 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2001/1-943
K : 2001/724
T : 17.10.2001
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
- TAPU KAYDINDAKİ ŞERHİN KALDIRILMASI
Taraflar arasındaki "tapu kaydındaki şerhin kaldırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Şişli 4.Asliye Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 18.4.2000 gün ve 1999/686 E- 2000/396 K.sayılı kararın incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 14.12.2000 gün ve 2000/14979-15773 sayılı ilamı ile; (...Dava, tapuda şerhin silinmesi isteğine ilişkindir. Davacı, maliki bulunduğu 65 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydında "6831 sayılı yasanın 2/B maddesi gereğince Orman Sınırı dışına çıkarılmıştır." seklinde şerh bulunduğunu ileri sürerek Hazine ve Orman İdaresi aleyhine dava açmış, davanın devamı sırasında taşınmazı Emlak Bankasına temlik etmiş, taşınmazı devralan Emlak Bankası da oturumlara gelerek davaya devam etmiştir. Bu durumda davaya devam edilmesi zorunludur. Davalı Hazine vekilinin, davacı Emlak Bankası vekilinin davayı takip edemiyeceği yönündeki yasa olmayan itirazına değer verme olanağı yoktur.
Hal böyle olunca, işin esası hakkında gerekli araştırmanın yapılması ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, dava konusu taşınmazın devamı sırasında el değiştirdiğinden davalı vekilinin davaya devam etmeyeceğini bildirdiğinden bahisle davanın reddedilmesi doğru değildir. Anılan husus bu kez yapılan inceleme sonucu anlaşıldığından karar düzeltme isteğinin HUMK.nun 440.maddesi uyarınca kabulüne, Dairenin 26.9.2000 tarih, 2000/8468-Esas, 10877 Karar sayılı ilamının ortadan kaldırılmasına, yerel mahkemece kurulan 18.4.2000 tarih, 1999/686 Esas 2000/396 sayılı hükmünün HUMK'nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Davacılar vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulu'nca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Davacı, maliki bulunduğu taşınmazın tapu kaydındaki semin silinmesini istemiş, davanın devamı sırasında taşınmazı Yapı Kredi Bankası A.Ş'ye temlik etmiş, taşınmazı devralan Yapı Kredi A.Ş. vekili de oturumlara gelerek davaya devam etmiştir.
Mahkeme, "H.U.M.K.nün 186.maddesine göre dava ikame edildikten sonra iki taraftan biri müddeabihi başkasına temlik ederse diğer tarafın tercih hakkının bulunduğu, bu tercih hakkının temlik edene karşı olabileceği, maddenin davacı ve davalı ayırımı yapmadığı, her iki
taraf için eşitlik içinde yasa maddesinin uygulanması gerektiği, olayda davalı, devralanla yargılamanın sürdürülmesine izin vermediğinden davacının aktif dava ehliyeti kalmadığı" gerekçesiyle davanın reddine karar vermiş, Özel Daire "Dava konusu taşınmazı dava açılmasından sonra devralan tarafından, açılan iş bu davayı takip etme isteğinin kabul edilip davanın esasına girilmesi gerektiği" gerekçesiyle karan bozmuş, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
1-Yerel mahkeme ile Özel Daire arasındaki uyuşmazlık, dava konusu şeyin dava açıldıktan sonra davacı tarafından üçüncü kişiye temlik edilmesi halinde taşınmazı devralan üçüncü kişinin davalının iznini almadan kendiliğinden davacının yerine geçip davayı takip edip edemiyeceği noktasında toplanmaktadır.
Bir hakka veya bir şeye sahip olan kişinin tasarruflarında serbestliği ilkesi vardır. Ayrık
durumlar hariç, tarafların, dava sırasında dava konusu hak veya şeyi başkalarına devir ve
temlik etmelerine yasal engel bulunmamaktadır. Bu ilkeyi gözeten HUMK.nun 186.maddesi;
"bir davanın açılmasından sonra dava konusunun gerek davacı, gerekse davalı tarafından bir
üçüncü kişiye devir ve temlik edilmesi halinde yapılacak usuli işlemleri düzenlemiştir. Buna
göre, devralan kişi davalının rızasına lüzum olmadan devreden davacının yerine geçer ve
onun hak ve yetkilerini kullanabilir." Kararlılık kazanmış yargısal uygulamalar da aynı
doğrultudadır. Davalının oturum zaptına geçen beyanı bu ilkenin gözetilmesinde sonuca etkili
olmaz (Hukuk Genel Kurulunun 25.4.1984 gün, 82/267 E, 84/474 K, H.G.K. 1.6.1984 gün,
82/189 E, 84/645 K. sayılı kararları)
Bu nedenle mahkemece, Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen ve yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda işin esasına girilerek inceleme yapılması ve soncuna göre karar verilmesi gereğine değinen Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
2-Her ne kadar Özel Daire'nin bozma kararında taşınmazı devralan "Emlak Bankası" olarak belirtilmiş ise de bu husus maddi hataya dayanmakta olup, bozma kararında ki "Emlak Bankası" ibareleri silinerek "Yapı Kredi Bankası A.Ş" olarak düzeltilmesi gerekmiştir.
SONUÇ : Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda ve Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K'nun 429.maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının geri verilmesine, 17.10.2001 gününde oybirliği ile karar verildi.