 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2001/21-566
K : 2001/608
T : 19.09.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TESPİT
- ÇALIŞILAN SÜRELERİN BAĞ-KUR'LU SAYILMASI
Taraflar arasındaki "tespit" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin iş .Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 10.10.2000 gün ve 2000/299 E- 735 K.sayılı kararın incelenmesi davalı Kurum vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 25.1.2001 gün ve 2001/34 - 295 K. sayılı ilamı ile; (...Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacının, 20.04.1982-21,03.1985 ve 01.01.1993-31.05.1999 tarihleri arasındaki dönemde Bağ-Kur' lu sayılıp, sayılmayacağına ilişkindir. Mahkeme yasal dayanaklarını göstermeden bu süreyi bilirkişi raporuna dayalı sigortalı olarak kabul etmişse de bu sonuç usul ve yasaya uygun bulunmamaktadır.
Gerçekten, davanın yasa! dayanağını oluşturan 1479 sayılı Yasanın değişik 24 ve 25. Maddesine göre, kimlerin sigortalı olabilecekleri ve sigortalılığa ilişkin yasal karineler açıkça belirlenmiştir. Bir kimsenin belirtilen maddeler uyarınca ve yöntemince yasa kapsamına alınmadığı ve primlerinin de ödenmediği sürece sigortalı kabulü mümkün değildir. Dava konusu olayda davacını 22.03.1985- 31.12.1992 tarihleri arasında Bağ-Kur kapsamında bulunduğu 31.12.1992'de Bağ-Kur'luluğu terkin edildiği görülmektedir. Buna karşın davacının prim ödemeleri icra marifetiyle tahsil edilmiştir. 1989 yılında yapılan icra takibinde davacının yasal sigortalılık sürelerine ilişkin 383.204 TL prim 373.152 TL gecikme
zammı toplam 756.356 TL daha sonra 1994 yılında yapılan ikinci bir takip de bu kerre gecikme zammı ile birlikte toplam 23.496.404 TL daha tahsil edilmiştir. Böylece, davacının uyuşmazlık konusu dönemde yöntemince kapsamda bulunmadığı gibi, bu dönem primlerinin de ödenmediği açıkça belli olmaktadır; Bilirkişi raporunda ; yasal olarak kapsamda bulunulan sürelere ilişkin ödenen primler dikkate alınmaksızın salt; 1990 yılından itibaren ödenen primlere göre ve global bir şekilde düzenlenen hukuki dayanakları gösterilmeksizin düzenlenen raporun esas alınarak sonuca gidilmesi usul ve yasaya aykırıdır...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece
önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davalı Kurum vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, 20.04.1982-31.05.1999 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiğinin saptanması ve emeklilik talebinin kabulü isteğine ilişkindir.
Davacı vekili 17.02.2000 tarihli dava dilekçesinde; Müvekkilinin 20.04.1982 tarihinde 0353618664 Bağ. No. İle Bağ-Kur' a prim ödemeye başladığını, müvekkilinin bu primleri 30.05.1999 tarihine kadar sürekli olarak ödediğini, arada aksattığı ödemeleri de Bağ-Kur' un icraya koyarak icra kanalıyla ödediğini, 26.04.1999 tarihinde Bağ-Kur İl Müdürlüğünün verdiği hesap ekstresinde sigortalılığının başlangıcının 20.04.1982, hizmet süresinin de 17 yıl 10 gün olarak bildirildiğini, müvekkilinin 25.04.1999 tarihinde emeklilik için müracaat ettiğini, Bağ-Kur İ! Müdürlüğünün 11.08.1999 tarihli yazı ile müvekkilinin 15 yıl prim ödeme süresini doldurmadığını, 7 yıl 9 ay 9 gün hizmetinin olduğunu bildirdiğini, 29.07.1999 tarihinde çıkarılan hesap ekstresinde müvekkilinin giriş tarihinin 22.03.1985 , prim ödeme süresinin de 7 yıl 9 ay 9 gün olarak belirtildiğini, 377.155.479.TL fazla ödeme bildirildiğini müvekkilinin 10 yıllık süresinin iptal edilerek fazladan prim ödediğinin iddia edildiğini, Halbuki bu primlerin bir kısmını davalının icra zoru ile aldığını, Yargıtay içtihatlarına göre sigortalı olma şartlarını taşımasa bile prim ödenen günlerin isteğe bağlı sigortalı kabul edilmesi gerektiğini, sonuç olarak; 20.04.1982 tarihinden 31.05.1999 tarihine kadar sigortalı olduğunun tespiti ile emeklilik talebinin kabul edilmesini istemiştir.
Davalı kurum vekili cevap dilekçesinde; Davacının kurumdaki dosyasına göre 22.03.1985 tarih itibariyle kuruma tescilinin yapıldığı, oda kaydının silindiği, 31.12.1992 tarihi itibariyle de kurumdan kaydının silindiği, Bağ-Kur sigortalılığının sona erdiği, ancak buna rağmen 28.02.1995 tarihinden sonra prim ödemelerine devam ettiği, 17.04.2000 tarihi itibariyle kurumda 377.155.479 TL fazla ödemesinin bulunduğu, fazla ödemelerin isteğe bağlı değerlendirilmesini istemesi halinde, kurumca isteğe bağlı sigortalılık olarak değerlendirileceği, davalı sigortalının kurumdan emeklilik talebinde bulunmadığı, hizmet tespiti ile ilgili belgeleri kuruma verdiğinin anlaşıldığını, 1479 sayılı Yasanın 24 ve 25 maddelerinde açıkça kimlerin Bağ-Kur sigortalısı olduğunun kimlerin olmayacağının sigortalılık yükümlülüğünün ne zaman. başlayacağının ne zaman sona ereceğinin belirtildiğini, 20.04.1982-22.03.1985 tarihleri arasında vergi kaydı olmaması nedeniyle anılan yasa maddelerine göre bu tarihler arasındaki geçen sürelerde adı geçeni zorunlu sigortalı saymaya olanak bulunmadığını, ancak meslek kuruluş kaydına göre 3165 sayılı yasanın yürürlüğe girdiği 22.03.1985 tarihinden itibaren kurumun zorunlu Bağ-Kur sigortalısı olduğu, meslek kuruluşundaki kaydının silindiği 31.12.1992 tarihinde bu sigortalılığın sona erdiğinin kolayca anlaşılacağını, ayrıca 28.02.1995 tarihinden sonra da fazla ödediği primlerin davacının isteği olması halinde kurumca değerlendirileceği, bu ödemelerin isteğe bağlı sigortalı olarak ileriye doğru hizmet verileceğinin yasa gereği olduğu, açılan davanın haksız ve sebepsiz olup, yasal olmadığını, 1479 sayılı Kanunun 24,25 ve 35 maddelerine tamamen aykırı olarak açılan davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; davacının 20.04.1982 ile 31.05.1999 tarihleri arasında Bağ-Kur'lu olduğunun. tespitine, emeklilik isteğinin kabulüne karar verilmiştir.
Özel Daire; yukarıda baslıkta açıklanan nedenle davacının talep edilen dönemde kapsamda olmadığı ve primlerin ödenmediği gerekçesiyle mahkeme kararının bozulmasına karar vermiştir. Mahkeme önceki kararında direnmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Somut olayda; Davacının meslek kurulusu ve vergi kaydı esas alınarak 01.04.1972 tarihinde
yürürlüğe giren ve 20.04.1982 tarihinde değişikliğe yarayan 1479 sayılı Yasanın değişik 24. Maddesi uyarınca Bağ-Kur'a 20.04.1982 tarihinde zorunlu Bag-Kur sigortalısı olarak kayıt ve tescilinin yapıldığı dosya kapsamı ile bellidir.
Davacının Bağ-Kur sigortalısı olduğunu iddia ettiği dönemin(20.04.1982-31.05.1999) içinde yer alan 22.03.1985-31.12.1992 tarihleri arası kurum yönünden de uyuşmazlık konusu değildir. Uyuşmazlık konusu dönem 20.04.1982-22.03.1985 ve 31.12.19922-31.05.1999 arasındaki dönemdir.
Uyuşmazlık; 1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı yasanın 20.04.1982 tarih ve 2634 sayılı kanunla değişik 24.maddesinde öngörülen koşulları taşıması nedeniyle zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılan davacının hak alanını, 1479 sayılı yasanın 24.maddesinde 22.3.1985 tarih ve 3165 sayılı kanun İle yapılan değişikliklerin, doğrudan olumsuz yönde etkileyip etkilemeyeceği, giderek, kazanılmış Bağ-Kur sigortalılığını ortadan kaldırıp kaldırmayacağı noktasında toplanmaktadır.
Gerçekten, 1.4.1972 tarihinde yürürlüğe giren 1479 sayılı yasanın 24.maddesine göre, bir kimsenin, zorunlu. Bağ-Kur sigortalısı olması için, meslek kuruluş kaydı ile birlikte, kendi adına ve hesabına bağımsız çalışması gerekmektedir, öte Yandan, 20.4.1982 tarihinde yürürlüğe giren 2654 sayılı yasa ile değişik 1479 sayılı yasanın .24.maddesinde. Zorunlu
Bağ-Kur sigortalısı olmak için. Ticari kazanç veya serbest meslek kazana dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi mükellefi olması, gelir vergisinden muaf olanlarında meslek kuruluşuna kayıtıl olması hükmü yer almaktadır. Yine 22.3.1985 tarihinde 3165 sayılı kanunla getirilen düzenleme ile de kendi nam ve hesabına çalışanlardan vergi mükellefi olan, esnaf siciline veya meslek kuruluşuna kaydı olanların Bağ-Kur sigortalısı olacağı belirtilmiştir.
Görüldüğü üzere; 20.04.1982 ve 22.03.1985 tarihinde yapılan değişiklikler; değişiklikten, önceki mevzuatın öngördüğü koşullara sahip olan sigortalıların, sigortalılıklarına, son vermemekte, değişikliğin yürürlüğe girdiği, 20.4.1982 t. Ve 22.03.1985 tarihlerinde,
Bağ-Kur'a yeni kayıt ve tescil edilecekler için yeni düzenlemeler öngörmektedir. Tersinin kabulü, kazanılmış hakları ortadan kaldırmak olur ki, bu durumun kabulüne, yasaca ve hukukça olanak olmadığı ortadadır. Kaldı ki, 2654 sayılı yasa ile 1479 sayılı yasanın 24.maddesinde yapılan değişiklikte, vergi mükellefi olmayan vergiden muaf olanlardan, kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıtlı olanların da, zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılacağı açıktır. Yine 22.03.1985 tarih 3165 sayılı yasayla bu kapsam daha da genişletilmiştir.
Davacı ise 01.08.1975-31.03.1982 tarihleri arasında vergi yükümlüsü olup, 18.01.1979 -
31.12.1992 tarihleri arasında da meslek odasına kayıtlı bulunmaktadır. Esnaf Sicilindeki kaydı ise 18.01.1979 da başlamış olup devam ettiği anlaşılmaktadır. Ayrıca prim ödemeleri yapılmış, bir kısmı ise kurumun giriştiği icra takibi ile 20.04.1982-30.06.1994 arası dönem için 30.05.1996 tarihinde ve yine ayrı bir icra dosyasında 20.04.1982-31.05.1988 dönemi için 22.06.1990 tarihinde tahsil edilmiştir. Kurum kayıtlarına göre davacının prim borcu bulunmamaktadır. Davacının isteğe bağlı sigortalılık talebi de bulunmaktadır.
Hal böyle olunca, davacının 20.4.1982 tarihînde yürürlüğe giren değişik 1479 sayılı yasanın 24/h.bendinin öngördüğü koşullara sahip olduğundan 20.4.1982 ila 31.05.1999 tarihleri arasında zorunlu Bağ-Kur sigortalısı sayılması gerektiği söz götürmez.
Direnme kararı bu nedenle onanmalıdır.
SONUÇ: Davalı Bağ-Kur vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile direnme kararının yukarıda açıklanan nedenlerle ONANMASINA, 1479 sayılı Bağ-Kur Kanununu değiştiren 3165 sayılı Kanun gereğince kurumdan harç alınmasına gerek olmadığına, 19.09.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.