 |
T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E : 2001/1-1010
K : 2002/1
T : 23.1.2002
Yargıtay içtihatları bölümü
Yargıtay Kararı
Taraflar arasındaki "tapu iptali ve tescil, eşya iadesi" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; İzmir Asliye 10.Hukuk Mahkemesince dava ve tevhitli davanın reddine dair verilen 18.11.1999 gün ve 1996/28 E. 1999/1046 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 1.Hukuk Dairesinin 7.112000 gün ve 2000/10061-13804 sayılı ilamı ile; (... Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine davalı iptal ve tescil isteğine ilişkindir. Bilindiği üzere; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türüdür. Söz konusu Muvazaada miras bırakan gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istemektedir. Ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak işediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini, satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devretmektedir.
Bu durumda, yerleşmiş Yargıtay İçtihatlarında ve 1-4-1974 tarih 1/2 sayılı İnançları Birleştirme Kararında açıklandığı üzere, görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Medeni Kanunun 63-, Borçlar Kanunun 213 ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen "şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resim sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tesbitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kayarın iptalini isteyebilirler.
Hemen belirtmek gerekir ki; bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesi, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmıyacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlıdır. Bir iç sorun olan ve gizlenen gerçek irade ve amacın tesbiti ve aydınlığa kavuşturulması genellikle zor olduğundan bu yöndeki delillerin "eksiksiz toplanılması yanında, birlikte ve doğru şekilde değerlendirilmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun içinde ülke ve yörenin gelenek ve görenekleri, toplumsal eğilimleri, olayların olağan akısı,miras bırakanın sözleşmeyi yapmakta haklı ve makul bir nedeninin bulunup bulunmadığı, davalı yanın alış gücünün olup olmadığı satış bedeli ile sözleşme tarihindeki gerçek değer arasındaki fark, taraflar ile miras bırakan arasındaki beşeri-ilişki gibi olgulardan yararlanılmasında zorunluluk vardır.
Somut olaya gelince: davacı 30 ada, 50 parselde kayıtlı işhanının murisin vekili davalılardan İhsan T... tarafından eşi davalı Sevir'e yapılan 1/100 paylı çıplak mülkiyet devri ile Tuncer üzerinde kalan intifa hakkının pay oranında iptal ve tescilini; 180 ada 68 parselde kayıtlı taşınmazın tapusunun keza pay oranında iptal ve tescilini, olmadığı takdirde tenkis isteğinde bulunmuştur.
Yapılan yargılama sonucu toplanan delillerden ve özellikle tanık anlatım arından miras bırakanın davalılarla birlikte kaldığı, satma ihtiyacının bulunmadığı; sağlığında diğer işleri için davalı Tuncer'i vekil tayin ettiği; 1.5.1981 tarihinde 180 ada 62 parselde 1/10 ve 68 parselde 1/100 Dayın davalı Tuncer'e temlik edildiği; daha sonra 8.5.1981 tarihinde muris ile davalı Tuncer'in tapuca tefrik teslim istemi yaptıkları; işlem sonucu 68 parselin bağımsız olarak davalı Tuncer üzerine tescil edildiği; böylece mirastan mal kaçırmak amacıyla hareket edildiği anlaşılmaktadır. Ayrıca karşılıklı devredilen payların değerleri arasındaki oransızlık ta bu kanıyı doğrulamaktadır.
Hal böyle olunca, davanın Kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgı değerlendirme sonucu reddedilmesi doğru değildir. Davacının temyiz itirazı yerindedir ...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
TEMYİZ EDEN: Taraf vekilleri
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve direnme kararının verildiği tarih itibariyle H.U.M.K.2494 sayılı Yasa ile değişik" "438/II.fıkrası hükmi gereğince duruşma isteğinin reddine karar verilip dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği görüşüldü:
Dava, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil,birleştirilen dava ise, murise ait ziynet eşyasının aynen,olmadığı takdirde miras payına isabet eden parasal değerinin tahsili istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece her iki dava hakkında red kararı verilmiş, davacı vekilinin temyizi üzerine hüküm Özel Dairesince yukarıda belirtilen gerekçe ile salt tapu iptali ve tescil davası yönünden bozulmuş davacı vekili tarafın temyiz edilmesine rağmen; maddi hata sonucu "ziynet eşyasının iadesi davası içir verilen red kararı hakkında Özel Dairece temyiz incelemesi yapılmamıştır.
Yerel mahkeme,iptal-tescil davası ile ilgili bozma kararına uyulmasına karar vererek bozma karar çerçevesinde yargılamayı sürdürmek suretiyle yeni hüküm tesis etmiş,ziynet eşyasının iadesi ile ilgili dava hakkında verdiği red hükmünün sehven temyiz incelemesine tabi tutulmadığını belirterek direnme karar vermiştir.
Bu durumda;yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının ve maddi hata sonucu temyiz incelemesine konu edilmeyen; tevhitli "Ziynet Eşyasının iadesi" konulu davada verilen red kararına ilişkin temyiz itirazlarının tetkiki için dosya Özel Dairesine gönderilmesine.
SONUÇ : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Muvazaa hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil davasında bozma ilamına uyulmak suretiyle verileri yeni hükme yönelik temyiz itirazlarının,
2-Özel Dairece maddi hata sonucu temyiz incelemesi yapılmayan "Ziynet Eşyalarının iadesi" konusu davada verilen red kararma yönelik temyiz itirazlarının incelenmesi için dosyanın 1.HUKUK DAİRESİNE gönderilmesine, 23.1.2002 gününde oybirliği ile karar verildi.