 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2001/2-1019
K : 2001/753
T : 24.10.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- BOŞANMA
- ŞİDDETLİ GEÇİMSİZLİK
Taraflar arasındaki "boşanma" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Edremit Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 5.7.2000 gün ve 1999/268 E: 2000/421 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 2.Hukuk Dairesinin 18.12.2000 gün ve 2000/13994-16063 sayılı ilamı ile; (...Yapılan soruşturma, toplanan delillerle davacı bir kadınla ilişkiye girdiği kadınında kocasına bıçak çektiği ve pezevenk şeklinde hakaret ettiği anlaşılmaktadır. Bu halde taraflar arasında müşterek hayat temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut ve sabittir. Olayların akışı karşısında davacı dava açmakta haklıdır. Bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya sağlamanın ortak kanunen mümkün görülmemesine göre, boşanmaya karar verilecek yerde, yetersiz gerekçe ile davanın reddi doğru bulunmamıştır....) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacı vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk. Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü:
Dava, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedenine dayalı boşanma istemine ilişkindir.
Davacı, çocukların geleceği için evlilikleri süresince davalıdan kaynaklanan olumsuzluklara
katlandığını,ancak davalının tartışma sırasında kendisine hakaret ettiğini, etkili eylem teşebbüsünde bulunduğunu belirterek,evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına karar verilmesini istemiştir.
Davalı eş vekili, iddiaların gerçeği yansıtmadığını,davacının asıl gayesinin birlikte yaşadığı bayanla evlenmek olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacının bir başka bayanla kurduğu ilişki nedeniyle davalıya boşanma iradesini
açıkladığı, eşyalarını almak için eve gelen davalıyı ayaklarından tutup sürüklediği, kızı ile birlikte Kırgızistan'dan dönen davalıya "seni eve aldığıma dua et" demesi üzerine davalının üst üste yaşadığı şok nedeniyle etkili eylem teşebbüsünde bulunduğu ve hakaretamiz söz söylediği anlaşılmakta ise de, bu tür davranışının davacının haksız ve davalıyı tahrik eden eylem sonucu gerçekleştiği bunun bir defaya mahsus tepki mahiyetinde olduğu, bu nedenle davalıya kusur yüklenemiyeceği (Y.H.G.K., 2.2.1994 gün, E.2/787,K.22) aksi halde ağır kusurlu eşin tahrik edici hareketlerinin dozunu artırarak ve kusursuz eşin sinirlerini yıpratarak küçük düşürücü bir söz sarfetmesini ve bir tokat atmasını bekler hale geleceği, bu suretle de anılan hareketlerden birini tepki mahiyetinde gerçekleştiren kusursuz eşin ağır kusurlu sayılarak haksız tarafın yasalar karşısında korunması sonucunun doğacağı gerekçesiyle davanın reddine ilişkin karan Özel Dairece yukarıda açıklanan nedenle bozulmuş, yerel mahkeme aynı gerekçelerle direnmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlere, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, mahkeme . kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre,usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerekir.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile, direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, gerekli temyiz ilam harcı peşin alınmış olduğundan başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 24.10.2001 gününde oyçokluğu ile karar verildi.