Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2001/21-688
K : 2001/686
T : 10.10.2001

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • TESBİT DAVASI
  • MALÜLLÜK YAŞLILIK VE ÖLÜM SİGORTALARI
  • İSTEĞE BAĞLI SİGORTALI OLMA
ÖZETİ : 506 sayılı yasanın 85/6 maddesine göre bir kimsenin malüllük yaşlılık ve ölüm sigortalarına isteğe bağlı olarak devam edebilmesi için diğer koşullarının yanında müracaat tarihinden önce 506 sayılı kanuna göre tescil edilmiş olmak koşuludur. Olayda davacı 6.8.1991 tarihinde SSK'ya tescil edilmiş isede 4.11.11998 günlü müfettiş raporu ile davacının işyerindeki çalışmalarının gerek olmadığı beyan edilmiştir. Yani isteğe bağlı sigortalı olma hakkından yararlanabilmek için diğer koşullarının yanında 506 sayılı kanuna göre SSK'ya tescil edilmiş ve bu tescilinde gerçeği yansıtır nitelikte olması şarttır.
 
Taraflar arasındaki tesbit davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Çanakkale Asliye Hukuk (İş) Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 20.10.2000 gün ve 1999/622 E- 2000/813 K. sayılı kararın incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 1.3.2001 gün ve 2000/9375-1712 sayılı ilamı ile; (...Dava, 6.8.1991 - 30.8.1991 tarihleri arası özel bina işyerinde çalıştığının ve 1.12.1991 tarihinden itibarende isteğe bağlı sigortalı olduğunun tesbiti ve Kurum sataşmasının giderilmesi istemine ilişkindir. İşyerinin inşaat işyeri olduğu davacının da önceki mesleğinin Deniz Kuvvetleri Komutanlığında Daktilograf olup 1978 -1991 yıllan arası Emekli Sandığı sigortalısı olarak çalıştığı uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık işyerinde işe giriş bildirgesine dayanan çalışmanın gerçek olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı yasanın 85/b maddesine göre bir kimsenin malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortalarına isteğe bağlı, olarak devam edebilmesi için diğer koşulların yanında müracaat tarihinden önce 506 sayılı kanuna göre tescil edilmiş olmak koşuldur. Somut olayda, davacı 6.8.1991 tarihinde SSK'ya tescil edilmiş ise de; 4.11.1998 günlü .müfettiş raporu ile; işyerindeki çalışmalarının gerçek olmadığını zira 6.8.1991 günlü sigortalı İşe giriş bildirgesini ve belgelerin inandırıcı olmadığı, bizzat.... davacı beyanında, bu iş yerinde bilemediği ve .giderek işyeri davacının bu işyerinde çalışmadığı., saptanmıştır. Öte yardan raporları 506 sayılı yasanın 130/2. maddesinin yollamada bulunduğu 1479 sayılı Kanunun 89.maddesi gereğince aksi sabit oluncaya kadar muteberdir. Bundan başka yargılamada dinlenen tanık beyanları müfettiş raporunun aksin! kanıtlar nitelikte bulunduklarıda söylenemez.
Yapılacak iş,işyerinin niteliği ve davacının mesleği gözönünde tutularak, uzun yıllar Emekli
Sandığına tabi iş yapan kimsenin inşaat işinde çalışanlara yemek ve çamaşırını yıkayarak çalışması ne derece hayatın olağan akışına uygun olacağı ve davacının amacının salt 506 sayılı yasadan yararlanmak için bu yola başvurduğu olup olmadığı da dikkate alınıp davacının işyerinde gerçekten çalışıp çalışmadığı bordro tanıkları veya aynı çevrede benzer işi yapan başka işverenlerin kayıtlara geçmiş çalışanları saptanarak bunların bilgilerine başvurmak ve müfettiş raporundaki beyan ve tesbitlerde nazara alınarak sonucuna göre karar vermekten İbarettir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ    EDEN: Davalı Sosyal Sigortalar Kurumu Genel Müdürlüğü vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere ve somut olayın özelliğine göre, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu   nedenle direnme karan bozulmalıdır.
SONUÇ: Davalı Kurum vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, 10.10.2001 gününde, oybirliği ile karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • Clicking Here TLO lookup 
  • 02.05.2025 08:42
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini