 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2001/21-1097
K : 2001/1168
T : 26.12.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- İSTİHKAK DAVASI
- KREDİ KARTI KEFALETİ
ÖZETİ : Haczin 3.kişinin işyerinde temsilcilerinin huzurunda ve borçlunun yokluğunda yapıldığı, mülkiyet karinesinin 3.kişiler lehine olduğu, aksinin borçlu ve dolayısıyla alacaklı tarafından ispatlanması gerekir. Dava açma presedürüne görede davanın alacaklı tarafından açılması gerekirken üçüncü şahıs tarafından açılıp kanıtlandığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.
Taraflar arasındaki "istihkak" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 3.İcra Hakimliğince davanın reddine dair verilen 02.10,2000 gün ve 2000/152 E- 484 K.sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 21.Hukuk Dairesinin 19.03.2001 gün ve 2001/1940-2027 sayılı ilamı ile; (...İstihkak iddiasına ilişkin 3.kişilerin alacaklı ve borçlu aleyhine açtıkları davanın icra Tetkik Merciince reddine dair karar dairemizce onanmışsa da, kafa r düzeltme istemi üzerine tekrar incelendiğinde, toplanan kanıtlar ile dosya içeriğine göre, istemin kabulüne, onama kararının kaldırılmasına ve mercii kararının bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
Davalı borçlu S...Elektronik Sanayii ve Tic. Ltd. Şti. aleyhindeki icra takibi, asıl borçlu İgor Fasovskyy ile davalı alacaklı Türk Dış Ticaret Bankası arasında düzenlenen kredi kartında kefil olması nedenine dayanmaktadır. İcra takibine esas borç miktarını gösteren 6.4.1999 tarihli noter İhtarı borçlunun Kız Kulesi Sokak No:8/6 G.O.P.-Ankara adresine, muhatabın işçisi tebliği almaktan imtina ettiğinden Tebligat Yasasının 21.maddesi gereğince yapıldığı, borcun çoğalması üzerine aynı adrese 22.10.1999 tarihinde çıkarılan ihtarın muhatap aynı adreste tanınmadığından 2.11.1999 tarihinde bila tebliğ iade edildiği, yani her iki tebligat işlemi sırasında borçlunun söz konusu adreste bulunmadığı saptanmıştır. Ödeme emri bu adrese çıkarılmış, aynı adreste daimi işçi damgası altında Özlem T.... imzasına yapılmış, ancak imzanın alt kısmında tanınmıyor yazısı aynı kalemle yazılarak üstünün çizilmiş olduğu görülmüştür. Duruşmada tanık olarak dinlenen Özlem T... yeminli anlatımında, tebligat memuruna borçlu şirketin 8/6 da faaliyet göstermediğini bu nedenle tebligatı almayacağını söylediğini, borçlu şirket temsilcisi Mustafa Ş...'e telefon ettiğini, onun at demesi üzerine aldığını ve sonra ona teslim ettiğini belirtmiştir.
22.2.2000 tarihinde Kız Kulesi Sok. 8/6 adreste yapılan haciz sırasında borçlu yine hazır bulunmamış. 3.kişi A... Dış Tic. Ltd. Şti. temsilcisi Muammer Ü... bu adreste Asta ile Makro Şirketlerinin faaliyet gösterdiklerini, tüm eşyaların bu şirketlere ait olduğunu, borçlu şirketle bu yerin ilgisi olmadığını ileri sürerek, bu durumu ispatlayan Ticaret Sicil Gazetesi ile Ankara Ticaret Odası Sicil kayıt suretini ibraz etmiş, ancak alacaklı vekilinin, borçlunun kredi sözleşmesindeki, ödeme emrindeki ve şirket vekilinin vekaletnamesindeki adreslerin haciz adresi olduğunu beyan etmesi nedeniyle hacze devam edilmiştir. Haczin sonuna doğru, borçlu temsilcisi Mustafa Ş... gelmiş, bu yerin 3.kişilere ait olduğunu, borçlu şirkete ait olmadığını açıklamıştır.
İbraz edilen Oda Sicil Kayıtlan, Kira Stopaj belgeleri, Vergi Levhaları, Mahcuz Tablolara ait hırsızlık poliçesi, faturalar, satış belgeleri, tanık anlatımları, ödeme emrini tebellüğ eden Özlem T...'ın sigortalı işe giriş bildirgesinden (iki bu belgede adı geçenin davacı 3.kişi Makro A.Ş.'nin işçisi olduğu görülmektedir.) haciz yerinin ve mahcuzların davacılara ait olduğu, Borçlunun, davacı A. Kurtçebe A...'in şirketin ortağı iken bir süre bu adreste bulunduğu, adı geçenin payını 15.9.1995 tarihinde şirket temsilcisi Mustafa Ş...'e devrettikten sonra bu adresten ayrıldığı, bu durumun aralarındaki yazılı belgeyle belirlendiği, pay devrinin 29.1.1999 tarihli Türkiye Ticaret Sicili gazetesinde yayınlandığı, hatta aynı kararın alındığı borçlu şirket merkezinin Fevzi Paşa Man. Rüzgarlı Sok. No: 11/12 Ulus-Ankara olarak gösterildiği, Borçlunun avukata verdiği vekaletnamedeki haciz adresinin 1997 yılına ait bulunduğu bu tarihte birlikteliğin varlığının inkar edilmediği belirlenmiştir.
Öte yandan; haczin 3.kişilerin işyerinde, temsilcilerinin huzurunda ve borçlunun yolduğunda yapıldığı, mülkiyet karinesinin 3.kişiler lehine bulunduğu, aksinin borçlu dolayısıyla alacaklının ispatlaması gerekirken, dava açma prosedürü içinde davanın davacılarca ispatlandığı, gerek işyerinin davacılara ait olduğu, gerekse mahcuzların davacıların zilyetliğinde ve mülkiyetinde bulunduğu, davalı borçlunun haciz yeri ve mahcuzlarla ilgisinin bulunmadığı ortaya çıkmıştır.
Davalı alacaklı, öncelikle Ticaret Sicilindeki adresin haciz yeri olduğunu savunmuş, ise de savunmanın doğru olmadığı, haciz öncesinde adres değişikliğinin sicile geçtiği, kayıtlarla görüldüğü gibi, ödeme emrinin tebliği haciz yerinde yapılmıştır iddiası ve gerekçesi de, tebellüğ edenin borçlunun işçisi olmayıp, 3.kişilerin isçisi bulunduğundan yeterli ve inandırıcı kabul edilmemiştir.
Tüm kanıtların değerlendirilmesi sonucu, davanın kabulüne karar vermek gerekirken, reddine hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacıların karar düzeltme isteminin kabul edilmesine ve Dairemizin 11.12.2000 tarihli onama ilamının kaldırılarak hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN : Davacılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Taraftarın karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlere göre,Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Özel Daire bozma kararma uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme karan bozulmalıdır.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin haranın geri verilmesine, 26.12.2001 gününde oyçokluğu ile karar verildi.