 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2001/2-580
K : 2001/593
T : 19.09.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "kayyımlığın kaldırılması ve tescil" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İstanbul Asliye 8.Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 22.2.2000 gün ve 1998/208 E, 2000/96 K.sayılı kararın incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 28.6.2000 gün ve 2000/7051-8832 sayılı ilamı ile; (...Mahluliyet kararı idarece iptal edilmiştir. Bu durum karşısında Vakıflar Yasası 29,maddesi koşulları oluştuğunun, taşınmaz maliklerinin ölmüş olduklarının veya gaip olduklarının araştırılması, bu konuda taraf delillerinin sorulup toplanması sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile" ve yazılı gerekçelerle hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davalılar vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, kayyımlık kararının kaldırılarak taşınmazın mahlulen vakfı adına tescili istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece davanın kabulüne ilişkin olarak kurulan hüküm,Özel Dairesince yukarıda belirtilen gerekçe ile bozulmuştur.
Mahkeme yaptığı araştırmanın hükme yeterli bulunduğu gerekçesi ile direnme kararı vermiştir.
Mahluliyet kararının İstanbul 5.İdare Mahkemesinin 25.5.1999 tarih 1998/473 esas, 1999/656 karar sayılı kararı ile kaldırıldığı ve bu kararın kesinleşmiş bulunduğu tartışmasızdır. Bu durumda taşınmaz maliklerinin veya mirasçılarının ölü veya gaip olup olmadıklarının sağlıklı ve hükme yeterli derecede araştırılması 2888 sayılı Vakıflar Yasasının 29.maddesinin açık hükmü gereğidir.
"Surra Emini Esbak Sarı Osman Ağa Vakfı" adına tescili talep edilen Eminönü Beyazıt Mahallesi Camili Han üst katında bulunan 2812 ada 12 kapı sayılı taşınmazın paydaşları celbedilen tapu kaydı içeriği ile belirlenmiştir. Ne varki, bu kayıt maliklerinin mirasçılarının sağ olup olmadıklan ve sağ olduğu saptananların tebligata elverişli adreslerinin belirlenmesi konusunda mahkemece yapılan araştırma hükme yeterli bulunmamaktadır. Şöyle ki;
Eminönü tapu sicil müdürlüğünün cevap yazısına göre, İstanbul İli Eminönü ilçesi Beyazıt
Mahallesi Camili Han üst katta bulunan ve tapunun 141 pafta 2814 ada 12 kapı numaralı olup,
"SurraEmini Esbak San Osman Ağa Vakfına icareli" oda nitelikli taşınmazın pay durumu;
6/120 hissesi Ali Haydar oğlu Ata,
6/120 hissesi Ali Haydar kızı Şayeste,
3/120 hissesi Tevfik kızı Makbule,
3/120 hissesi Tevfîk kızı Behiye,
8/120 hissesi Arif kızı Sabiha,
3/120 hissesi Ahmet oğlu Doğan,
2/120 hissesi Ahmet Edip,
2/120 hissesi Ömer Ecvet,
2/120 hissesi İbrahim Halit,
2/120 hissesi Fatma Mürvet,
2/120 hissesi Ayşe Hikmet,
2/120 hissesi Laika Nimet,
79/120 hissesi Surra Emini Esbat Sarı Osman Ağa Vakfı şeklindedir.
Kayıt maliki mirasçılarından Tevfik kızı Hatice Saniye ve Tevfik- kızı Behiye mirasçılarından Nimet Aytan'ın sağ olduğu ve nüfus Müdürlüğünün cevap yazısı içeriğine göre bunlardan Nimetin evlenerek Osmangazi Selçuk Hatun Mahallesi 43 haneye gittiği tartışmasızdır. Ayrıca, 6/120 şer hisseye sahip olan Ali Haydar oğlu Ata'nın gerçek adının Mehmet Ata ve Ali Haydar kızı Şayeste'nin ise Fatma Şayeste olduğu celbedilen nüfus kayıtlan ile belirlenmesine rağmen soruşturmanın, adı geçenlerin tam isimleri belirtilmeksizin yapıldığı tesbit edilmiştir.
Yukarıda örneklendiği üzere, bazı tapu kayıt maliklerinin hayatta bulunan mirasçılarının bulunduğu ve araştırmanın tüm mirasçıları kapsamadığında kuşku bulunmamaktadır. O halde mahkemece yapılacak iş, Vakıflar Yasanının 29.maddesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin, taşınmaz maliklerinin ve mirasçılarının hüviyetleri ve nüfus sicilinde kayıtlı olup olmadıklarının, hayatta bulunup-bulunmadıklarının açık ve geniş bir şekilde araştırılması ile mümkündür. Bu durumda taraflardan dosyaya celp edilen kayıtlar dikkate alınarak yeniden kanıtları sorularak hükme yeterli derecede araştırılması,ölü oldukları belirlenemeyenler için M.K.31.maddesine göre işlem yapması için davacı vekiline önel verilmesi ve hasıl olacak sonuç dairesinde işlem yapılmasından ibarettir. Bu itibarla Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalılar vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen ve yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 19.09.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.