 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E: 2001/2-468
K: 2001/502
T: 13.6.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- YOKSULLUK NAFAKASI ( Boşanmada Tarafların Eşit Derecede Kusurlu Olması ve Kadının Mevcut Parasının Onu Yoksulluktan Koruyacak Kadar Olmaması )
- BOŞANMADA YOKSULLUK NAFAKASI ( Tarafların Eşit Kusurlu Olması ve Kadının Mevcut Parasının Onu Yoksulluktan Koruyacak Kadar Olmaması )
- NAFAKA ( Boşanmada Tarafların Eşit Kusurlu Olması ve Kadının Mevcut Parasının Onu Yoksulluktan Koruyacak Kadar Olmaması Ha linde )
743/m.144
DAVA : Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Tokat Asliye 2. Hukuk Mahkemesi'nce davanın kabulüne dair verilen 15/05/2000 gün ve 2000/4-184 sayılı kararın incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 22/09/2000 gün ve 2000/8782-10823 sayılı Hamiyle; ( ...1-Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin taktirinde bir yanlışlık görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir.
2-Boşanmaya sebebiyet veren olaylarda her iki taraf da eşit kusurludur. Davalı kadının mevcut olan parası onu yoksulluktan kurtaracak miktarda değildir. Bu sebeple Medeni Kanunun 144. maddesi şartları oluşmuştur. Davalı lehine uygun miktarda yoksulluk nafakası taktiri gerekirken reddi doğru görülmemiştir.... ) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı vekili
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
KARAR : Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ : Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı HUMK.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 13/06/2001 gününde ikinci görüşmede oyçokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY YAZISI
Mahalli mahkeme nihai kararında, "Mahkemece toplanan deliller ve özellikle tanık anlatımları karşısında, davalının kusurlu davranışları sonucu taraflar arasında şiddetli geçimsizlik oluştuğu ve evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı kanatinin oluştuğu" görüşüne yer vererek tarafların boşanmalarına karar vermiştir.
Özel Daire; bozma kararının birinci bendinde, "dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle, kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yersizdir." Sonuç bölümünde de; ".... hükmün bozma dışında kalan ve temyiz edilen diğer bölümlerin yukarda 1. bentte gösterilen gerekçe ile onanmasına" oybirliği ile karar vermiştir.
Özel Daire; yoksulluk nafakası dışındaki diğer hususları ve bilhassa boşanmayı, mahalli mahkeme kararını uygun bularak onamıştır. Mahalli mahkeme davalıyı ( kadını ) daha çok kusurlu bulduğu için boşanmaya karar vermiştir. Bu karar kesinleşmiştir. Davacı ( koca ) yönünden kazanılmış hak doğmuştur. Bu nedenle artık, Özel Daire; yoksulluk nafakasında eşlerin eşit kusurlu olduklarını belirterek, yoksulluk nafakasına hükmedilmesi yönünde bozma kararı veremez.
Kazanılmış hak herkesi bağlar. Hukuk Genel Kurulunun yerleşmiş içtihatları da bu doğrultudadır. Burada özel Dairenin maddi hata yaptığından da söz edilemez.
Yukarda açıklanan durum nedeniyle Hukuk Genel Kurulu müzakerelerinde de yeniden şahit beyanlarının değerlendirilmesi yoluna gidilemez.
Boşanmada daha çok kusurlu olduğu kabul edilen kadının boşanmanın fer'i olan yoksulluk nafakasında koca ile eşit kusurlu olduğunun kabulüne imkan yoktur.
Medeni Kanun'un değişik 144. maddesi ".... kusur daha ağır olmamak şartıyla" yoksulluk nafakasına hükmedileceğim amirdir. Boşanmada kadın daha ağır kusurludur, bu durum kesinleşmiştir. Koca yönünden kazanılmış hak doğmuştur. Kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceği için çoğunluk görüşüne katılamıyorum. 14/06/2001