Hukuki.NET

T.C.
YARGITAY
Hukuk Genel Kurulu
E :2001/18-645
K :2001/627
T :26.9.2001

Yargıtay içtihatları bölümü

Yargıtay Kararı

 


 
  • KAMULAŞTIRMA BEDELİNİN ARTIRILMASI
 
Taraflar arasındaki "kamulaştırma bedelinin artırılması" davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Kayseri Asliye 4.Hukuk Mahkemesince davanın reddine dair verilen 5/5/2000 gün ve 1999/520-2000/385 sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 18.Hukuk dairesinin 12/2/2001 gün ve 2001/865-869 sayılı ilamı ile; (...Kamulaştırma tebligatı davacı Melahat Ş... adına 3.1.1989 gününde çıkartılmış, adreste bulunmaması üzerine 22.2.1989 da muhatabın halen Nevşehir'e olduğu ve köye dönmediği şerhi verilerek tebligat belgesi iade edilmiş ve kamulaştırmayı yapan idarece kamulaştırma tebligatı 29.3.1991 tarihinde ilanen yapılmıştır. Tebligat Yasasının 28, tüzüğün 46.maddelerine ve Yargıtay uygulamalarına göre,adresi bulunmayan kişilere ilanen tebligat yapılabilmesi için, muhatabın adresini bilmesi olası özel ve resmi kurumlardan (askerlik şubesi, vergi, nüfus, tapu daireleri gibi) sorulması ve bu araştırmalar sonucu adresi tesbit edilememesi halinde Hanen tebliğ yöntemine başvurulması gerekir. Yine Kamulaştırma kanununun 7.maddesine göre, idarenin,kamulaştırılacak taşınmaz malların sahiplerini ve bunların adreslerini tapu,vergi ve nüfus kayıtlarından araştırarak tesbit etmesi, bu yolla belirlenemezse, haricen araştırması gerekir. Somut olayda davacı kamulaştırma tebliğ tarihinde yurt dışında olduğunu ve halende yurtdışında bulunduğunu, zaman zaman Türkiye'ye giriş yaptığını bu nedenle kamulaştırmayı yeni öğrendiğini iddia etmiştir.
Mahkemece, kamulaştırma tebligatının usulüne uygun yapılıp yapılmadığı araştırılmadan ve saptanmadan taşınmazın Kamulaştırma kanununun 17.maddesi uyarınca davalı idare adına tescil edildiği tarih esas alınarak süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmiştir.
Kamulaştırılan taşınmazın 2942 sayılı Kanununun 17.maddesi uyarınca idare adına tesciline karar verilmiş olması taşınmaz sahibinin bedel artırım davası açmasına engel sayılmamalıdır. Zira, 2942 sayılı Yasanın 14.maddesine göre, dava hakkı ancak, kamulaştırılan taşınmaz malın sahibine yöntemine uygun olarak yapılan tebligattan itibaren 30 gün geçmesiyle sona erer. Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 24.6.1994 günlü, 1993/3 Esas 1994/2 sayılı kararına göre de, kamulaştırılan taşınmaz malın sahibine yasaya uygun bir bildirim yapılmamış olması halinde, 30 günlük sürenin başlangıcı tapuda ferağ tarihinden itibaren işler. Dava açma hakkının başlangıcının bu iki hal dışındaki bir olaya bağlamak, taşınmaz sahibinin mülkiyet hakkının ve hak arama özgürlüğünün yasada mevcut olmayan bir nedenle kısıtlanması sonucunu doğurur. Daha önce 17.madde uyarınca tescil davası açılmış bulunması ve buna ilişkin kararın kesinleşmiş olması, bedel arttırma davasının açılmasına engel sayılmamalıdır. Bedel artırım davasının kesinleşen tescile ilişkin hükmün sonuçlarını etkilemesi söz konusu değildir. 2942 sayılı Yasanın 7.ve Tebligat Yasasının ilanen tebligata ilişkin hükümleri uyarınca gerekli araştırmayı yapıp, yöntemine uygun tebligat yapmayan idarenin bu kusurundan, kamulaştırılan taşınmaz sahibinin zarar görmesi hakkaniyet kurallarına uygun düşmez.
Mahkemece, kamulaştırma tebligatında davacının Nevşehir'e gittiği ve dönmediği hususu belirtilmiş olmakla,davacının Nevşehir'deki adresinin davalı idarece araştırılıp araştırılmadığı ve davacının tebliğ tarihinde yurt dışında bulunup bulunmadığı veya Türkiye'ye giriş yapıp yapmadığı hususları araştırılarak, tebligatın geçerli olup olmadığı tespit edildikten sonra haşıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken 17.madde uyarınca tescil davası esas alınarak davanın süresinde açılmadığından bahisle reddedilmesi doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir...) gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle,yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki kararda direnmiştir.
TEMYİZ EDEN: Dava vekili
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra gereği düşünüldü:
Dava, kamulaştırma bedelinin artırılması istemine ilişkindir.
Öze! Daire ile yerel mahkeme arasındaki uyuşmazlık, kamulaştırma işleminin davaya tebliği için yapılan tebligatın geçerli olup olmadığı, kamulaştırılan taşınmazın 2942 sayılı Yasa'nın 17.maddesi uyarınca davalı idare adına tescile ilişkin kararın görülmekte olan dava yönünden kesin hüküm oluşturup oluşturmayacağı konusundadır.
Mahkemece, Asliye 1.Hukuk Mahkemesinin 1990/418-1991/128 sayılı kararla kamulaştırılan taşınmazda bulunan dava payının idare adına kamulaştırma Yasasının 17.maddesi gereğince teşdi edildiği, teşci! işlemi iptal edilmeden idare aleyhine bedel artırma davası açılamıyacağı, anılan davanın eldeki dava için kesin hüküm oluşturduğu ayrıca kesinleşen hükmün iptal edilmediğinin sabit olduğu belirtilerek, bedel artırma davasının reddine dair karan Özel Dairece yukarıdaki gerekçeyle bozulmuştur. Kamulaştırma işleminin kesinleşmesi için, öncelikle kamulaştırma belgelerinin mal sahibine usulüne uygun biçimde tebliğ edilmesi gerekir. Kamulaştırma tebligatı yapılamaması ve ilgilinin adresi tesbit edilememesi halinde, kamulaştırma tebligatı yapılamayan kişilere ilanen tebligat yapılabilmesi için Tebligat Yasanın 28.Tüzüğün 46.maddeleri ile kamulaştırma Yasasının 7.maddesine göre adres araştırması yapılması zorunludur. Sözü edilen Yasa maddelerinde, muhatabın adresinin özel ve resini kurumlardan (Tapu. Vergi, Nüfus Daireleri gibi) sorulup araştırılması, adresin tesbit edilememesi halinde ilanen tebligat yapılması gerektiği amir hükümdür.
Somut olayda; davaya 3.1.1989 gününde çıkartılan kamulaştırma tebligatının 22.2.1989'da Nevşehir'de olduğu, köye dönmediğinden bahisle iade edildiği saptanmıştır. Oysa anılan tarihte davacı, yurt dışında bulunduğunu bildirmiştir. Mahkemenin davacı iddiasını araştırması, sonucuna göre karar vermesi gerekir. Dosya içeriğinden az yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde işlemin yapılmadığı, kamulaştırma belgelerinin tebliğ edilmediği anlaşılmaktadır.
Öte yandan mahkemenin davacı payının davalı idare adına tescile ilişkin kararın eldeki dava için kesin hüküm oluşturduğu gerekçesine katılmak mümkün değildir. Şöyle ki; mülkiyet edinme iradesiyle açılan dava, kamulaştıran idare tarafından paydaş Melehat Ş... aleyhine tescil istemli olup görülmekte olan dava ise, paydaş davacı, Melahat Ş... tarafından, kamulaştıran idare aleyhine açılan bedel artırma davasıdır. Davaların hukuksal nitelikleri farklıdır. Davalarda konu birliği bulunmamaktadır. H.U.M.K.nun 237.maddesi gereğince kesin hükümden söz edilebilmesi için her iki davanın taraflarının dava mevzunun ve dava sebebinin aynı olması gerekir. Her iki davanın dayandığı (maddi) vakıalar aynı değil, farklı ise kesin hükümden söz edilemez. Aynı taraflar arasında ayni konu ve aynı sebebe dayanılarak daha önce bir dava açılmış ve verilen hüküm kesinleşmiş ise o konuda kesin hüküm var demektir.
Yukarıda açıklanan kural karşısında kesin hükümden söz edilemez. Davalarda konu birliği bulunmamaktadır. Mülkiyet edinmeye ilişkin tescil karan görülmekte olan bedel artırma davası için güçlü delil niteliğini almıştır (H.G.K. 16.4.1997 gün, 1997/8-102/357, 3.2.1999 gün 1999/8-8-29, 5.5.1999 gün 1999/15-235-273).
Ne var ki, mahkemece somut olgular gözetilmeden karar verilmesi doğru görülmemiştir. O itibarla Hukuk Genel Kurulu'nca da benimsenen Öze! Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi  usul ve yasaya aykırıdır. Bu nedenle direnme kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz, itirazlarının kabulü ile, direnme kararının Özel Daire bozma kararında ve yukarıda gösterilen nedenlerden dolayı H.U.M.K.nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin haremin geri verilmesine, 26/9/2001 gününde oybirliği ile karar verildi.
 
İçtihat:
Hukuk Forumlarından Seçmeler
  • [Sorumluluk hukuku] Dijital Sağlık ve Yasal Düzenlemeler: Bitkisel Ürünlerin Online Satışı 
  • 01.05.2025 13:12
  • 2. küçük dairemde kira artış anlaşmazlığı 
  • 29.04.2025 15:42
  • Sözleşmede anarak whatsapp yazışmalarının yasal bildirim kanalı ilan edilmesi. 
  • 29.04.2025 00:17
  • Sözleşmedeki "görüş alınarak" ifadesi, görüşü alınan tarafa eylemi engelleme hakkı verir mi? 
  • 29.04.2025 00:03
  • [Babalık davaları] Evlat edinilen çocukların eski baba adı değişimi hk. 
  • 27.04.2025 11:06


    Yeni Mevzuat

  • KDV Filo Kiralama Şirketleri (Fleetcorp) Borçlarını Devir ALan Varlık Yönetim Şirketleri 

  • Filo Kiralama Şirketlerinin Borçlarının Varlık Yönetim Şirketlerine Devri Halinde KDV 

  • Trafik kazasında kusuru olmayan alkollü sürücüye kasko hasarı ödenir 

  • Keşide tarihinin tahrif edildiği ve ibraz sürelerinin geçtiği çekler Borçlu olunmadığının Tespiti 

  • İkinci Nesil İnternet Sitelerinin Hukuki Statüsü 




  • YARGITAY KARARLARI :
    İçtihat Arama motoru anasayfa   2007   2006   2005   2004   2003    2002    2001    2000   1999    1998    1997    1996   1995   1994   1993    1992    1991    1990    1989    1988    1987    1986    1985    1984    1983    1982    1981    1980    1979    1978    1977    1976    1975    1974    1973    1927-1972

    Diğer Bölümlerimiz +
    Tüm Hukuki NET forumları + Hukuki Portal + Hukuk Haberleri + Sözleşme ve dilekçe örnekleri + Mevzuat ve bilimsel incelemeler + Hukukçu Blogları + Avukat ilanları + Videolar + Linkler + Ansiklopedi ve Sözlük +

    İçtihat Arşivi  Eski içtihat dizini