir. Bu durumda davalı davacıya bir zarar vermişse, bu zararları tazminle sorumludur. Bu zararın idari bir işlem ve eylemden doğması halinde, idâri yargıda açılacak davada istenmesi mümkündür. Oysa, olayda BK. 41. maddesine dayanılarak maddi, manevi tazminat istenmiştir. Uyuşmazlık idari bir eylemden değil, haksız fiil iddiasından kaynaklanmaktadır. Haksız fiil niteliğindeki eylem nedeni ile uğranıldığı ileri sürülen zararın ödenilmesi istemi ile açılan dava adli yargı yerinde çözüme kavuşturulur.
Mahkemece anılan bu yönler gözetilmeden yazılı gerekçe ile dava dilekçesinin reddine karar verilmesi doğru değildir. İşin esası incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekir
gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir
TEMYİZ EDEN : Davacılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında
açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulunca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usül ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolay, H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 18.4.2001 gününde oyçokluğu ile karar verildi.